Sendikada 8 Mart

Birleşik Metal-İş Sendikası kadın çalışmalarında kullandığı doğru yöntemler, feminist hareketle bağlantısı ile öne çıkan bir sendika. Bu yıl 8 Mart’ı özüne uygun bir biçimde kutlayan sendika olması ise tesadüfi değil. 8 Mart etkinlikleri ve ardındaki emeği arkadaşımız Nuran anlatıyor.
Paylaş:
Nuran Gülenç
Nuran Gülenç
nurangulenc@gmail.com
Nuran Gülenç

Birleşik Metal-İş Sendikası kadın çalışmalarında kullandığı doğru yöntemler, feminist hareketle bağlantısı ile öne çıkan bir sendika. Bu yıl 8 Mart’ı özüne uygun bir biçimde kutlayan sendika olması ise tesadüfi değil. 8 Mart etkinlikleri ve ardındaki emeği arkadaşımız Nuran anlatıyor.

Sendikal alanın kadın çalışması 8 Martlardan 8 Martlara sendika başkanları tarafından kadın işçilere verilen karanfile indirgendiği günlerden, sosyal medyada tasarımı yapılan görsel paylaşımlarının yeterli sayıldığı günlere doğru evriliyoruz.  Kadın işçilerin çalışma hayatında sorunları dağ gibi. Kendileri de sorunları da sendikalarda görünmez durumda, bu durumu dert edecek, politika üretecek mekanizmalardan yoksunlar. Ya da adı olan kendi olmayan mekanizmalar mevcut. Bu nedenle sendikalar hâlâ erkekler kulübü gibi çalışmaya devam ediyor.

Bu genellemenin dışına çıkan, çıkmaya çalışan sendika da yok değil. Geleneksel sendikal işleyişi kırmak, sendikayı kadınlar için de sendika haline getirmek adına çaba sarf eden ancak birkaç sendika var. Benim de içinde bulunduğum Birleşik Metal-İş Sendikası bunlardan biri, Toplumsal cinsiyet çalışmalarını programına alan sendikada kadın işçilerin görünürlüğü arttı, temsilci sayısıyla birlikte baş temsilci sayısı da arttı. Henüz profesyonel sendikacılığa adım atamamış olsalar da şube kurullarında ve yönetiminde yer almaya başladılar, İşyerlerinde şiddet ve cinsel taciz, toplumsal cinsiyet çalışmaları, eğitimleri, kadın üye eğitimleri, toplu sözleşmelere kadınlarla ilgili konulan hükümler kadın çalışmalarının merkezinde duran başlıklar. Daha alınacak yolumuz olsa da kat ettiğimiz yolun, yüzde 94’ü erkek olan bir sendika için oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.

Son genel kurulda tüzük güvencesine de kavuşan Kadın Komisyonu sendikada yürütülen kadın çalışmalarının merkezinde. Komisyon, kadın işçilerin sendikada örgütlenmesini, taleplerinin oluşturulmasını, yürütülecek kadın çalışmalarının çerçevesini belirliyor. Merkez Yönetim Kurulu da bu planlanan çalışmaların hayata geçmesini sağlıyor.

Fabrikalarda İşçiler Eylemde

İşyeri eylemlerinden

Birleşik Metal-İş Sendikası Merkez Kadın Komisyonu 2021 yılı 8 Mart’ı için bir dizi etkinlik planladı, Yönetim Kurulu bu etkinliklerin hayata geçirilmesini sağladı. Öncelikle 2021 yılı Ocak-Şubat aylarında, şubelerde komisyonların kurulması, ya da etkinleştirilmesi için çalışmalar yürütüldü.  Komisyon, 8 Mart’ın tarihçesini içeren bir metin hazırlanması ve işyerlerinde dağıtılması önerisi getirdi.  Hazırlanan ve broşür halinde basılan tarihçenin işyerlerinde dağıtımı yapıldı. Bir diğer etkinlik önerisi, Şube Komisyonlarının yazılı olduğu pankartlarla işyerlerinde etkinlik yapılmasıydı.  Bu öneride, “Eşitsizliğe, Ayrımcılığa, Yoksulluğa, Şiddet ve Tacize İsyandayız” yazılı pankartlar “Kadın Komisyonu” imzasıyla ve kadın işçilerin taleplerini içeren dövizlerle, işyerlerinde komisyonun bildirisi okunarak hayata geçirildi.

Kadınlar Sendikada buluşuyor

8 Mart’ın bir diğer etkinliği, Kadın Komisyonu’nun pandemi koşullarını da dikkate alarak örgütlediği bir salon toplantısı oldu.  Toplantı, şubeleri temsilen 60 kadar kadın işçinin katılımı ile gerçekleştirildi. Kadın Komisyonu’nun taleplerini içeren basın metni, Komisyon sözcüsü Gülhanım Gürbüz tarafından okundu. Ardından kadın temsilciler kürsüye çıkarak söz aldı ve sendikanın yürütmüş olduğu kadın çalışmasına yönelik değerlendirmelerini, taleplerini ve eleştirilerini paylaştılar. Ayşe Sağlam, Betül Özer, Gamze Fırat, Meltem Yıldız, Rabia Kızılet, Zübeyde Demir

Merkezi etkinlik

görüşlerini paylaşan temsilciler oldu. Kadın işçiler özellikle işyerlerinde cinsel tacize karşı sendikanın sergilemiş olduğu tutumun kadınlar için çok önemli olduğunu, kendilerini sürekli kontrol etmeye çalışmaktan, kısıtlamaktan kurtulduklarını, kendilerini güvende hissettiklerini ve bu duygunun onlar için ne kadar önemli olduğunu belirttiler.  Kadın ve erkek üyelere yönelik olarak yapılan toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet ve tacizin sonlanması konulu eğitimlerin yaygınlaştırılmasını talep ettiler.

Bir diğer talep ise, metal sektörünün cinsiyetçi istihdamına yönelikti. Kadın işçilerin sayısının arttırılması, bunun için toplu sözleşmeler dâhil, her türlü sendikal aracın kullanılması kadın işçilerin talepleri arasındaydı.  8 Mart etkinliklerine yönelik, talepleri de vardı arkadaşlarımızın.  Bir yıl sonraki etkinliklerde şube komisyonları olarak görev almak istediklerini, bunun için de 8 Mart haftasında şube komisyonlarında görevli kadın işçilere izin yazılmasını istediler. Etkinlikte, merkez yönetimi ile bir araya gelen işçiler taleplerini dillendirirken, Birleşik Metal-İş’in kadın işçileri güçlendirmek için attığı örnek adımları taktirle karşıladıklarının altını çizdiler.

Kadın Eğitimi

Kadın eğitimi

Sendikada yapılan etkinliğin ardından, İstanbul, Gebze, Bursa, Trakya, İzmir ve Eskişehir’den gelen 25 kadın, Birleşik Metal-İş Sapanca Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nde 8-12 Mart tarihleri arasında yapılan eğitim programına katıldı. Yılda 2 defa, 4-5 günlük eğitimler şeklinde yapılan eğitim, bu yıl 8 Mart haftasına alındı.  Program kadınları hem güçlendirmek hem de bilgilendirmek hedefini gözetiyor. Eğitimler, alanında uzmanlaşmış, bu alanda çalışmalar yapan feminist kadınların eğitimci olarak destek verdiği bir formatta yapılıyor. Bu eğitimde de Hülya Gülbahar, Sezen Yılmaz eğitim çalışmamıza katkı sundular. Toplumsal Cinsiyet, İşyerlerinde Şiddet ve Cinsel Taciz, İstanbul Sözleşmesi, 6284 Sayılı yasa, Çalışma Hayatında Haklarımız, Kadın Emeği Tarihi ve Kadın Mücadelesi, Birleşik Metal–İş Sendikası Tarihi, Sendikalarda Kadın ve İletişim başlıklarında eğitimler yapıldı.

İsveç IF Metall Sendikası’nda 8 Mart

Zaman zaman yurtdışından sendikal kademelerde görev yapan kadınların deneyim aktarımı için fırsat yarattığımız eğitimlerde, bu sefer konuk sendikacı, IF Metal Genel Başkanı Marie Nilsson oldu.  Nilsson 310 bin üyesi olan ve yüzde 20 oranında kadın üyeye sahip İsveç’in ikinci büyük sendikası IF Metall’in Genel Başkanı. Zoom üzerinden eğitime katılan Nilsson, özetle, kendilerini “feminist, eşitlikçi bir sendika” olarak tanımladıklarını, tüm kademelerinde yüzde 30 kadın kotalarının bulunduğunu belirtti. Sendika bünyesinde oluşturdukları network ağları üzerinden kadın çalışmasını yürüttüklerini, dönem dönem bir araya gelerek kendi aralarında toplantılar yaparak çalışmalarına yön verdiklerini kaydetti. En büyük sorunlarının, kadın işçilerin bu alanda çalışmak istememeleri olduğunu; bu nedenle de kadınları metal sektörü başta olmak üzere erkek hâkimiyetindeki alanlara girmeye özendirecek çalışmalar yapmak gerektiğini vurguladı. Bu 8 Mart’ta işyerlerinde bir kampanya başlattıklarını, kadınlara regl dönemlerinde kolaylık sağlanması, pedlerin, hijyen ürünlerinin kadın işçilerin ulaşabileceği yerlerde bulundurulması, ihtiyaç halinde kadın işçilerin dinlenmeleri için alanlar düzenlenmesi, bu dönemi daha ağır geçiren kadın işçiler için izin verilmesi gibi talepleri de içeren; regli konuşmayı, normalleştirmeyi de hedefleyen bir çalışmayı başlattıklarını söyledi. Karşılıklı soru ve cevaplarla devam eden aktarım, kadın işçilerin ilgisini çekti. Tüm başlıklar ilgi, beğeniyle karşılanırken, kadın işçiler eğitim dışında birlikte film izlediler, sohbetler ettiler, eğlendiler. Kendi deyimleri ile kendilerini güçlenmiş hissettikleri, pek çok yanlışı fark ettikleri, sendikalarına olan güvenlerinin arttığı bir süreci deneyimlediler.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi kadın işçiler, 8 Mart öncesi Gebze’de eylemdeydi: “Deprem sonrası yaşananlar ranta dayalı tek adam rejiminin ağır bir faturasıydı. Bu ataerkil sömürü düzenini değiştirecek gücümüz var.”
Sendikalı olduğu ve haklarına sahip çıktığı için işten çıkarılan özel sektör öğretmeni İrem Erdem, “Beni haksız çıkarmak için ‘ahlak dışı davranış’ yalanına sarıldılar. Kadını toplumun gözünden düşürmek için bu söylemlere başvuruyorlar. Ben asla korkmuyorum. Haklarımı alana kadar mücadele edeceğim” diyor.
Barutçu Tekstil’de üç ayı aşkın süredir direnişlerini sürdüren kadınlar, direnişle birlikte özgüvenlerinin yerine geldiğini söylüyor: “Bizim elimizde güç varmış, farkında değildik. Kendimizde güç hissettik. Bu sendikalılığın bize verdiği bir şey. Özellikle bayanların birbirine bu kadar kilitlenmesi… Dayanışma… Yapabiliriz, bir şeyleri değiştirebiliriz.”
Nersoy Tekstil’de sendikalı oldukları için işten çıkarılan işçiler direnişlerini sürdürüyor. Kölelik koşullarında çalıştıklarını anlatan kadın işçiler, uluorta hakaretlere, aşağılamalara ve cinsel tacize maruz bırakıldıklarını söylüyor: “Ahlaksız konuşuyorlardı. Şikâyet ettiğimizde suçlu çıkarılıyorduk. Bu nedenle susup şikâyet etmeyen kadınlar vardı…”
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!