Tarihten Sesler/Portreler

Faşist Avusturya rejimi onu “elebaşı” olarak görüyordu. 14 yaşında tekstil işçiliğine başladı. Önce sendikacı, sonra sosyalist parti üyesi oldu. Partiden eyalet meclisine oradan da ulusal meclise seçildi. Uzun süre sosyalist partinin kadın komitesi başkanlığını da yürüttü. Anılarında sosyalist kadınların neler yaşadığını anlatarak kadın tarihine ışık tuttu.
İki yıllık ilkokul eğitiminden sonra hizmetçi olarak çalışmaya başladı. Ev İşçileri Sendikasının Mali Sekreterliğini yaptı. Avusturya Sosyal Demokrat İşçi Partisine üye oldu. Parti okullarında kendini geliştirdi, kadın sekreterliği görevini üstlendi, milletvekili oldu. Kadın işçi hakları ile ilgili sayısız makaleler yazdı. Naziler tarafından tutuklandı. Savaştan sonra da partide kadın sekreterliğini kurdu.
Viyana’da burjuva bir ailede dünyaya geldi. Kendi kendini yetiştirerek sosyalist oldu. Avusturya Sosyal Demokrat Partisi’nin parti programının kadın bölümünü o yazdı. Yaşamı boyunca kadın işçilerin iş sağlığı- güvenliği ve seçme seçilme hakkı için savaştı. Sürgünde yaşamını yitirdi.
Kız lisesini bitirdi. Kadınların üniversitede okutulmadığı bir dönemde, mahkeme kararı ile üniversiteye girdi. Kadın işçilerin haklarını ve özgürlüğünü savunan bir sosyalistti. Viyana İşçi Odası Kadın İşçi Dairesini kurdu. Naziler tarafından öldürüldü.
Amerikalı feminist gazeteci Louise Bryant, Lenin’in yakınındaki kadınlardan büyük güç aldığını sıklıkla ifade ediyor. Fakat tarih kitapları bizlere Lenin’in çevresindeki kadınlardan güç aldığını değil, onları Lenin’in gölgesindeki figürler olarak gösteriyor. Fakat gerçekler her zaman kitaplardaki gibi olmayabilir. Gelin, Lenin’in eşi ve iki kız kardeşinin politik çalışmalarına, çıkardıkları Kadın İşçi gazetesine ve devrim sürecindeki bugün için görülmek istenmeyen emeklerine yakından bakalım.
Toplumsal Tarih Şubat sayısında “ezberleri sorgulayan emek tarihini ele alırken” feminist tarihçilerin makalelerine yer veriyor. Bunun yanı sıra erkek tarihçiler de bu kez kadınları görmezden gelmemişler. Hadi hayırlısı, diyelim…
Oda hizmetçisi olarak işe başladı. Ev hizmetlilerini bir birlik (*) çatısı altında örgütledi ve birliğin başkanı oldu. Viyana Kent Konseyine girdi ve ev hizmetlilerinin çalışma koşullarının düzeltilmesi için uğraş verdi. Ağır kayıplar yaşamasına rağmen mücadeleye devam etti.
Lucie Loch, Avusturya’da hemşireler sendikasını kurdu. Uzun süre sendika genel sekreterliğini yürütmesinin yanı sıra örgütün kadın komitesinde de yer aldı. Dönemin tüm sosyalist sendikacıları gibi Nazilerin hışmına uğradı. 1943’de New York’ta sürgünde yaşamını yitirdi. Ne fotoğrafı var, ne de doğru düzgün yazılmış bir biyografisi…
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!