‘Kadın itfaiye eri aranıyor!’

'Masabaşı çalışırken anonsları duyup oturduğum yerden itfaiye araçlarına koşan erkek itfaiyecileri görüyorum hâlâ ve inanın bu duygunun kötülüğünü tarif etmemin imkanı yok. Eksik hissettiriyor.  Şu bir gerçek ki, erkeklerin çoğu bu mesleği para kazanmak için yaparken kadınlar hayalinin peşinden koşarak itfaiyeciliği tercih ediyorlar.'
Paylaş:
Ayla Önder
Ayla Önder
onderayla@gmail.com
Ayla Önder      onderayla@gmail.com

‘Masabaşı çalışırken anonsları duyup oturduğum yerden itfaiye araçlarına koşan erkek itfaiyecileri görüyorum hâlâ ve inanın bu duygunun kötülüğünü tarif etmemin imkanı yok. Eksik hissettiriyor.  Şu bir gerçek ki, erkeklerin çoğu bu mesleği para kazanmak için yaparken kadınlar hayalinin peşinden koşarak itfaiyeciliği tercih ediyorlar.’

Kadınların yer aldığı bazı mesleklerde aslında pratikte farklı konumlandırıldıklarını görüyoruz.  Şimdiye kadar kadınların itfaiyeci olarak görev yapmaları meşru değildi. Yazılı olmayan kurallar tarafından buna çok izin verilmedi. Ama şimdi bazı belediyeler kadın itfaiyecilerin üniformalı fotoğraflarını gururla paylaşıyor. “Kadın asker de var, pilot da var itfaiyeci de olmalı” diyorlar. İtfaiye  teşkilatlarında istihdam edilen kadınların bu alanda her görevi yapabildiklerinin altı çizilse de durum farklı. İtfaiye Daire Başkanlıkları bünyesinde görevlendiriliyorlar kadınlar fakat iş masa başı! “Yangına ilk müdahale ve kurtarma operasyonları”nda yer alamıyorlar.  Mine Güler de saha eğitimlerini başarıyla tamamlayan ve mesleğe tam donanımlı başlayan genç bir itfaiyeci kadın. İlgisi çocukken başlamış.  “Sokağımızdaki evde yangın çıktığında gelen itfaiyecileri gördüğüm o anda mesleğe bağlandım” diyor. Türkiye geneline kadın itfaiyeci sayısının oldukça az olduğuna dikkat çekiyor.

Kadınlar neden geri görevde?

Bu mesleğin bir erkek mesleği olmadığını ve kadınların da yapabileceğinin ispatlandığını ama gerçekte kadınların geri görevlerde yer aldığını söylüyor genç itfaiyeci. Hem lisede hem de üniversitede itfaiyecilik okumuş. İdeali tamamen   “yangın söndürme ve kurtarma” görevlisi olarak fiili çalışmak. Açık alanda yağmur, kar, fırtına demeden erkeklerle aynı iş şartlarına sahip olmayı talep edenlerden.  O kadar mesleğe tutkun ki.  Dört yaşındayken aklında yer etmiş.  “Çocukluğumdan beri bu mesleği hayal ettim” diyen Mine Güler,  İzmit Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği Bölümü’nü bitirdi. “İtfaiyenin bütün müdahale şekillerini ve bir itfaiyecinin nasıl olması gerektiği eğitimlerini lisede temelden aldım. Bununla da yetinmedim, Kocaeli Üniversitesi’nde de itfaiyecilik eğitimini tamamladım. Sivil Savunma ve İtfaiyecilik bölümünü de bitirdim. Hâlâ sahada neden yer almadığıma, yangınlara bizzat müdahale edemediğime bir anlam veremiyorum” diyor.

‘Yangından bir çocuğu kurtarmak isterdim’

İtfaiye Müdürlüğü’nde çalışan kadın erkek herkese  “itfaiye eri” deniyor. Bu mesleğin kuruluşundan bu yana hep böyle. Hatta belediyeler ilân verdikleri zaman  “Kadın itfaiye eri alınacaktır” ifadesini kullanıyorlar! Meslektaşlarıyla omuz omuza görev yapan 28 yaşındaki Mine Güler, mesleğinin zorluklarına rağmen görevini sahada yapmaya, yangınlardan kurtarma operasyonlarına kadar (erkek meslekdaşlarının üstlendiği) birçok işi yapmaya çok istekli. “İnsan canını kurtarmanın kutsal bir yanı olduğuna inanıyorum. Çocukluğumdan bu yana alevlerin arasından yaralı bir çocuğu kurtarmak istedim, hep bunu hayal ettim ama bu duyguyu hiç yaşamadım. Kadın itfaiyeci olarak biz gidip yangına müdahale edemiyoruz” sözleriyle serzenişte bulunuyor. Temel fikri pratikte insanlara yardım etmek,  onlara iyilik yapmak. Kendi ifadesiyle “bir çocuğu kurtarmasına” geleneksel itfaiyecilik izin vermiyor.

Bir ayrım çizgisi konulmuş 

İtfaiye teşkilatında eşitlik kadınların başarması zor bir konu. 300 yıllık geçmişi olan meslekte bu sorun her zaman var.  Bu mesleğe hayat kurtarmak ve mağdurların mal varlığını korumak için gelmiş çoğu fakat ne var ki fiili yangın söndürmede yani “sahada” yoklar.  Yıllar geçtikçe, erkek ve kadın cinsiyetleri arasında bir ayrım çizgisi koyulmuş.  Zamanla yarışılan ve yüksek risk içeren bir görev alanına sahip iş. 24 saat çalışıp 48 saat dinlenen itfaiye emekçileri görev sırasında işyerinde uyuyorlar. İşte bu 24 saat zorunlu çalışmada  “kadın olmaz” düşüncesi hâkim. İtfaiyeci Hakları Derneği Başkanı Melih Yiğit esasında bu nedenden yani kadınların işyerinde geceleyecek olmasından dolayı mesleği fiili olarak yapamadıklarını vurguluyor. Çünkü her ne kadar itfaiyenin görevi yangın çıkmadan önce yangının çıkmaması için alınacak önlemler, halkın eğitilmesi olsa da en önemlisi kurtarma olaylarına katılması.

Kadınlar ısrar etmeli

İtfaiyeci olmak için erkeklerde en az 1.67 metre boy şartı var. Kadınlarda bu şart en az 1.60. Boy ile kilo arasındaki fark 10 kilogramı geçmemeli. Sınavın yapıldığı tarihte 30 yaşından büyük olunmamalı. Sağlık açısından kapalı mekân, dar alan ve yükseklik gibi fobiler olmamalı. İşe alınma şartları bu şekilde uzayıp gidiyor. Kural olarak kadınlardan istenen boy ölçüsü bile en başından itibaren onların neler “yapamayacaklarının”  belirlenmesi anlamına geliyor.  Mine Güler, kadını işte konumlandırmak için hâkim olan “gücün önemli bir faktör olduğu” düşüncesinden söz ediyor.  Kadınların fiziki olarak erkeklerden daha güçsüz olduğu inancı onları meslekte geri plâna itiyor.  İtfaiye kariyeri düşünen kadınların ısrar etmesi gerektiğini söylüyor. “İster fiziksel çeviklik ister mülakat olsun, bunu sadece kadın oldukları için yapamayacaklarını düşünmemeleri gerekiyor.  Temelde kadın ya da erkek değil önemli olan. Bu işi yapmak istiyor musun? Burada olma tutkun var mı?  Çalışkan mısın? Gerçekten işte olmak için gerekenler bu” diyor.

İtfaiyecilerdeki erkek egemen kültür

“Kadınların işleri yapamayacağı veya ağır olduğu için işleri istemediği” fikri çoğunluk tarafından kabul görüyor. “Kadınlar, itfaiyeci olmak için gerekli tüm nitelikleri taşısalar bile engellerle karşılaşabiliyorlar. Bazı insanlar hâlâ kadınların duygusal veya fiziksel olarak itfaiyeci olarak çalışmaya uygun olmadığına inanıyor. Ve bazı itfaiye teşkilatları, itfaiyecilerdeki erkek egemen kültürü kadın çalışanlara uyum sağlamak için değiştirmeye isteksizler” düşüncesini paylaşıyor Güler.  Kadınların geleneksel yardımcı rolleri değil,  sahada olup yüksek düzeyde operasyonel rollere doğru ilerlediğini görmek istediğini” söylüyor.

‘Onlar itfaiye araçlarına koşarken kendimi kötü hissediyorum’

“İtfaiyecilik mesleğinde erkeklerle aynı işi yapamamak psikolojik olarak nasıl bir duygu yaratıyor?  Bir kadın olarak orada aynı eğitim alındığı halde masabaşı çalışmak ne hissettiriyor?” sorusuna aldığım yanıt çok anlamlı; “Başta hayalim olduğu için zoruma gidiyor. Erkeklerin birçoğu bu mesleği para kazanmak için yaparken kadınlar hayalinin peşinden koşarak bu mesleği tercih ediyorlar. Aynı eğitimleri alıp, birçoğuyla aynı performansı sergileyebiliyorken yapılan ayrımcılık bizi meslekten uzaklaştırıyor. Masa başı çalışırken anonsları duyup oturduğum yerden itfaiye araçlarına koşan erkek itfaiyecileri görüyorum hâlâ ve inanın bu duygunun kötülüğünü tarif etmemin imkanı yok. Eksik hissettiriyor. Yıllar önce ayrımcılığı gördüğümde kendime asla yılmadan bu ayrımcılığı ortadan kaldıracağıma söz verdim. Bir şans verilirse çok daha güzel işler yapıp, bu mesleği daha güzel yerlere taşıyacağız. Bu meslekten olsun ya da olmasın; her kadının önyargı savaşımızda yanımızda olması gerektiğini düşünüyorum. Birimize yapılan haksızlık hepimize yapılmıştır. Her türlüsüne dur demeliyiz.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Üç yıldır yayın hayatını sürdüren kadınların ücretli, ücretsiz emek deneyim, talep ve direnişlerini dile getirmek için hak haberciliği yapan sitemiz Kadınİşçi, Metin Göktepe Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Yolumuzu aydınlatan ve halkın, sınıfın gerçeklerini aktarırken yaşamını yitiren Metin Göktepe’yi saygıyla anıyoruz.
Engelli çocuğu olan annelerin yalnızca çok az bir kısmı ücretli çalışabiliyor. Evde engelli çocuğuna bakım vermek zorunda olan ücretli çalışamayan annelerin yüzde 85’inin herhangi bir sosyal güvencesi yok, yaşlandıklarında tamamen güvencesiz koşullarda yaşıyorlar.
Kendisinin olduğu kadar, kentindeki tüm kadınların ihtiyacı olan eşit, adil ve kadın odaklı bir belediyecilik için kolları sıvadı ve Urfa’nın Haliliye ilçesinden belediye başkan adayı oldu. Emek Partisi’nden aday olan Özak işçisi Funda Bakış ile direnişi ve adaylığını konuştuk
Yoksulluğa, erkek şiddetine, savaşa, emek sömürüsüne karşı sokakları terk etmeyeceklerini vurgulayan kadınlar, “Haklarımız, hayatlarımız için mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!