İşçi Sağlığı Problemlerinin Toplumsal Cinsiyet Normlarıyla İlişkisi: Metal İşçisi Kadınlar Üzerinden Bir Değerlendirme

Kadın işçi sağlığı gözetmeden yapılan ergonomik tasarımlar, Kas iskelet sistemi hastalıklarına yol açarken, taşlama, sinterleme işlerinin yapıldığı alanlardaki metal tozu ve duman solunum yolu ve akciğer hastalıkları yaşamasına sebep oluyor.  Buna ev işleri de eklenince kadınlar “Ev ve İş Arasında Presslenme” yaşıyorlar.
Paylaş:

Metal sektörü, diğer imalat sektörlerine kıyasla ağır ve zorlayıcı olması nedeniyle işçi sağlığını tehdit eden risklerin yüksek olduğu çalışma alanlarından biridir. Metal sektöründeki fiziksel ve psikolojik koşulların zorlayıcılığı, işçi sağlığını ciddi şekilde etkiyebilmektedir. Ancak işçi sağlığı konusunda göz ardı edilen bir gerçeklik vardır: İşçi sağlığı problemlerinin, toplumsal cinsiyet normlarıyla ilişkisi ve kadın işçi sağlığı!

Kadınlar, metal sektörünün geleneksel erkek egemen kurgusu nedeniyle fiziksel ve psikolojik koşullardaki eşitsizliği, erkeklere oranla daha derinden hissetmektedir. Özellikle sektördeki ergonomik eşitsizlik, kadınların bir işi yaparken daha fazla yorulmalarına, fiziksel olarak kendilerini zorlanmalarına ve sağlık problemi yaşamalarına neden olmaktadır. Sektördeki toplumsal cinsiyet rolleri bağlamında kadınlara yıkılan işler, işlerin yapıldığı mekanların ve ekipmanların tasarımı, kadınların ücretli emek sürecinde maruz kaldığı ikincil pozisyonunu pekiştirirken; fiziksel güç gerektiren koşulların yaratmış olduğu zorlukları deneyimlemelerinin yanı sıra bedensel ve psikolojik tahribata da neden olmaktadır.

Kas iskelet sistemi rahatsızlıkları

Kadınlara atfedilen “becerikli, titiz, pratik” gibi birtakım özelliklerden yararlanma çabası, sektörde çalışan kadın işçilerin montaj, paketleme, taşlama, kalite kontrol gibi destek birimlerinde yoğunlaşması bir yandan kadınların “ikincil konum”larını pekiştirirken, diğer yandan kadınların sağlık problemleri yaşamasının da önünü açmaktadır. Örneğin, sektörde kadınların yoğunluk gösterdiği işlerin rutin ve stabil hareketler gerektirmesi, makinaların ergonomik tasarımı, metal işçisi kadınların neredeyse çoğunun kas ve iskelet rahatsızlıkları yaşamalarına neden olmaktadır. Taşlama, sinterleme gibi metal işleme işlerinin yapıldığı alanlarda ortaya çıkan yoğun metal tozu ve dumanı, sektörde çalışan kadınların çeşitli solunum yolu ve akciğer hastalıkları yaşamasına yol açabilmektedir. Ayrıca, ağır iş yükü, kimyasal ve tehlikeye maruziyet kadınların hem gebelikte hem de gebelik dışındaki üreme sağlığını tehdit etmektedir. Bazı işyerlerinde işverenin hız baskısına ek olarak yaşanan işten atılma kaygısı, metal işçisi kadınların sağlıklarını göz ardı etmelerine ve erkek fizyolojisine uygun olması nedeniyle işleyişi yavaşlattıklarını düşündükleri ekipmanları kullanmamalarına neden olurken; bazı işyerlerinde ise hala ekipman tedariği konusunda ciddi eksiklikler yaşanabilmektedir. Sektörde kadınların yoğun olarak çalıştığı bir başka alan olan kalite kontrol gibi destek birimlerinin, üretim alanlarından uzak tutulması ve atölye içerisinde eğreti sayılabilecek, herkesten uzak alanlara ancak kontrol amirlerince gözlemlenebilir şekilde konumlandırılması yoluyla kadınlar üzerindeki baskı, kontrol ve tahakküm ilişkilerinin işyerinde devamlılığı sağlanırken, ikincil konumları pekiştirilmekte ve onlar üzerinde manevi tahribat yaratmaktadır.

Cinsiyetçi muamele

Metal işçisi kadınlar için işyerinde manevi tahribatın bir boyutu da ücretli emek sürecini deneyimlerken karşılaştıkları cinsiyetçi ve eşitsiz uygulamalardır. Özellikle geleneksel erkek egemen kurguyla harmanlanmış metal sektöründe kadın olmak, doğal ve olması gerektiği gibi karşılanmaktan uzak tavırlarla karşılık bulmuş ve ne yazık ki hala bazı işyerinde bulmaya da devam etmektedir. Eşitsiz, adil olmayan ve cinsiyetçi muamele ve söylemler, metal işçisi kadınları ciddi bir psikolojik baskıya maruz bırakarak, onların ruh sağlıklarını etkilemektedir.

Ev iş arasında presslenme

İşyerindeki sağlıksız fiziksel ve psikolojik koşullara, hane içi sorumlulukların eklenmesiyle kadınların sürekli olarak “çifte mesai”ye maruz kalmaları, kendilerine vakit ayırma ve dinlenme sürelerini gasp etmektedir. Ev içi gündelik eylemlerin ağır yükü, ücretli emek sürecindeki deneyimlerle karşılaşınca ortaya tek bir şey çıkmaktadır: Ev ve İş Arasında Presslenme! Bu durum, fiziksel sağlık sorunlarının yanı sıra, işyerinde kaza yaşanması ihtimalini arttırmakta ve kadın işçi sağlığını tehdit etmektedir. Cinsiyet eşitsizliğinden doğan tüm olumsuz deneyimlere rağmen çalışma mecburiyeti ve işinden olma kaygısı, kadınlar açısından çalışma acısını her gün daha da derinleştirmekteyken; kadın işçi sağlığını hala genel işçi sağlığı içerisinde tartışmak ve yalnız işyeri bağlamıyla sınırlı tutmak büyük bir noksanlıktır.

Fotoğraf: DHA

Paylaş:

Benzer İçerikler

Fabrika işçisi Nevin sözü yemekten çıkanlara getiriyor; “Tabağımızın dibini karıştırdığımızda kaşığımıza ya böcek ya da sinek yapışıyor. İşimizle ilgili aksamları da görünce şaşırıyoruz. Otomobillerin metal kısımlarını üreten bir fabrikayız. Bazen de küçük metal parçalarının çorbada yüzdüğüne tanık oluyoruz. Çoğumuz yemeden aç bir şekilde masadan kalkıyoruz”.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!