malatya

Saraçhane’de Taksim ruhunu hissetmek, haksızlıkları anlatmak, Bursa’da omuz omuza olmanın gücünü yaşamak için buluşmuş, Malatya’da ise 1 Mayıs’a gelmek için işe gitmeme kararı almıştı kadın işçi ve emekçiler… 1 Mayıs alanlarından manzaralar…
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olan 25 Kasım yaklaşırken mevsimlik tarım işçisi kadınların işyerinde ve evde yaşadığı şiddeti tarım işçisi kadınlardan dinledik. 25 yaşında, bir çocuk annesi olan Hediye çocuk işçi olarak başladığı çalışma yaşamında tarım işçisi kadınlara ve kız çocuklarına biçilen kaderi lanetleyerek anlattı.
Deprem sonrası işyerlerinin daha fazla kar hırsı ile kadınları düşük ücrete ve fazla iş yüküne mahkûm ettiğini söyleyen depremzede kadınlar, birçok kadının mecburiyetten bu durumu kabul ettiğini anlatıyor.
Malatya’da BİRTEK-SEN adına faaliyet yürüttükleri için işten çıkarılan kadın işçiler, sendikal çalışmalara devam edince devletin radarına takıldı. Emniyet, babaya-kocaya şikâyet ederek kadın sendikacıları şiddete açık hale getirmeye çalıştı ama kadınların gücünü hesaba katmadı.
İrem’le Malatya’da tanıştık. Çocuk işçi olarak başladığı ücretli çalışma sürecinde tarım işçiliği de yapmış fabrika işçiliği de. Çalıştığı her yerde cinsiyet temelli ücret eşitsizliği ve kadına yönelik şiddete maruz kalmış. Şimdilerde “emir altında çalışmamak’ için mantar üreticiliğine başladı. Bakalım…
Tekstil sektörünün ağırlıklı olduğu Malatya’da depremden iki hafta sonra fabrikalar açıldı. Civardaki konteynerler işçi kamplarına dönüştürülürken kadın ve çocukların buralarda kalmasına izin verilmediğinden, kadınların çoğu fabrika dışına itilmiş. Bazı kadınlar ise güvenlik ve hijyen sorunları nedeniyle ücretli işlerini bırakmışlar.
Malatya’da çadır yaşamı ve en temel ihtiyaçlara dahi erişememek, kadınların yükünü epey artırmış durumda. Çadırlarda temizlik, yemek ve bakım işleri hep kadınların üzerinde. Nefes alamıyorlar. En acil talepleri ise konteyner.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!