Sri-Lanka’da büyük markalara üretim yapan kadın işçiler, pandemi sırasında korunmasız çalışarak, sağlıklarından olmuştu. Tekstil işçisi kadınlar, şimdi de ekonomik kriz nedeniyle kapanan işletmeler nedeniyle işsizlikle boğuşuyorlar.
Sendikacılar, işçiler ve kamu çalışanları artan işsizliğe ve güvencesizliğe tepki gösterirken, kadın erkek ücretleri arasındaki eşitsizliğe de dikkat çekiyorlar. İşyerlerinde toplumsal cinsiyet temelli taciz, şiddet ve mobbingin de son bulmasını istiyorlar. 1 Mayıs’ta kadın işçiler kendi sesleriyle alanları dolduracaklar.
Kadın işçilere çalışma yaşamının zorluklarını ve çözüm yollarını anlatan eğitimler verdi, konferanslar düzenledi. Kadınların doğumdan altı hafta önce ve sonra çalışmasının yasaklanması ve analık yardımları için mücadele yürüttü. Sendikal harekette de oy hakkı mücadelesi içinde de yer aldı.
OTİS, otel ve turizm iş kolunda yeni kurulmuş bir sendika. Onları pandemi döneminde sık sık yaptıkları eylemlerden tanıyoruz. Klasik sendikal yapılardan farklı bir örgütlenme modelleri olduğunu söyleyen OTİS’ten kadın arkadaşlarımızla otel, bar, kafe, restoran çalışanı kadınların sorunlarını, sendikayı ve mücadele yöntemlerini konuştuk.
Almanya’da bu yıl geçen yıllara göre kadın erkek ücretleri arasındaki fark yüzde bir puan geriledi. Eşit Ücret Günü için açıklama yapan sendikalar ve kadın örgütleri bunun Pandemi koşullarında erkek ücretlerinin düşmesi ilgili olduğu tespitini yaptıktan sonra Ücret Şeffaflığı Yasası’nda değişiklikler yapılmasını istediler.
ÇEVBİR, çevirmenlerin bir araya gelerek kurdukları bir meslek birliği, kitap çevirmenleri, altyazı-seslendirme çevirmenleri, tiyatro çevirmenleri üye olabiliyor. ÇEVBİR üyesi olan, altyazı ve seslendirme çevirmenliği alanında çalışan Aslı Takanay ve Ece Nihal Karluk ile sohbet ettik. Başka dillerde çekilmiş filmleri bizlere ulaştıran genellikle kadınların çalıştığı bu sektördeki güvencesizliği ve dayanışmayı konuştuk.
Birleşik Metal-İş Sendikası kadın çalışmalarında kullandığı doğru yöntemler, feminist hareketle bağlantısı ile öne çıkan bir sendika. Bu yıl 8 Mart’ı özüne uygun bir biçimde kutlayan sendika olması ise tesadüfi değil. 8 Mart etkinlikleri ve ardındaki emeği arkadaşımız Nuran anlatıyor.
Fatma Yiğit, Şeyma Nur Kılınçlı Şekerpınar’da bulunan Migros Depoda direnen kadın işçilerden, DGD- SEN’de örgütlüler. Onlar da Kod29’dan atıldılar. İçeride uğradıkları baskı, cinsel taciz, mobbing, şiddeti ve direnişin kendilerine kazandırdıklarını anlattılar.
Mobil Film Festival (MFF)[i] geçtiğimiz yıl Un Women’ın da desteğini alarak “Kadın Güçlenmesi” temalı bir yarışma açtı. Yarışma sonrası seçkide, onlarca ülkeden, büyük çoğunluğu kadınlar tarafından yazılmış ve çekilmiş, birer dakikalık 60 film yer aldı.
45 Yıldır yürürlükte olan AB Ücret Yasasına rağmen, erkeklerin yaptığı işlerle aynı beceri, eğitim ve fiziksel çaba gerektiren işleri yapan kadınlara, hâlâ daha az ücret ödeniyor.
Alman Sendikalar Birliğinin (DGB)’nin Kadın ve Eşitlikten Sorumlu Başkanı Elke Hannack 8 Mart 2021’e ilişkin bir çağrı yayınlayarak, sendikaların pandemide sistemin yükünü omuzlarında taşıyan kadınların çıkarlarını daha fazla savunacaklarını açıkladı.
Kadınlar her durumda erkeklerden daha düşük ücret alıyor. Ücret eşitsizliğinin emek piyasalarındaki eşitsizliklerin en somutlaşmış hali olduğuna ve bunu tespit edecek araçların bulunduğuna vurgu yapan, Doç. Dr. Emel Memiş, “eşit ücret mücadelesi sendikalara önemli sorumluluklar yüklüyor, toplu sözleşmeler aracılığıyla ücret farkı ve ayrımcılık üzerine gündem oluşturabilirler.”
COVİD 19 yıllardır sağlık sistemine gerekenin altında yatırım yapılmasının yıkıcı etkilerini gözler önüne sererken sektörde bir milyondan fazla işçiyi temsil eden küresel sendikalar 29 Ekim’de güçlerini birleştirerek “daha kapsayıcı, ulaşılabilir ve dirençli ekonomiler için sağlığa yeterli yatırım” talebinde bulundular.