şiddet

“Etki ajanlığı yasası, “noterlik kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi” başlığı altında adalet komisyonu’ndan geçti. bu yasanın, halkın siyasete etkisini sınırlamak üzere, iktidarı eleştiren herkesi susturmayı amaçladığına şüphe yok.“
ILO’nun 3.007 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen “İşyerinde Şiddet ve Taciz Algıları ve Deneyimleri” araştırması sonuçlarının açıklandığı toplantıya katılan kadın sendikacılar, şiddetin tırmandığına dikkat çektiler: “Şiddetin azalması için sendikalaşmanın, örgütlemenin önündeki her türlü engelin kalkması lazım. Araştırma sonucu da bunu ortaya koyuyor.”
“Orta yaşı geçen birçok insanın geleceğiyle ilgili en önemli dileği başkalarının yardımına muhtaç olmadan yaşlanıp ölmek. bu dileğin gerçekleşmesinin önünde birçok engel var. bunların başında toplumsal yargılar geliyor. hükümetlerin, bütçeyi savunma sanayiine aktarmayı bırakıp yaşlı ve çocuk bakımına ayırmalarının zamanı gelmedi mi?”
2024 Yoksulluk Nafakası Araştırması raporunun yazarı Ceren Akçabay, yoksulluk nafakasının kadınlar tarafından talep edilmesinin, kadınların işsiz ve gelirsiz olmasından kaynaklandığını söylüyor. Ve önemli bir noktaya dikkat çekiyor: “2019 Araştırması’nda nafakanın ödenmemesinin en önemli nedeni nafaka yükümlüsünün isteksizliği olarak gösterilirken 2024 yılında en önemli neden kadınların, erkeğin uygulayacağı şiddetten korktuğu için hakkını arayamaması olarak gösterilmiştir.”
erkek şiddetinin tek sebebinin akp dönemindeki politikalar olduğunu söylemek, düşünmek bizi yanıltır. erkek şiddeti erkeklerden kaynaklanıyor, erkekliğin bugün geldiği noktada şekilleniyor, iktidar buna karşı önlem almıyor, cezasızlıktan vazgeçmiyor.
Nihal şiddet gördüğü evliliğini bitirdikten sonra geçinmek için her türlü işte çalışıyor. Yaşlı bakıyor, evlere temizliğe gidiyor. TYP çerçevesinde okul temizliği yapıyor bir süre daha sonra mevsimlik tarım işçiliği… Hayatın nerede daha güzel, nerede daha anlamlı olacağına kendisi karar vermek istiyor. Hikayesini dinliyoruz.
53 yaşında hem de evde yaptığı iş hiç bitmeyen Gülşen’in hikayesini ele aldık bu kez. (*) Gülşen çalıştığı işyerlerinde görev tanımında olmayan pek çok işi yapmak zorunda bırakılırken ev geçindirmiş, iki çocuk büyütmüş, hasta babasına bakmış, taciz ve mobbinge maruz kalmış, emekli olabilmek için dışardan prim ödemiş.
“Yükselen ve vahşeti artan erkek şiddetine karşı mücadelede elbette en büyük ve ilk hedefimiz patriyarka oldu. Olmaya devam edecek. Ama onun iktidardaki işbirlikçisi ve destekçisi siyasal İslam, ırkçılık da daha ısrarlı şekilde feminist/kadın politikalarının gündeminde olmalı.“
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!