Enola Holmes’tan sendika liderlerine… ‘%99 için feminizm’ neden büyüyor?

Jo Litter, The Guardian’da yayımlanan makalesinde, sol feminizmin İngiltere’de ve tüm dünyada yükselişte olduğunu belirtiyor: “Yeni nesil, eğilip bükülerek kurumsal kariyer basamaklarını tırmanmak yerine, ekonomik ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini hedef alıyor.” Litter'ın analizini paylaşıyoruz.
Paylaş:

Millie Bobby Brown’ın Sherlock Holmes’un küçük kız kardeşi hakkındaki yeni Netflix filminin fragmanı, “Enola Holmes yine grevde!” diye haykırıyor. Enola Holmes; kendine has bir tarzı olan azimli Viktorya dönemi dedektifi. “Yine grev!”, filmin sadece devam filmi olduğuna değil, aynı zamanda ortamına da atıfta bulunuyor. Film, 1888’deki kibritçi kızlar grevi sırasında, binden fazla kadın ve kız çocuğunun zehirli çalışma koşullarını (14 saat çalışma, sefalet ücretleri ve yönetimin işçi sağlığı ve iş güvenliğe ilgisizliğinden kaynaklanan “fossy jaw”* hastalığı) protesto etmek için Londra’nın doğusundaki Bryant & May fabrikasından çıktığı sırada geçiyor. Bir sahnede, grev lideri Sarah Chapman bir masanın üzerine çıkıp bağırıyor: “Çalışmayı reddetmemizin zamanı geldi. Onlara HAYIR deme zamanı!”

Ekranda grev yapan kadınları görmek hâlâ hem beklenmedik hem de yüreklendirici (elbette böyle bir filme önemsiz bir 2/5 yıldız veren Telegraph’ın film eleştirmeni değilseniz). Filmde maddi koşulları protesto eden kadınların temsili de zamanın bir göstergesi. On yıllardır bir kenara itilip marijinalleştirildikten, modası geçmiş ve hatta utanç verici olarak konumlandırıldıktan sonra, feminizmin toplumsal cinsiyete dayalı ve ekonomik sömürüyü aynı anda ele alan bu formu yeniden diriliyor. Çeşitli sendikaların eylemlerini; aralarında Unison’dan Christina McAnea, UCU’dan Jo Grady ve Unite’tan** Sharon Graham’ın da olduğu, sözünü esirgemeyen kadın genel sekreterler yönetiyor. İngiltere İşçi Sendikaları Kongresi’nin (TUC) eski lideri Frances O’Grady’nin de belirttiği gibi, bu kış grev dalgasına “artık yeter” diyen bir kadın kuşağı güç veriyor. Cinsiyete dayalı ücret farklarına karşı ve uygun fiyatlı çocuk bakımı için sokaklarda yapılan yürüyüşlerde yenilenmiş bir öfke var. İngiltere’deki kreşler Avrupa’daki en pahalı kreşlerden olsa da kreş işçilerine çok düşük bir ücret ödeniyor.

Yalnız İngiltere’de değil

Sol feminizmin son yıllarda yeniden canlanması yalnızca Britanya’da olmadı. Bunu Kadın Grevi’nin küresel taban eyleminde, Barselona’da yerel demokrasinin yeniden inşasında Ada Colau gibi kadınların nasıl önemli rol oynadıklarında görebilirsiniz. Bunu Alexandria Ocasio-Cortez’in de aralarında olduğu ABD’li demokrat sosyalistlerden oluşan “Takım”da (The Squad)*** görebilirsiniz. Bunu, feministlerin “Hayatta kalmak ve borçtan kurtulmak istiyoruz” sloganıyla sokağa döküldüğü #NiUnaMenos hareketinde, Latin Amerika’da kadına yönelik şiddeti ve borcu durdurmak için gerçekleştirilen kitlesel ortak eylemlerde görebilirsiniz.

Enola Holmes-2’den bir sahne…

Soldaki feministlerin bu tür politik eylem biçimleri -ya da “%99 için feminizm” olarak adlandırılan şey- 2008’deki küresel mali çöküşten bu yana tırmanmış durumda. Öne çıkan bir diğer örnek de, İngiltere hükümetinin ev içi şiddete ilişkin destek hizmetlerinde kemer sıkma amaçlı kesintiye gitmesine karşı Sisters Uncut’ın gerçekleştirdiği muhteşem protestolardır (Trafalgar Meydanı fıskiyelerini kırmızıya boyamak gibi). Bu eylemler, hükümetin zenginleri ve finans sektörünü kayıran politikalar izlemesinden kaynaklanan vahşi eşitsizliğe yönelik tepkilerdir. Kemer sıkma politikaları ve (kamusal) harcamalarda yapılan kesintiler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdi; örneğin kadınları daha fazla ücretsiz bakım işini üstlenmeye zorladı.

Bu feminizm biçimi, kadınları hiç sorgulamadan “eğilip bükülmeye” ve kurumsal kariyer basamaklarını tırmanmaya teşvik eden ama bu basamakların dayanağını oluşturan ekonomik dinamiklere dokunmayan feminizmden temelde farklıdır. Şimdi feminizmin “girlboss” (güçlü girişimci kadın) modeline karşı yaygın bir memnuniyetsizlik var. Son zamanlarda yayımlanan bir dizi makale ve mizah yazısı “girlboss’ların sonunun geldiğini” duyurdu; “girlboss’ların binayı terk ettiğini” ilan ederek, gösterişli bireyciliğini gerçekçi olmadığı, çocuksu ve sömürücü olduğu için eleştirdi.

Sol feminizm ne diyor?

Sol feminizm geniş bir yelpazeyi kapsıyor; sosyalist, komünist, sosyal demokrat. Geçmişte olduğu gibi bugün de bazen yararlı bazen de yararsız pek çok farklılık ve anlaşmazlık var. Geçtiğimiz birkaç yılda farklı geçmişlere, siyasi bağlılıklara sahip, farklı nesillerden bir dizi solcu feminist akademisyenle röportajlar yaptım. Onları birleştiren şey, cinsiyetçi baskı ve ekonomik sömürünün birbiriyle ilişkili olduğu anlayışıdır. Çağdaş toplum bizi acımasızca, birbirimizle işbirliği yapmaktansa rekabet etmemiz gereken atomize bireyler olarak düşünmeye teşvik ediyor. Sol feminizm, varoluşun bu tür yalnız ve bölücü biçimlerine karşıdır. Pek çok farklı biçimiyle, servetin yeniden dağıtımını savunur.

Tarihsel olarak bu hareket, yalnızca ücretli emeğe bağlı sömürüyle değil, aynı zamanda ev içi eşitsizliklerle de ilgilendi. Genellikle “toplumsal yeniden üretim” olarak adlandırılan kavramı kullanarak bu iki durumu birlikte değerlendirdi. Bu kavram, ekonominin, tarihsel olarak kendini sürdürmek için ev işleri ve çocuk yetiştirmede harcanan ücretsiz emeğe nasıl bağımlı olduğunu belirlemeye yardımcı olur. Toplumsal yeniden üretime en geniş anlamıyla -ev kadınlarının, dadıların, hizmetçilerin, temizlikçilerin, büyükanne ve büyükbabaların, çocuk bakıcılarının rolüne- bakmak, aynı zamanda sol feminizmin her zaman zorunlu olarak uluslararası ve ırkçılık karşıtı olması gerektiği anlamına gelir; çünkü çoğu zaman “kirli işlerin” büyük bölümünü yapanlar, çok düşük ücretlerle çalışan göçmen kadınlardır.

Enola Holmes-2 hakkında kısmen çarpıcı ve yüreklendirici olan şey, sol feminist bir olay örgüsünün filmin merkezine yerleştirilmesinin kolaylığı ve canlılığıdır. Sol feminist tarihin önemli bir kesiti hayata geçiriliyor, anlamlandırılıyor ve alkışlanıyor. Tarihsel olarak “kadın işi” olarak tanımlanan rollerin değersizleştirildiği, düşük ücretlendirildiği ve sağdaki pek çok kişinin, sosyal devlet ile çalışma yaşamı yasalarla düzenlenmeden önceki bir ana geri dönmeye çok hevesli göründüğü günümüzün farklı ama bağlantılı siyasetinde yankılanıyor.

Bu türden anaakım dramatizasyon için olgunlaşmış daha pek çok tarihsel feminist an var; özellikle 1970’lerde Londra Willesden’deki Grunwick fotoğraf işleme laboratuvarlarında, Jayaben Desai liderliğinde yapılan “Sari giymiş grevciler” (strikers in saris)**** direnişi, hem çok önemli bir politik an hem de ezici çoğunlukla beyaz olan sendikal harekete bir meydan okumaydı. Ayrıca, geçmişten dramatize edilecek çok sayıda feminist politik kampanya ve grev varsa, şimdi de bir o kadar desteklenecek ve etrafında toplanılacak eylem var.


……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
Bu makalenin yazarı Jo Littler, City London Üniversitesi’nde sosyal analiz ve kültürel politika profesörüdür ve Mart 2023’te yayımlanan Left Feminisms: Conversations on the Personal and the Political kitabının yazarıdır.

Makalenin orijinali için: https://www.theguardian.com/commentisfree/2022/dec/27/enola-holmes-union-leaders-feminism-99-economic-gender-inequality
……………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

*fossy jaw: Fosforun neden olduğu çene kemiği çürümesi

**Halen eylemlerini sürdüren İngiltere sendikaları

***Takım (The Squad): ABD Temsilciler Meclisi’nin “en ilerici ve solcu” olduğu söylenen, sekiz Demokrat üyesinin oluşturduğu grup. Bu sekiz üyenin altısı kadın ve hepsi seçildiklerinde 50 yaşın altındaydı. Grubu 2018’de, aralarında Alexandria Ocasio-Cortez’in de olduğu dört kadın temsilci kurmuştu

**** Sari giymiş grevciler (strikers in saris): 1976’da Güney Asyalı kadın işçiler, bir İngiliz fabrikasında kötü çalışma koşullarına karşı yapılan greve öncülük ettiler. Kuzey Londra’daki Grunwick fabrikasında iki yıl gözcülük yaptılar.

Fotoğraflar: AA, Netflix

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!