Kaos GL’nin yaptığı araştırma, çalışma yaşamında LGBTİ+lara yönelik ayrımcılığı, nefret söylemini gözler önüne seriyor. KAOS GL Savunuculuk Koordinatörü Defne Güzel, “Bizler ayrımcılığa karşı bizi koruyacak yasalar, kurum içi eğitimler ve kurum içi ayrımcılık yasağı talep ediyoruz. Örgütlü mücadele ve dayanışma ağları da bir o kadar kritik. LGBTİ+’ların talepleri net, özgürlük, görünürlük ve eşitlik” diyor
Gebze’deki Smart Solar Fabrikası’nda işçiler, patronun yüzde 6 oranında zam dayatmasına ve gasp edilen haklarına karşı 22 Ekim’de greve çıktı. Tüm kazanılmış haklarının gasp edilen, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçiler, insanca bir ücret talep ediyor ve ekliyor: “İşverenler bize teklif ettikleri maaşlarla bir ay yaşamayı denesin”
Tapeten Mensucat fabrikasında çalışan kadın işçiler, kötü çalışma koşulları, eş değerde işe eşit ücret alamama, hijyenik olmayan çalışma ortamı, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve sendikal haklar için grevde. EMEP Milletvekili Sevda Karaca ve TEKSİF Örgütlenme Uzmanı Pembe Maden, “ Tapeten patronu kadın işçilere aileleri üzerinden gözdağı vermiş. Sendikalı kadın işçileri kadın sağlığını ciddi biçimde etkileyen, erkek işçilerin çalıştığı kimyasalla işlem yapılan bantlara sürmüş” dediler.
Kamu emekçilerinin hükümetin zam teklifine karşı İstanbul Kadıköy’deki eyleminde konuştuğumuz kadınlar emeklerinin değersizleştirildiğini, geçinemediklerini belirterek tepkilerini dile getirdiler. İşyerlerinde yaşanan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılıkların da giderilmesi gerektiğine vurgu yapan kadın çalışanlar, sendikaların ortak eylem yapmasını olumlu buluyorlar.
600 bini aşkın çalışanı ilgilendiren kamu toplu sözleşmelerinin üçüncü toplantısı da yapıldı. Kadın işçilerin talepleri Hak-İş ve Türk-İş’in sunduğu ortak teklife hiçbir şekilde yansıtılmadı. İki hastane çalışanı, Sağlık-İş Sendikası İstanbul Şube Başkanı Nedime Mutlu Yıldırım ve Gaziantep milletvekili Sevda Karaca ile konuştuk.
Şiddetin neredeyse her halini yaşamış Gülcan.* Çalışma hayatı çocukken başlamış. 50 yıldır ücretli işlerde çalışmasına rağmen emekli olabilmek için dışarıdan prim ödemiş. Bugün bastonla yürüyor ve hala çalışıyor. Çünkü emekli maaşıyla geçinemiyor.
Tüm Bel-Sen 3 No’lu Şubesi’nin Adalar Belediyesi’yle imzaladığı toplu sözleşmede kadınlar için radikal talepler yer aldı. Sürecin mimarlarından Alev Tosun ve Nermin Bakacak işyeri şiddetine karşı mücadele etmeyen toplu sözleşmelerin eksik kaldığının altını çizerken Kadıköy Belediyesi deneyiminden yararlandıklarını vurguluyorlar.
Koska’da çalışan bir kadın işçinin ağır baskılar ve mobbing sonucunda psikolojisi bozuldu. Ayrıca ciddi fiziksel rahatsızlıklar da yaşadığı için “ağır işte çalışamaz raporu” aldı. Psikolojisi harap olmuş kadın işçiye müdürün sorduğu,” Madem hastaydın neden işe girdin?” sorusu esasında Koska’daki kadın işçilere yönelik baskı ve şiddetin çok kısa bir özeti…
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde taşeron firmaya bağlı olarak evde sağlık ve bakım hizmetleri alanında çalışan ve geçtiğimiz günlerde işten atılan kadın işçiler, taşeron çalışmanın her türlü yükünü taşımışlar. CHP’li belediyelerin kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet uygulamaları onların kapısına uğramamış…
Didim’de tam da yetki sürecinde İstanbul Sözleşmesi ve ‘Geçinemiyoruz’ eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle sürgün edilen Eğitim Sen’li üç kadın öğretmen, “İktidar ne yaparsa yapsın kadınları yıldıramaz” diyor. Yandaş sendikadan yetkiyi bu kez farkla alacaklarını, daha fazla örgütleneceklerini, şubeleşeceklerini söylüyorlar
Çok küçük yaşlardan itibaren ev işçisi olarak çalışmaya başladı. Atlanta’da 70 ev işçisi kadınla kurdukları sendikanın üye sayısı kısa sürede 13 bini geçti. Bu sendika sayesinde Amerika’da ev işçileri sosyal haklara kavuştu ve ücretleri yükseldi.
Nisan ayı içinde Alman parlamentosunda mini işler tartışılacak. Alman Hizmet Sendikası başta olmak üzere pek çok sendika kadınları yaşlılıkta yoksulluğa mahkum eden ve giderek genişleyen bu işlerin, sınırlandırılmasını istiyor.
BBC iki haftalık grevi kazanımla sonuçlandı. 28 Ocak’ta Kadınİşçi olarak dayanışma ziyaretindeydik ve o günün akşamı TGS ile işverenler anlaştı. Ayazda karda, tipide direnen gazeteciler yüzde 32 ücret artışının yanı sıra yemek, sağlık haklarında da iyileştirmeler aldılar. Gözlük yardımı, göz bozukluklarının bir “gazetecilik meslek hastalığı” olarak kabul edilmesinin yolunu açabilir.
Yıllardır yandaş sendikaların insafına bırakılan kamu emekçileri son iki toplu iş sözleşmesi sonrasında resmen sefalet ücretlerine mahkûm edildiler. Sosyal haklar zaten pazarlığın gündeminde bile değildi. Her kesimin ayrı ayrı etkilendiği bu dönem, sağlık çalışanları kadınlar için de çok zor geçiyor. Hemşireler anlatıyor.