güvencesizlik

Kadınlara her gün daha fazla güvencesiz ve esnek çalışma koşulları dayatılırken, tarım işletmelerinde üç kuruşa kötü koşullarda, fabrikalarda altı aylık sözleşmelerle çalıştırılan kadınlar eylemlerde, direnişlerde başı çekiyor. Umut da zaten burada…
Taşeronlarla ayakta duran İBB, 8 Mart’ta kadınlara güvencesiz ve esnek çalışma vaat etti, müjdeledi. Ama herkesin 8 Mart’ı ele alış şekli farklı.
Geçtiğimiz nisan ayında başladığımız ve aralık ayında tamamlanan Kadınİşçi’nin “Depremden Etkilenen Kentlerde Kadınların Ücretli Ücretsiz Emeği” adlı raporunun çıktıları, Bağlam Yayıncılık’ın toplantı salonunda basın ve kadın örgütlerine anlatıldı.
“İlk defa aldığım asgari ücretin içinden ulaşım ve yemek masrafını çıkarınca geriye ne kadar kaldığını, masraflarımı nasıl en aza indirip kalandan birikim yapabileceğimi hesaplıyorum. Her güne “bu iş bitince ne olacak” diye düşünmeden başlamak istiyorum… Yeniden, tek başıma ama yalnız kalmadan, umutlarımı yitirmeden devam etmeye çalışıyorum işte.”
‘Kadın Emeği ve Güvencesizlik’ başlıklı üçüncü atölyemiz, 10 Haziran’da Semiha Arı’nın yürütücülüğünde başlıyor.
15 yıldır çalıştığı Özel Evrim Okulları’nda geçen hafta sendikal faaliyetleri nedeniyle işten çıkarılan Nur Ülküm Ülkü, “Bizim yaşadığımız, süreli sözleşmeden kaynaklı güvencesiz çalışmanın bir örneği. Biz tüm okullarda güvencesizliğin son bulması için mücadeleye devam edeceğiz” diyor.
Bar işçisi kadınların sorunları saymakla bitmiyor. Bir yanda ağır sömürü ve güvencesizlik, diğer yanda ayrımcılık, cinsel taciz… “Gece saatlerinde çalıştığımız için gün içinde asla bir şey yapamıyoruz. Karanlığa yatıp, tekrar karanlığa uyanıyoruz” diyorlar. Güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı talep ediyorlar.
Cinsiyetçi ücret ayrımcılığı, güvencesizlik, mobbing, şiddet… Özel okullarda çalışan eğitim emekçisi kadınların sorunları saymakla bitmiyor. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası’nın çağrısıyla bugün (30 Ağustos) Ankara’da bir araya gelecek olan emekçiler, “Başta taban maaş olmak üzere özlük haklarımız için tüm meslektaşlarımızı buluşmaya bekliyoruz” diyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde taşeron firmaya bağlı olarak evde sağlık ve bakım hizmetleri alanında çalışan ve geçtiğimiz günlerde işten atılan kadın işçiler, taşeron çalışmanın her türlü yükünü taşımışlar. CHP’li belediyelerin kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet uygulamaları onların kapısına uğramamış…
Fazla mesai sözleşmeleri… Artık her işletme dayatıyor bunu. Aç açıkta kalmaktansa daha ilk gün önümüze konulan bu sözleşmelerle modern köleliğe geçişimize, kendi elimizle onay veriyoruz. Amazon depo, Mitsuba, Legrand ve Farplas’tan kadın işçilerle bu sözleşmeleri ve fazla mesailer nedeniyle yaşadıkları sorunları konuştuk.
Ev içi şiddete maruz kalan kadınlar için işyerleri de güvenli değil. Erkekler son 16 ayda en az 15 kadını, çalıştıkları işyerlerinde öldürdü. Çok sayıda kadın ise öldürülme riski altında işini sürdürmeye çalışıyor. 
Kadın işçilerin yaşantıları sanatın konusu olmaya devam ediyor. Juliette Binoche’nin başrolü oynadığı, feribotta temizlik işleri yapan kadın işçilerin deneyimlerini anlatan film, Fransa’da gösterime girdi. Filmi izleyen Nilgün arkadaşımız oradan bildiriyor.
Özlem İlyas’la freelance çalışanları, hakları, örgütlenme imkânlarını, dayanışma gruplarını, güvencesizliği, duyguları konuştuk. Kadınlar freelance çalışmayı nasıl deneyimliyor, hangi koşullarda freelance çalışmaya yöneliyorlar sorularını irdeledik.
Sendikacılar, işçiler ve kamu çalışanları artan işsizliğe ve güvencesizliğe tepki gösterirken, kadın erkek ücretleri arasındaki eşitsizliğe de dikkat çekiyorlar. İşyerlerinde toplumsal cinsiyet temelli taciz, şiddet ve mobbingin de son bulmasını istiyorlar. 1 Mayıs’ta kadın işçiler kendi sesleriyle alanları dolduracaklar.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!