Van’da kadınlar bütün renkleriyle 1 Mayıs kutlamalarının yapıldığı Musa Anter Barış Parkı’ndaydı.
1 Mayıs mitinginin taşıyıcısı olan kadınlar özellikle düşük ücret, iş yerlerinde yaşanan mobbing ve tacizler, patronların dayattığı baskılara karşı mücadeleyi büyüteceklerinin vurgusunu yaptılar.
KESK ve ona bağlı iş kollarındaki kadınlar da mor önlükleri flama ve pankartlarıyla alanlardaydı. 1 Mayıs’ın anlamının büyük olduğunu vurgulayan sendikalı kadınlar da bir kez daha emek sömürüsüne karşı sendikal haklarının korunması noktasındaki taleplerini yinelediler. Muş, Bitlis, Hakkâri ve diğer illerden de Van bölge mitingine katılım vardı. KESK Muş Şubeler Platformu “Kadına yönelik şiddete; taciz, tecavüz, baskı, tutuklama ve cinayetlere hayır” pankartıyla alanda yerini aldı. Mitingde, sık sık Jin Jiyan Azadi sloganları atıldı. Ardından yapılan konuşmalarda, kadın emeği, emek sömürüsü, işyerlerindeki baskılar ve mobbing dile getirildi.
“En büyük emekçiler kadınlar ve gençlerdir!”
Konuşmayı yapan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal, “Mart seçimlerinde halkımızın büyük direnişiyle ‘Söz bizim, karar bizim’ diyerek kazandık. Bugün de ‘Biji Yek Gulan’ diyerek direnişimizi sürdürüyoruz. Bugün kapitalist sistem kadın emeği üzerinden varlığını koruyor. Bugün bizler emeğimize, sözümüze, direnişimize sahip çıkarak bu politikaları boşa çıkardık. En büyük emek sahibi, kadınlar ve gençlerdir. Kirli zihniyet işçileri hedef alıyor. Yine kirli politikalarla KHK ile birçok emekçi yoldaşımız işinden oldu. Buradan bir kez daha bu politikaları kınıyoruz. Karar ve söz bizim, gidecek olan sizsiniz” dedi.
“Haklarımızı almalarına izin vermeyeceğiz”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, AKP’nin Kürt halkına, işçilere, emekçilere, kadınlara hesap vereceğinin altını çizdi. “Bizler yerel seçim kampanyası sürecinde hem Kürdistan hem de Türkiye’nin dört bir yanını dolaştık. En çok dile getirilen sorun, açlık ve yoksulluk oldu. Bugün Türkiye’de 50 milyona yakın insan açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor. AKP saraylarda yandaşlarına ülkenin bütün varlıklarını ve kaynaklarını peşkeş çekerken işçilere, emekçilere açlığı ve yoksulluğu reva gördü. İşçilerin grev hakkına göz diktiler, işçilerin grev yapmalarını engellediler. İrili ufaklı gerçekleşen işçi eylemlerine saldırı düzenlediler. Kazanılmış haklarımızı, ellerimizden almalarına izin vermeyeceğiz” diye belirtti.
“KHK’larla kurumlara saldırdılar”
Kadınların öncülüğünde devam eden Lezita işçi direnişini selamlayan Hatimoğulları sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürdistan’da açlık ve yoksulluktan kaynaklı gençlerin göç yolunu tuttuğunu hepimiz biliyoruz. Bugün bu alanda bulunan her bir arkadaşımızın ya bir kardeş ya bir yakını, yaşanılan yoksulluktan ve işsizlikten dolayı göç yolunu tutmuş durumda. Mevsimlik işçilerin çektiklerini, özellikle Kürdistan’dan, Çukurova’ya, İzmir havzalarına mevsimlik işçi olarak giden kardeşlerimizin en çok da kadınların çektiği acıları, emeklerinin nasıl sömürüldüğünün hepimiz iyi biliyoruz. Bu iktidar işçileri, emekçileri, halkları yoksullaştırırken, ülkenin tüm kaynaklarını beşli çetesine ve yandaşlarına peşkeş çekmiştir. Bütün fabrikaları, bütün işletmeleri özelleştirdiler, sattılar. Bununla yetinmediler, muhalif olan sendikaların, işçi ve emekçi kardeşlerimize, KHK’lerle ya kurumlarına saldırdılar ya da ihraç ettiler” dedi.