Kültür Sanat

Obanın Kadınları belgeseli evin olmadığı bir yerde yaylada kadınların görünmeyen emeğine odaklanıyor. Kadınların iş yüküne serzenişine, koşulların zorluğuna odaklanırken yine de umudu elden bırakmıyor. Yönetmen Kader Çetintaş ile Obanın Kadınları belgeselini konuştuk.
Yazarın son romanı polisiye seven feministleri sevindirir gibi geliyor.  Çünkü, olayı çözenin de büyük olasılıkla katilin de kadın olduğu bir kitap var elimizde. Ama 12 Eylül’ü atlatmış bugüne erişmiş 78’liler hikayesi olarak da okudum ben…Kuma daireler çizmeye devam eden bir kadın olarak, kuşağıma tavsiye ediyorum…
“Kızacaksınız bana, kadınların yanını tutuyorum diye. Bir kez de hak verin ne olur! Bizleri böylesine hor görüp ezmek neden?” (s.6) Bugünden bakınca hepimizin yanıtını bildiği bir soruyu soruyor Celal 1981 yılında yazdığı öyküsünde. Yanıtını kendisi de veriyor fail özneyi en ince detayına kadar betimleyerek hem de. Çünkü onu biliyor, bilmekle kalmıyor yakinen tanıyor.
Arap Alevilerin bayramı olan Evvel Temmuz 2000 yılından bu yana Hatay’ın Samandağ İlçesinde aksatılmadan her yıl çeşitli programlarla kutlanıyor. Festivali bu yıl Samandağ Kalkınma Derneği, Deprem Dayanışma Derneği ve Rimmen Kadın Kooperatifi birlikte sırtlanmış.
KHK’lılar hakkında yapılan Kanun Hükmü belgeselinin İşçi Filmleri Festivali kapsamında da gösterimine izin verilmedi. Bir hukuk garabeti yaşadıklarını belirten filmin yönetmeni Nejla Demirci “Bunun karşısında ya kabullenip filmi göstermiyorlar diyeceğiz ya da bu filmi göstermenin yollarını formüllerini arayacağız.” diyor.
1 Mayıs arifesinde kadınlara hâlâ emekçi değilmiş muamelesi yapılırken, kadınlar hâlâ evde, sendikalarda, iş yerlerinde bir sürü ayrımcılığa uğrarken sizlere kadın işçi tarihinden ilham veren, eğlendiren ve gerçek olayları aktaran bir filmden bahsetmek istiyorum: Türkiye’de gösterilen adıyla “Kadının Fenni”. 1968’de Ford’un Avrupa’daki en büyük fabrikasında çalışan kadınların ücret eşitliği için çıktığı grevi başarıyla anlatır.
Yaşamları Ege’nin bir dağ köyünde geçen beş kadın… 50 yaşından sonra tiyatrocu olmaya gönül verdiler. “Tiyatro da neymiş, otur evinde torununa bak!” eleştirilerine aldırmadan köyün gerçeklerini yansıtan bir oyun sergilediler. Tutkuyla, kalple ve ruhla harmanladılar… Köy tiyatrosu sürecini Semiha ve Rakibe ile konuştuk…
Kadınların Göç Hafızası Sergisi Tütün Deposu’nda 6 Mart-6 Nisan’da ziyarete açıldı. Bu sergide; beş göçmen kadın sanatçının sadece tabloları değil, gündeliğin göçmenlikle nasıl dağıldığının şahidi olan kişisel eşyaları da yer alıyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!