feminizm

Hem Kadınİşçi eğitim kampına dair söylenecek çok söz var hem de işçi sağlığı ve iş güvenliğinde toplumsal cinsiyet bakış açısına dair; bu öykü burada bitmiyor zaten, sözlerimizi birlikte kuracağız, bu konularda birlikte bilgi üreteceğiz ve örgütleyeceğiz…
Sağın en kadın düşmanı kesimlerini bir araya getiren yeni hükümet döneminde bizi neler bekliyor; bu durum feminist mücadeleyi, kullandığımız araçları nasıl etkileyecek? Ayşe Düzkan’la konuştuk.
Antifeminist mücadele yürütürken bile arakladıkları slogan, feminist mücadelede simgeleşmiş kitabın adı. Yine de söylemeden geçmeyeyim: Aileyi yüceltmek için kullandığınız argüman kadınların kurtuluşunun simgelerinden biri olunca ters köşe yaparak hedefinize ulaşmış olmuyorsunuz, bir kez daha aslını hatırlatmış oluyorsunuz.
Feminizmin etkisiyle sendikalar, bilgi düzeyi ve meşreplerine göre artık kadın ağırlıklı direnişlerde kadın işçi sorunları üzerinden bir siyasi propaganda yürütebiliyorlar. Bu onların etki alanını genişletiyor. Ama VİP direnişinde olduğu gibi kimi zaman her şey görüntüde kalıyor. Nimet’in direniş sonrasında yaşadıkları erkek sendikacılarla işimizin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
“seks işçisi kadınların güvenliği, huzuru ve mutluluğu kadınlar olarak ortak güvenliğimizin, huzurumuzun ve mutluluğumuzun parçası. yıllar önce, “ne iffetli ne iffetsiz biz kadınız” derken bunu kastediyorduk. ve her türden seks işçisine, makbul sayılmayan mesleklerde çalışan tüm kadınlara el uzatacak kurumlar, imkânlar, dayanışma oluşturmadan bu sözün hakkını veremeyiz. çünkü feminizm hepimiz için; sadece “mazbutlar” için değil. “
Şemsa Özar, akademik çalışmalarını daha yaşanabilir bir dünya yaratma mücadelesi ile birleştirmekten hiç vazgeçmemiş bir feminist iktisatçı. Ona armağan edilen bu kitapta, kapitalizme, patriyarkaya, anaakım iktisata ve iklim krizine ilişkin eleştirel analizler ve alternatif mücadele yöntemleri yer alıyor.
Ressam Şükran Yangın Üst, hem eşitsizlik ve ayrımcılıkla hem de ekonomik krizle boğuşan kadın ressamların desteklenmesi gerektiğini söylüyor: “Bir sergi açmak istesek maliyeti çok yüksek. Boyalar, fırçalar, tuvaller çok pahalı. Kadın ressamlar, sergi açacak parayı bulamıyor. Bize, eserlerimize destek verilmiyor.”
Türkiye’de feminizmin adının henüz anılmadığı yıllarda kadın yazarların eserlerinde feminist duyarlılık güçlü şekilde hissediliyor. Sosyolog Duygu Çayırcıoğlu’nun kaleme aldığı “Kadınca Bilmeyişlerin Sonu”, bu duyarlılığı görünür kılmayı amaçlıyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!