Köşe Yazısı

İster iktidarınız, ister şimdiden kaybettiğiniz seçim için nasıl, kimle, hangi ittifakı kurarsanız kurunuz, 8 Mart alanındaki ittifaktan daha güçlü olamazsınız. Buraya kadarmış, yenildiniz.
‘yolu kurtuluştan geçen kadınlar’ kitabında, kadınların örgüt içinde erkeklerden daha zor kabul gördüklerini, bunun onları daha fazla fedakârlık yapmaya ittiğini çok açık biçimde görüyoruz. ama daha önemli bir şey var: bu örgüt, kadınların ücretsiz emeğiyle örülmüş.
Bu yıl 8 Mart’ta kadınlar olarak yas, isyan ve mücadele azmiyle sokaklardayız. Depremde on binlerce insan yaşamını yitirdi. Bunun bir doğa olayı değil, insan eliyle işlenen cinayet olduğunun farkındayız. Birbirimizin aklına, duruşuna, mücadele azmine ve bunların birleştirilmesine; feminist politikaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var…
Trollerin bile boşa düştüğü böyle bir dönemde her taraftan istifa sesleri yükseliyor. Bu sesin her gün daha artacağı belli. İktidarın sesi değil, ölmesi dahi önemsizleştirilmiş milyonların yükselen sesi duyuluyor. Onlarsa hâlâ seçim derdindeler. Oysa seçime gidebilecek takatleri bile yok.
Bakanlığın açıklaması adeta suç itirafı niteliğinde. Akıllara ilk gelen soru şu: On binlerce kişinin canına mal olmuş, yüz bini aşkın yaralının olduğu, milyonlarca insanı etkileyen deprem sonrası binlerce çocuğun yanında olması gereken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı nerede?
Maraş depremleri bir kez daha gösterdi ki AKP’nin de ittifakının da derdi halk değil. Yani emekçiler, işçiler, kadınlar, LGBTİQ+lar, çocuklar, hayvanlar değil. Onların tek derdi kişisel çıkarları ve onu korumak için muhtaç oldukları iktidar. Bunun için ne kadar çabalasalar da Maraş depremleri ile bu şansı tamamen kaybettiklerinin farkındalar.
AKP, 2018 seçimlerinde kadınların işgücüne katılım oranını yüzde 41’e yükselteceğini söylemişti. Bugün TÜİK verilerinde bile bu oran yüzde 31,7 civarında. 20 yıldır uyguladıkları kadın emek piyasalarını esnekleştirme politikalarının sonucu, zirveye çıkan genç kadın işsizliği oldu.
Dünyadaki yüzde 1’lik en zengin kesim, zamane kavramıyla adeta dünyaya “çökmüş.” Buna karşı yürütülecek ekonomi politikaları, emek sömürüsü karşıtı olacağı gibi patriyarkal ev içi kadın emeği sömürüsünü hedef almalı; doğanın talanına karşı ve ekolojik, feminist olmalı…
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!