kadına yönelik şiddet

Kadın işçiler, 25 Kasım’da erkek-devlet şiddetine karşı sokaklarda ve alanlarda olacaklarını vurgulayarak, “Her 25 Kasım’da alanlardayım çünkü şiddet her yerde. Şiddet evde, iş yerinde, okulda, üniversitelerde, fabrikalarda. Evde erkeğin kahrını, işyerinde de patronun kahrını çekiyoruz. Yaşamımıza, emeğimize sahip çıkmak için sokaklarda olacağız” diyor.
25 Kasım vesilesiyle, kadın sendikacılarla işyerindeki kadına yönelik şiddet biçimlerini ve sendikaların bu konudaki çalışmalarını, BİRTEK-SEN Sendikası Malatya İl Temsilcisi Halime Sancak ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Avrupa Yakası Temsilcisi Damla Topuz ile konuştuk.
Mor Çatı’nın raporuna göre, deprem bölgesinde çadırlar ‘aileye’ teslim edildiği için boşanma sürecinde olan, şiddet faili kocasından ayrı yaşayan, aile içinde şiddete maruz kalan kadınlar ayrı bir çadıra erişemiyor. Şiddet uygulayan kocayla, kocanın ailesiyle ya da kendi ailesiyle kalmak zorunda bırakılıyorlar.
Acil yargı paketi geçtiğimiz günlerde meclise sunuldu. Israrlı takip suç sayılıyor ama pişmanlık düzenlemesinde yine devlet mağdur kadın adına karar veriyor. Cinsel kimlik ve yönelim kasten öldürme suçunun düzenlenmesinde hesaba katılmıyor. Kadına yönelik şiddet suçlarında uzlaşma öneriliyor. Özetle bir verip çok alıyorlar yine…
Meliha Yıldız sekiz yaşından itibaren sekiz yıl babasının tecavüzüne uğramış bir kadın. Kutsal Tecrit isimli kitabında maruz kaldığı ensesti ve güçlenme hikayesini anlatıyor. Hüzün ve acı dolu olsa da bir o kadar da umut verici kapanmayan yaraları tedavi etmek, acıları sağaltmak için bize çıkış yolunu işaret ediyor.
“Sadece kültürel alanda değil, siyasal alanda da önemli mevziler kazandı feminizm. Kadınlara yönelik şiddet konusunu görmeyen hukuk, büyük bir değişim geçirdi. Artık kadınlara karşı işlenen suçlar hukukun konusu haline geldi. Feminist sorgulama eşitlik meselesine de derinlik kazandırdı. Fiili eşitlik olmadan tam eşitlikten bahsedilemeyeceğine ilişkin açılımı tüm ezilenler için bir dayanak oluşturuyor”.
Mirabal Kardeşler diktatörlüğe karşı mücadele ettikleri için 25 Kasım 1960’da vahşice öldürüldüler. 1981’de yapılan Birinci Latin Amerika ve Karayip Kadınlar Kurultayı’nda 25 Kasım,”Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edildi. O günden bu yana 25 Kasım’da tüm kadınlar sokaklarda kadına yönelik şiddeti protesto ediyor.
Mor Çatı toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan erkek şiddetinin kadınlar üzerindeki etkisini ortaya koyan araştırma sonuçlarını paylaştı. Biz de Kadın İşçi olarak Dissensus Araştırma’dan Prof. Dr. Nükhet Sirman ile yaptıkları araştırma üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Elvan 28 yaşında bir stüdyo fotoğrafçısı. Mesleği çekirdekten yetişerek öğrenmiş, işini seviyor.  İki çocuğu var, ev işleri de ondan soruluyor. O da mesai saatleri hiç bitmeyenlerden. Bir gün kendi fotoğraf stüdyosunu açmak isteyen genç kadın,  fabrika işçisi veya memur gibi düzenli ve güvenceli çalışanlara bazen özeniyor.
Mor Cepken yörük kültürüne ait bir simge. Eskiden kadınlar bu kültürde koca dayağını ifşa etmek için Mor Cepkeni giyip köy meydanına çıkarlarmış. Köy kadını koruma altına alırken dayakçı kocayı da cezalandırırmış. Cansel Karacan bu deneyimi belgesele aktarmış. Bize de seyretmek düşüyor.
“Kadınların emek örgütlenmelerinin sınırlılığı, var olan emek örgütlerindeki eril iktidar yapıları gelecekte de kadın emeğinin tüm boyutlarını ve tezahürlerini yansıtmanın önüne geçecektir. Lütfen günlük- anı defteri tutun, çalışma hayatına dair ne yaşıyorsanız bunların kaydı olsun ve tuttuğunuz kayıtları da saklayın, varsa kızlarınıza ve kadın yakınlarınıza verin.”
Avusturya’da da bir süredir kadın cinayetleri gündemde. Christine Esterbauer Avusturya Sendikalar Birliği Başkan Yardımcısı Korinna Schumann ile kadın cinayetlerini konuştu.
1 Mayıs öncesinde konfederasyonlardan, bağlı sendikalardan, meslek örgütlerinden kadınlara sorunları ve kadın taleplerini sorduk. Pandemi de artan iş yükü ve kadına yönelik şiddet temel sorun. Tüm kadınların ortak talebi ise İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptali, ILO190’nın imzalanması, 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması… Bunların yanı sıra ücret eşitliği de istiyorlar.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden avukatlar, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı günden bugüne sözleşmeyle ilgili verdikleri mücadeleyi Kadınİşçi’ye anlattı…
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!