Yazarın Diğer Yazıları

Mürüvet Yılmaz
Mürüvet Yılmaz
dramahewi@gmail.com
Agrobay Seracılık’ta sendikalı oldukları için işten atılan ve üç haftadır direnişte olan kadınlar, çok ağır koşullarda çalıştıklarını anlatıyor. Tülay, “Erkekler ‘Kadınlarla aynı parayı alıyoruz’ diye bırakıp gittiler. Erkek işlerini de biz yaptık. Sağlığımızı kaybettik. Karşılığı bu oldu” diyor. Haklarını alana kadar hiçbir yere gitmeyeceklerini vurguluyorlar.
Mersin Hali’nde iki hafta önce grev yapan kadın işçilerden Türkan, çocukluğundan beri sigortasız çalışıyor. Devletin halleri hiç denetlemediğini söyleyen Türkan, “Sizden sesimizi duyurmanızı istiyoruz. Sigortalı olmak istiyoruz. Bu kadar yeter! Bu kadar kölelik olmaz! SGK’mız olsaydı haklarımız olurdu” diyor.
Milletvekilliğine aday olan kadın işçilerden biri de Yeşil Sol Parti’nin Adıyaman adayı Meryem Ceritli. Temizlik işçisi Meryem, seçilirse Meclis’e kadınların eşitlik ve özgürlük talebini, mücadelesini taşıyacağını belirtiyor. Adıyaman’da depremden etkilenen kadınlar için mor yaşam alanları oluşturacaklarını söylüyor.
Sendikal faaliyetleri nedeniyle KHK’yle ihraç edilen öğretmen Hüda Yıldırım, yedi yıldır işsizliğe, itibarsızlaştırmaya karşı mücadele ediyor. Hatay’da zar zor kurabildiği yaşam, depremle birlikte yeniden alt üst olmuş. “Benim için her yönüyle zor olan koşullar, şimdi daha da ağırlaştı. Bu yüzden kadınların dayanışması çok kıymetli” diyor.
KESK, deprem bölgesinde koordinasyon çadırları kurmaya hazırlanıyor. KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, “Biz özellikle kadınların ve LGBTİ+’ların ihtiyaçlarını gören bir yerden planlama yapmaya çalışıyoruz. Koordinasyon çadırlarıyla daha hızlı ve koordineli şekilde hareket edebileceğiz” diyor.
“Emekli olamıyorum. Yaşa değil, prim eksiğine takıldım. Üç buçuk yıl daha çalışmamı gerektiren bir prim eksiğim var. Neden eksik? Erkek egemen toplumun bize dayattığı şeylerden dolayı…”
Diyarbakır Eğitim Sen’den Ezgi Çelik, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı verdikleri mücadeleyi ve 2 Kasım grevini değerlendirdi. Çelik, “Bu yasa, kadınlar açısından cam tavan sorununu daha da derinleştirecek. Oluşturulacak hiyerarşi basamakları gittikçe erkekleşecek. Kabul etmiyoruz! Üretimden gelen gücümüzün farkındayız” diyor.
Doç. Dr. Emel Coşkun, “Toplumsal bakım yükünün, en ucuz emeği sunan göçmen kadınlarca güvencesiz koşullarda karşılanması yaygınlaşıyor. Bu durumdan hem aileler hem işverenler hem de devlet yarar sağlıyor” diyor. Coşkun, göçmen ev işçilerinin haklarının korunmasında sendikaların sorumluluğuna da dikkat çekiyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!