Köşe Yazısı

solda erkek şiddetinin bir kavram olarak tanınması, kınanması büyük ölçüde ortak bir değer haline geldi. ancak feminizm karşıtlığı çok önemli bir ortak değer ve erkek şiddetine duyulan tepkiden güçlü olabiliyor. böylece erkek şiddeti, patriyarkadan başka aklınıza gelebilecek binbir şeyle açıklanıyor ve çözümsüz kalıyor…
aile yılı tam gaz devam ediyor. iktidar kadınların mevcut haklarına el koymak, adil olanı değil patriyarkanın gerektirdiklerini hayata geçirmek için yeni yeni adımlar atıyor. son olarak kadınların miras hakkı hedefte. mirasın eşit şekilde bölünmesi zorunluluğu kaldırıldı. bunun yerine mirasçılar kendi aralarında anlaşabilecek. kadınların miras hakkı feminist bir kampanyanın konusu olmayı hak edecek kadar önemli bir mesele.
İsviçre’de stalking (ısrarlı takip) ceza kanunu kapsamındaki suçlara eklendi. Ama bunun için kadınların yarım asır mücadele vermesi gerekti.
“iran, bu saldırıya, molla rejiminin yanlış politikaları sebebiyle değil, doğru bir politikası yani direnişe destek vermesi sebebiyle maruz kalıyor. israil ve tıpkı filistin ve lübnan’da yaptığı gibi, sivil halkın yaşadığı bölgeleri, hastaneleri, medya kurumlarını bombalıyor ki bunların hedef alınması uluslararası hukuka göre savaş suçu.”
1991 yılında İsviçre’nin Valais kantonunda yaşayan kadınlar eşit haklar için sokaklara inerler. 14 Haziran 2025 tarihinde yapılan Kadın Grevi ilk yıldan bu yana yapılan en kitlesel eylemlerden. Bu yıl da kadınlar yaşadıkları sorunların ana kaynağı olan patriyarkayı hedefe koyup “Patriarkayı yık” diyerek birbirlerine ve dünya kadınlarına seslendiler.
“kendinize eşcinselleri, transları “yadırgama” hakkını tanımış olabilirsiniz. ama unutmayın, cinayete giden yolun ilk adımı yadırgamak, kendinizden saymamak. onlar gizliliğe mahkum ediliyor; öyleyse açılma sırası sizde; gözlerinizi açma, kollarınızı açma, bilincinizi açma, dayanışmanın sınırlarını açma, selam verilmeyene selamınızı açma… onur ayı başlamanın tam zamanı değil mi?”
“Kadınlardan kadınlara uzanan, görünür olan bir yol var. O yol, bu yol işte. Evliliğe, aşka, erkeklere güvenmeme bilgisi. Hepsi biter gider. Kendini erkeklerin insafına bırakma uyarıları levhaları ile donatılmıştır bu yol.  Hayat bir yerde kadınları annelerinin bu nasihatiyle sınar. Ve anneler ne kadar da haklıdır.”
“toplumsal sebepleri olan olguları yasaklarla değiştirmenin mümkün olduğu fikri, tam da içinde yaşadığımız otokratik rejime uygun bir kafa yapısı. sağlık bakanlığı, bizi tartacağına piyasadaki abur cuburu denetlese hatta yasaklasa çok daha iyi olur. “
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!