Yazarın Diğer Yazıları

Rahime Karvar
Rahime Karvar
İpek Sokak’taki, hemen herkesin mücadele tarihinde yer alan bir mekan olarak Makine Mühendisleri Odası’nın önü, 19 Kasım akşamında bir başka eyleme şahit oldu. Teknik görevli olarak çalıştığı Oda’da işten çıkarılan Sema Keban elinde megafonla sesleniyordu: “Bu durumu Oda’nın geleneğine ve toplumsal mücadelesine uygun bir pratikle çözmek artık herkesin tarihsel ve kaçınamayacağı sorumluluğudur.”
Aralarında Kadınİşçi muhabiri Yadigar Aygün’ün de olduğu altı kadın gazeteci meslektaşları ile dayanıştıkları için gözaltına alınmış, darp ve cinsel tacize uğramıştı. Saldırganlara değil, kadın gazetecilere hapis cezası verildi. Kadınlar gözaltında kendilerine “size susmayı öğreteceğiz” denildiğini hatırlattı ve “Biz susmadık” dediler.
ILO’nun 3.007 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen “İşyerinde Şiddet ve Taciz Algıları ve Deneyimleri” araştırması sonuçlarının açıklandığı toplantıya katılan kadın sendikacılar, şiddetin tırmandığına dikkat çektiler: “Şiddetin azalması için sendikalaşmanın, örgütlemenin önündeki her türlü engelin kalkması lazım. Araştırma sonucu da bunu ortaya koyuyor.”
2024 Yoksulluk Nafakası Araştırması raporunun yazarı Ceren Akçabay, yoksulluk nafakasının kadınlar tarafından talep edilmesinin, kadınların işsiz ve gelirsiz olmasından kaynaklandığını söylüyor. Ve önemli bir noktaya dikkat çekiyor: “2019 Araştırması’nda nafakanın ödenmemesinin en önemli nedeni nafaka yükümlüsünün isteksizliği olarak gösterilirken 2024 yılında en önemli neden kadınların, erkeğin uygulayacağı şiddetten korktuğu için hakkını arayamaması olarak gösterilmiştir.”
Yeni dönem OVP’yi ve “güvenceli esnekliği” konuştuğumuz Özge İzdeş konunun altını çok net çiziyor: “Kadının; hele tek gelirle, tam zamanlı bir işle bir hanenin geçinemediği bir Türkiye ekonomisi ortamında esnek istihdamla ciddiye alınacak bir gelir elde edip kendi başına ekonomik özgürlüğünü, kendinin ve çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir gelir elde etme ihtimali yok.”
İşçilerin hoşnutsuzluğu, ağırkanlı konfederasyonları da eylem süreçlerine zorluyor. Daha önce Türk-İş bir eylem takvimi açıklayıp harekete geçerken DİSK de “Gelirde, Vergide ve Ülkede Adalet” diyerek bir eylem planı oluşturdu. 25 Eylül’de İstanbul’da gerçekleşecek büyük işçi buluşması öncesi konuştuğumuz DİSK’li kadınlar, bu eylemi ve sendikaların tutumlarını yetersiz ama önemli buluyor.
Üniversiteli potansiyelinin çok altında olan yurtlar tek tek kapanırken genç kadınlar barınma sorunu ile karşı karşıya kalıyorlar. Yeni bir şehirde yeni güzellikler yaşayacağını düşünen Newroz, Çerkezköy’deki yurdun kapatıldığını öğrenince “Hevesim kırıldı” diyor, kaldığı Ortaköy Kadın Yurdu’nun kapatıldığını öğrenen Çiğdem ise “Ben üniversiteye nasıl döneceğim” diye soruyor.
Röportajımızın ikinci bölümünde Rusyalı feministler ülkedeki kürtaj karşıtlığını şöyle anlatıyor: “Gebeliğin sonlandırılması için tıbbi endikasyonların listesi son zamanlarda büyük ölçüde azaltılmış, kadınlar “isteğe bağlı” kürtaj yaptırmadan önce rahiplere ve psikologlara danışmaya zorlanmış ve ayrıca bir kadının artık kendi özgür iradesiyle kürtaja gidememesi için “son tarihin ertelenmesi” uygulaması başlatılmıştır.”