Haber Merkezi
DİSK Kadın Komisyonu 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma günü etkinlikleri çerçevesinde, 22 Kasım Pazartesi günü saat 13.00’da Kadıköy İskele Meydanı’nda kitlesel bir basın açıklaması yaparak ILO 190’ın onaylanması için yürütecekleri kampanyayı başlattı.
DİSK’e bağlı sendikalardan Birleşik Metal ve Genel İş üyesi mor grev önlüklü kadınların ağırlıklı olarak bulunduğu, çeşitli siyasi partilerden ve kadın örgütlerinden katılımcıların da yer aldığı basın açıklaması, DİSK Araştırma Dairesi uzmanlarından Deniz Beyazbulut’un alanın içinden “ILO 190 Sayılı Sözleşme Onaylansın, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” başlıklı bildiriyi okumasıyla başladı. “Kadına Yönelik Şiddete Son Bulsun, ILO 190 onayla, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarıyla sık sık kesilen bu girişten sonra, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, kadın üyeleri ve eyleme katılan konukları selamlayarak konuşmasına başladı.
İşyerlerinde kadın üyelerimiz eylemde
Çerkezoğlu DİSK’in ILO 190 Sayılı Sözleşmenin onaylanması için bir kampanya örgütlediğini ve kampanyaya Kadıköy’deki bu eylemle başladıklarını belirttikten sonra “DİSK olarak bu kampanyayı kadın örgütleriyle, diğer konfederasyonlarla, meslek örgütlerinden kadınlarla beraber sürdüreceğiz. Bu süreç ILO190 sözleşmesi imzalanana kadar ve bu topraklarda kadına yönelik şiddet son bulana kadar devam edecek. Kampanya boyunca Türkiye’nin dört bir yanında örgütlü olduğumuz işyerlerinde DİSK’li kadınlar, kadına yönelik şiddete karşı mücadele etme konusundaki kararlılıklarını dile getirip, kokartlarını takıp, bildiriler okuyacaklar. Bugün burada yarın Kocaeli’nde, Ankara’da iki hafta süresince pek çok ilde açıklamalara, çağrılara, eylemlere devam edeceğiz. Bu süreci başta kadın örgütleri olmak üzere diğer konfederasyonlar, meslek örgütleri, siyasi partiler ve kadın mücadelesine sahip çıkan herkesle birlikte sırt sırta, omuz omuza yürütme kararlılığındayız” dedi.
Ataerkil sistem ve güç ilişkileri
Çerkezoğlu, kadına yönelik şiddetin temelinde kadın erkek eşitsizliğinin, ataerkil sistem ve güç ilişkilerinin yattığının altını çizdikten sonra, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı DİSK olarak mücadelelerini sürdüreceklerini ve İstanbul Sözleşmesi’nin gece yarısı kararnamesiyle ortadan kaldırılmasını asla kabul etmediklerini de sözlerine ekleyerek İstanbul Sözleşmesini yaşatmaya kararlı olduklarını da vurguladı.
25 Kasım’ın tarihçesiyle konuşmasını sürdüren Çerkezoğlu, pandeminin cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirdiğini, bu süreçte kadınların ev içi yüklerinin ve ev içi şiddetin arttığını ama siyasi iktidarın kadın politikalarıyla bu eşitsizliklerin ve ayrımcılıkların daha da derinleşmesine katkıda bulunduğunu belirterek, “AKP iktidarı İstanbul Sözleşmesini fesh ederek kadınları şiddet karşısında yalnız ve korumasız bıraktı” dedi.
Çok geniş kapsamlı tanımlama yapıyor
Çalışma hayatının işyerlerinin kadınlar için güvenli yerler olmadığını, 2019 yılında ILO’nun Çalışma Konferansı’nda işyerinde şiddet ve cinsel tacize karşı 190 sayılı sözleşmenin kabul edildiğini ve bu sözleşmenin 25 Haziran 2021 yılında yürürlüğe girdiğini belirterek “Bu sözleşme işyerlerindeki toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve cinsel taciz de dâhil; bağırma, tehdit ve sataşmayı da içerecek şekilde psikolojik şiddeti de içine alarak çok geniş kapsamlı bir tanımlama yapıyor. Ve sözleşme statüsüne bakılmaksızın” hali hazırda çalışan, iş sözleşmesi sona eren işçiler, stajyerler, gönüllüler, iş arayanlar, iş başvurusunda bulunanları koruyacağını bildiriyor. O nedenle işyerlerinde şiddet ve cinsel tacizin sona erdirilmesi açısından son derece önemli bir sözleşme” dedi.
ILO190’nın onaylanması ve etkin bir biçimde uygulanması için işyeri iş yeri meydan meydan, kent kent mücadele vereceklerini, emeklerine ve yaşamlarına sahip çıkacaklarını sözlerine ekleyen Çerkezoğlu, konuşmasına “Kadına yönelik şiddete karşı yaşasın kadın dayanışması” diye son verdi.
Basın açıklaması sonrası alanda Kadınİşçinin kendisiyle yaptığı kısa görüşmede Arzu Çerkezoğlu önümüzdeki günlerde ILO Türkiye yetkilisi ile bir görüşme yapacaklarını, konunun tüm muhataplarıyla enine boyuna konuşup tartışıp bir baskı grubu oluşturacaklarını söyledi.
Katılımcılar sloganlar eşliğinde dağıldılar.