Tırmalaya tırmalaya atlatabildik; başka türlü olmuyor

Geçtiğimiz sayıda kadınlara iş garantili forklift operatörlüğü kursundan bahsetmiştik. Kursun öğretmeni de bir kadın. Nazife Ümid İskit hoca, tüm iş makinelerini tanıyor ve kullanıyor. Onunla bu erkek sektörde, kadın eğitimci olarak nelerle karşılaştığını, ayrımcılıkla baş etme yollarını konuştuk…
Paylaş:
Bahar Gök        bihargok1982@gmail.com

Geçtiğimiz sayıda kadınlara iş garantili forklift operatörlüğü kursundan bahsetmiştik. Kursun öğretmeni de bir kadın. Nazife Ümid İskit hoca, tüm iş makinelerini tanıyor ve kullanıyor. Onunla bu erkek sektörde, kadın eğitimci olarak nelerle karşılaştığını, ayrımcılıkla baş etme yollarını konuştuk…

Gebze Ticaret Odası’nın 12 Temmuz’da başlayan, Forklift Operatörlüğü kursunda tanıştığımız Nazife Ümid İskit, iş makineleri konusunda oldukça deneyimli bir eğitmen. İş makinesi eğitimini verecek uzmanın kadın olduğunu görünce biraz şaşırmış biraz da sevinmiştik. Malum,  erkeklerden, herhangi bir motorlu aracı kullanmak için yardım aldığımızda özgüvenimizi sarsacak davranışlarla sıkça karşılaşıyoruz. Konu iş makineleri olunca da ister istemez eğitimi verecek kişinin erkek olacağını düşünmüştük.

Forklift operatörü olarak çalışan kadın sayısının yok denecek kadar az olması nedeniyle, erkek ağırlıklı bu çalışma alanında eğitimi verecek kişinin Ümid Hoca olduğunu duyunca normal karşılamıştık. Ancak Ümid ismini daha çok kullanan Nazife Ümid İskit hocamızla tanışınca, kursiyerler olarak, önyargılarımızdan biriyle yüzleştik diyebiliriz.

1956 yılında İzmir’de dünyaya gelen Ümid Hoca, Makine Fakültesi Endüstri Bölümü’nden mezun olmuş. Üniversiteyi bitirdikten sonra ilk çalıştığı sektör demir-çelik olmuş. Çalışma hayatına tamamen erkeklerden oluşan bir yerde başlamanın avantaj olabileceğini ise sonradan fark etmiş. Üretimde kadının işi olmaz mantığıyla çokça karşılaşmış ve her defasında bu önyargıları kırarak yoluna devam etmiş. İşin ne olduğuna bakmaksızın çalışırken sektör sektör dolaşmış. İş güvenliği uzmanı, üretim planlama, üretim müdürlüğü gibi değişik işlere ‘ne iş olsa yaparım’ diyerek el vermiş. 42 yıldır çalışan Ümid Hoca 2003 yılında çıkan İş Kanunu’ndan sonra 2004 yılında sınavlara girerek sertifika almış ve uzun bir süre iş güvenliği uzmanı olarak çalışmaya devam etmiş.

İş güvenliğini işverene anlatmak zor

Bu alanda görevini yapmaya çalışırken idari işler, satın alma, insan kaynakları gibi departmanlarda da aynı anda görevlendirilmiş ve iş yükü sürekli artmış.  İş güvenliği tedbirlerini aldırtmanın bunu patronlara anlatmanın büyük sıkıntısını yaşamış. İnsan hayatının önemsenmediği yerlerde iş güvenliği uzmanlığı yapmak istemediğine karar verdiği bir gün istifa edip bağımsız olarak çalışmaya başlamış. Hiçbir firmaya ya da OSGB’ye bağlı olmadan kendi başına bulduğu işlerde yine iş güvenliği uzmanı olarak çalışmaya devam etmiş. Daha uzun saatler çalışmış ancak özgür çalışma olanaklarını yaratmış. İş güvenliği konusunun yavaş yavaş tanındığını ama yine de kabul görmediğini belirtikten sonra “İş güvenliğinin anlamını işverene anlatmak çok zor olduğu için sonunda onda da pes ettim” diyor.

Tam da bu dönemde, önceden çalıştığı işyerlerinde, iş makinesi eğitimi verdiği kurslarda kurduğu ilişkiler üzerinden gelen teklifi değerlendirerek iş makinesi eğitmenliğine geçiş yapmış. Lastik, döküm, inşaat gibi tamamen erkeklerden oluşan yerlerde çalışmış olmanın verdiği avantajı bu noktada kullanmaya başlamış Ümid Hoca. Erkek egemen alanlarda var olmak konusunda bu yüzden yabancılık çekmediğini söylüyor gülerek. Bu zamana kadar en fazla üç-dört kadınla bir arada çalıştığını anlatırken “İdmanlıyız yani” diye de ekliyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ayırmış olduğu sürücü kurslarının bir tanesi binek araç sürücü kursu, diğeri iş makinesi sürücü kursu olduğu için sertifikalarını tamamlayarak rahatlıkla geçiş yapmış.  İş makinelerinin tanımlarını ve kullanabileceği makine seçimini de Milli Eğitim Bakanlığı’nın, eğitim verebilir şeklindeki formlarında yazan-seçilmiş iş makineleri- tüm iş makinelerini profesyonel olarak kullanmış. 10 yıldan fazla süredir iş makineleri uzman eğiticisi olarak ders vermeye devam ediyor ve hala Kocaeli’nde sahada ders veren tek kadın eğitmen.

Kadınlar çok dikkatli kullanıyor

Ders verirken anlatım tarzına hayran kaldığımız Ümid Hoca, ilk defa tamamı kadın olan bir ekibe eğitim veriyor şu anda. Kadınların bu alanda çalışmak için hevesli olduklarını görmenin, kendisi açısından yeni bir deneyim olduğunu söylerken yaptığı karşılaştırmalarda, iş makineleri kullanımının kadınların potansiyelini ortaya çıkarabilecek bir alan olduğuna özel olarak dikkat çekiyor. Kurallarla çalışma konusunda erkeklerin çok sorumsuz olduklarını, bunu da kurallarla çalışanların işten çıkarılacağını ve işin yetişmeyeceğini iddia ederek haklı göstermeye çalıştıklarını anlatıyor. Bu mantığı hala çözemediğini söyleyen Ümid Hoca’ya öğretmeye çalışan, “biz işi zaten biliyoruz hoca” edasıyla yaklaşan kursiyerler olduğunu duymak yabancı olmadığımız bir konu.  Eğitime katılan kadınların ise eş, baba, kardeş, yakın çevre vs. tarafından “kadınların iş makinesinde ne işi varmış, yapamazsın” kodlarıyla gönderildiklerinden dolayı öğrenme sürecinin başlarda biraz ağır ilerlediğine değiniyor. “Ancak ilk tedirginliği atmaya başladıklarında hızlı ilerliyor öğrenme süreçleri. Başkalarının yargısıyla bir karar veriyorlar, olay o değil. Kendi içindekine baksınlar. Elinin hamuruyla erkek işine karışma diyenlere verilecek cevap şu olmalı. Her türlü işi kadına yaptırıyorsunuz, sonra kadın dışarda hiçbir şey yapamaz oluyor. Niye, nasıl oluyor bu? Çok da güzel kullanıyorlar. Ben bunu yapabilir miyim diye sorarken, evet yaparım demeliler. Ben belki biraz da feministliğimden kadın olarak yapamayacağımız hiçbir işin olmadığına inanıyorum. “Kesinlikle yapmayacağımız hiçbir iş yok.” sözleriyle tüm söylenenlere kulaklarını kapatmalarını istiyor. Çünkü kadınların dikkatli kullanmak konusunda ekstra çaba harcadığını gördüğünü ve bu yüzden de çok başarılı olacaklarını bildiğini söylüyor.

Makineyi kasten bozuyorlardı

Ticaret odasına böylesi bir deneyime kendisini de ortak ettikleri için özel olarak teşekkürlerini sunan Ümid Hoca, başlarda olacak bir iş değil, diye düşünmüş. Aslında biraz da o nedenle mutlu çünkü 42 yıllık çalışma yaşamı içerisinde kendisini zaman zaman zorlayan unsurları yeniden yeniden hatırlamasına vesile olmuş kurs. Nedir bu hatırlamalar diye sorduğumuzda, aldığımız cevap hepimizin iş yaşamının özeti oluyor tam olarak. “Üretimde kadın çalışamaz mantığı beni en yaralayan bakıştı. Aynı zamanda hırslandıran bir cümleydi. ‘Üretimde kadının işi yok.’ Bunu çalışma hayatımın ilk on beş yılında filan yaşadım. Onu kırdığım için çok memnunum. Bana zorluk çıkarmak için makineyi kasten bozuyorlardı. 24 saat fabrikada oturduğumu biliyorum başlarında. ‘Onlar yapacaksa ben de yapacam’ diyordum. Oysa sendikalı bir işyeriydi o zamanki iş yerim. Tırmalaya tırmalaya atlatabildik. Başka türlü olmuyor. Bizim toplumumuzda kadının, hele ki kendilerinden yüksek bir statüde olabilmesi imkânsız sanki. Öyle görüyorlar. Halbuki ben şurada görüyorum ki erkekler hiç de abartılacak kadar değiller. Kadınlar çok daha dikkatli kullanıyor. Yeter ki temelini kavramalarına müsaade edelim. Kurs bu yanıyla bana biraz da kendi sürecimi hatırlattı. O nedenle de bu işi kadınların çok iyi yapacağından eminim.”

Paylaş:

Benzer İçerikler

Kendisinin olduğu kadar, kentindeki tüm kadınların ihtiyacı olan eşit, adil ve kadın odaklı bir belediyecilik için kolları sıvadı ve Urfa’nın Haliliye ilçesinden belediye başkan adayı oldu. Emek Partisi’nden aday olan Özak işçisi Funda Bakış ile direnişi ve adaylığını konuştuk
Yoksulluğa, erkek şiddetine, savaşa, emek sömürüsüne karşı sokakları terk etmeyeceklerini vurgulayan kadınlar, “Haklarımız, hayatlarımız için mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.
Ankara’da el yapımı çikolata üreten Patiswiss’te çalışanların çoğunluğunu 50 yaş üstü kadınlar oluşturuyor. Çünkü patron kadın istihdamı üzerinden teşvik almış. “Kadınlar tarafından kadınlar için” üretiliyor reklamı ile kendini tanıtan, insanlık dışı çalışma koşullarının olduğu fabrikada sendikal örgütlenmeyi engellemek için kadına yönelik her türlü baskı ve şiddet ise mübah.
“Türkiye’nin her tarafından buraya yardımlar aktı ve burada din, dil, ırk, siyasi parti ayrımı yapmadan insanlar, dayanışma konusunda seferber oldu. İktidar bu güçlü dayanışmaya istese de dokunamazdı. Yapabilseydi yapacaktı ama buradaki toplumsal muhalefeti ve toplumsal dinamikleri karşısına alamadığı için yapamadı, cesaret edemedi.”
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!