Yılların işçisiyim, hiç sendika görmedim

Uzun yıllar tekstil üretiminde, makine başında çalışmış Zekiye. Sonrasında mutfak bölümüne geçmiş. “Hiç sendikam olmadı, oysa şu hayatta en çok istediğim şeylerden biriydi” diyor. Asgari ücretin bir an önce artırılmasını, kadın işi-erkek işi ayrımının kalkmasını, iş güvenliğinin sağlanmasını istiyor.
Paylaş:
Saniye Evren
Saniye Evren
saniyeevrensolum@gmail.com

Zekiye 44 yaşında bir kadın işçi. Büyük bölümünü tekstil işçisi olarak sürdürdüğü çalışma yaşamında kadın olmanın getirdiği birçok zorlukla karşılaşmış, deneyim niteliğinde pek çok şey yaşamış ve biriktirmiş.

Zekiye ile sohbetimizde, tekstil sektöründeki çalışma koşullarından ücretlerin cinsiyetine, işçi sağlığı ve iş güvenliği ihlallerinden hayattan beklentilerine kadar birçok başlıkta konuştuk. Sektörün eksiklerinden yola çıkarak daha iyi koşullar için neler yapılması gerektiğine dair sonuçlar çıkartmaya çalıştık.

Şimdi gelin hep birlikte Zekiye’ye kulak verelim.

Kendinden söz eder misin?

Evliyim. Büyüğü 16, küçüğü 11 yaşında iki çocuğum var. İstanbul Halkalı’da oturuyoruz. Uzun yıllar tekstilde çalıştım. Şimdi primlerini doldurmuş, emekliliğini bekleyen bir EYT’liyim.  Primlerimi doldurduktan sonra 8 yıl tekstilde devam ettim. Sonrasında mutfak bölümüne geçtim. Hâlâ mutfakta çalışıyorum.

Çalışma koşulların nasıl?

Haftada 6 gün çalışıyoruz. Günde 10 saat. Sabah 09.00 ile akşam 19.00 arası uzun bir süre. Mutfakta her türlü iş benden sorulur. Temizlik ve müşteri hizmeti dahil buna. Bunlar dışında yaptığımız işler de oluyor. Ama bunlar için ek ücret almayız. Burada 5 yıldır çalışıyorum. Makineye göre daha rahatım.

Makinede çalışırken şartlar nasıldı?

Mesela şimdi mola saatlerimiz oluyor. Ben kendime göre ayarlayabiliyorum. Tek çalışıyorum sonuçta. Eskiden olduğu gibi herkesle aynı saatte çık, 5 dakika soluklan değil artık. (Zekiye mola saatlerini kendinin belirlemesini uzun çalışma saatlerine rağmen bir ayrıcalık olarak tanımlıyor). İzin almak istediğimde rahatlıkla alabiliyorum. Eskiden izin alırken de çok zor oluyordu. İşin aksıyordu. Tabii, izin aldığımız gün ücretimiz kesiliyor.

Sigortam var çok şükür

Peki ücretler? Aldığın ücret geçinmene yetiyor mu?

Asgari ücret alıyorum. Ücretlerimiz geçinmemize asla yetmiyor. Kıt kanaat geçiniyoruz. Sigortam var çok şükür. (Zekiye sigortalı çalışmayı da kayıtsız, güvencesiz çalışma koşullarının yeni istihdam hali olmasından yola çıkmış olmalı ki, bir ayrıcalık olarak görüyor.) Sigortasız geçirdiğim yıllarım da oldu.

Sendikalı mısın?

Yılların işçisiyim ama sendikam hiç olmadı. Şu hayatta en çok istediğim şeylerden biriydi sendika ama hiç birlik görmedim. Hiç sendika görmedim.

Asgari ücretli bir işçi olarak son zamanlarda her şeye gelen zamlar, enflasyon ve hayat pahalılığından sen nasıl etkilendin, anlatır mısın?

Evimiz kira. Kazandığımızın çoğu kiraya gidiyor. Şimdiye kadar çocuklarım için hiçbir yerden yardım almadım. Okul için yardım almadım. Kendi yağımızla kavrulmaya çalıştık. Ama geçinmek artık çok zor. Ayın sonunda birikim yapmak hayal olmuş. Ayın sonunu zor getiriyoruz. Her aya eksilerde başlıyoruz. Bu her gün borçluluğumuzun katlanması demek. Eğitim masraflarımız çok oluyor. Faturalar da çok yüksek geliyor. Her ay gelen zamlara şaşıp kalıyoruz. Mutfak masrafı da bizi zorlamaya başladı. Ne bir yere gidip gezebiliyoruz ne kendimize bir yatırım yapabiliyoruz.

Erkeklerin olan işlerin maaşları yüksek

Çalıştığın yerde kadın işi-erkek işi ayrımı var mı? Bu durum ücretlere yansıyor mu?

Kadınlarla erkeklerin yaptıkları işler de ücretler de ayrı gördüğüm kadarıyla. Mesela kadınlar kalite kontrolcüdür genellikle. Çok ince iştir. Dikkat ister. Erkekler yük taşırlar; kesim makinelerinde, ütü de çalışırlar. Sorun şurada: Erkek işi ağır iş diye geçiyor. Kadınlarınki hafif, basit! Ben mutfağa geçtim. Mutfaklarda da genelde kadınlar çalışıyor. Mutfakta erkek varsa çay dağıtır ama kadın varsa temizlik de yapar, yeri gelir yemek de yapar. Ücretlerde de adaletsizlikler var. Erkeklerin olan işlerin maaşları yüksek.

İşçi sağlığı iş güvenliği konusunda durum ne? Gerekli önlemler alınıyor mu?

Ben olabildiğince dikkatimi toplarım çalışırken. Özen gösteririz hepimiz. İşyerinde özel bir önlem alındığına tanık oldum diyemem. Hiç de iş kazası geçirmedim neyse ki. Ama bu iş bizi çok yıprattı. Çok fazla ayakta durmaktan varis oldum. Ayak ağrısından duramıyorsun. Ben de yine topuk dikeni oldu. O çok ağrıyor. Menüsküs yırtığı var bir de, işte ondan çok korkuyorum. (İş kazası geçirmemiş ama bolca meslek hastalığından söze ediyor Zekiye. Her biri ayrı ve mutlaka tedavi gerektiren rahatsızlıklar oluşmuş durumda.)

Çalışma saatleri uzun, iş yükü ağır…

Biraz da sektörden konuşalım. Tekstil sektörünün olumlu/olumsuz yanları neler sence?

Olumlu bir yanını ben şimdiye kadar hiç duymadım. Ben de zorluklarına artık dayanamadığımdan mutfak bölümüne geçtim. Bu kadar saatler çalışıp alınan ücretler, işin zorluğu hak değil. Ama işte, kolay iş buluyoruz diye girdik bu sektöre. Sonra da başka bir şeye cesaret edemedik. Uzun çalışma saatleri bıktırıyor. Aşırı yükleme oluyor. Bir kişinin kaldıramayacağı kadar iş yükleniyor. Sonra işine gelirse deniyor. Sendika yok, sosyal hak diye bir şey yok. Çalışma süreleri biraz kısalırsa, ücretler düzeltilirse, ortamın kiri pası insani boyutlara gelirse yine çalışılır ama zor, gerçekten zor.

Asgari ücretin yılsonu beklenmeden artırılması talebi giderek daha fazla dillendiriliyor, sen ne düşünüyorsun?

Artırılmalı. Bu ücretlere ancak zorunluluktan çalışırsınız. Mecbur olduğumuz için çalışıyoruz. Çocuklar da büyüdü. Biz iki kişi çalıştığımız halde geçinemiyoruz. Başkaları ne yapsın…

Son olarak, tekstil sektöründe çalışan kadınların talepleri neler?

Biz sektörden gelen kadınların sorunları da talepleri de net: İnsanca çalışma koşulları, insanca geçinebilecek ücretler. Çalışma süreleri kısalsın, kadın işi-erkek işi ayrımı son bulsun. İş güvenliği önlemleri alınsın. Çalışırken ölmeyelim, hastalanmayalım. Bunları istiyoruz.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Hükümete asgari ücret konusunda acilen gelir dağılımını gözeten bir politika izlemesi çağrısında bulunan 126 iktisatçıdan Elif, Çağla ve Gülbiye ile konuştuk.  Asgari ücretin eşitleyici bir yanının bulunduğunu düşünen arkadaşlarımız olduğu gibi bu uygulamanın kadın istihdamının yapısı nedeniyle cinsiyet temelli ücret açığını kapatmadığının altını çizen de var. Eşitlikçi bir politikanın ise bakım emeğini içine alması gerekiyor.
Kınıklı domates üreticileri geçtiğimiz günlerde domatesteki düşük alım fiyatlarını protesto için eylem yaptı. Domates üreticisi Selma ile sorunlarını konuştuk. Önceleri tütün ekiyorlarmış. Devlet tütünü bitirdikten sonra domatese yönelmişler. Bu yıl ondan da geçim yok, “Fiyatı çok düşük, domatı ne alan var ne satan” diyor.
Kadın işçiler asgari ücret ile geçinmediğini vurguluyor. Hele evi tek geçindiren sizseniz ya da çocuklu çocuklu bir kadınsanız haliniz duman. Aynur’un dediği gibi; “Asgari ücret tek maaş bir de bekar bir kadınsan ya savaşçı olacaksın ya pes edip bir erkeğe muhtaç olduğunu kabullenip kişiliğinden vazgeçeceksin.”
Bornova’da üretim yapan Kristal Yağ işçilerinin asgari ücrete tepkileri sert oldu. TİS masasından kalkan işçiler bir ayı aşkın süredir grevdeler. Emekçilerin market alışverişlerinde yaşadıkları adeta bir trajedi. Poşetleri neredeyse boş. Kristal Yağ Fabrikası işyeri temsilcisi Gülnaz’la görüştük.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!