Acil satılık evlilik, hem de 150 bin liraya!

Erdoğan, sermayenin ve ailenin bitmez tükenmez ihtiyaçlarını karşılamak, bunu yaparken devleti sorumluluklarından olabildiğince kurtarmak için yine en çok kadın emeğini sömürmeyi hedeflemekte. Bunun için genç kadınları eğitimden, gelecekten koparıp evlilik kredisi, çeyiz destekleri gibi geleneksel ve göz boyayıcı yöntemleri kullanıyor.
Paylaş:
Gülfer Akkaya
Gülfer Akkaya
akkayagulfer@gmail.com

İşsizler ordusunda gençlerin oranı yüzde 22. Gençler arasında en yüksek işsizlik oranı –ki genel olarak en çok işsiz oranı da- genç kadınlara ait. Genç kadın işsizliğinden daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Durum maalesef aynı.

BirGün gazetesinin Havva Gümüşkaya imzalı haberine göre*, işgücüne dahil olmayan 30 milyon 552 bin kişi arasında iş bulmaktan ümidini yitirenler var. “Toplam ümitsiz işsizler ise dönemlik işgücü araştırmasının yapıldığı 2021’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Sayıları 1 milyon 829 bine ulaşan ümitsiz işsizlerin yüzde 23,2’sini ise 15-24 yaş arasındaki gençler oluşturdu. Bu yaş grubundaki 424 bin genç iş bulma ümidini yitirdiği için evlere kapandı.”

İş bulmaktan ümidini yitirip eve kapanan gençler için “ev gençleri” kavramı üretildi.

Eğitime sınırlı bütçe, evlenmeye teşvik var

Gençler ev genci olurken onların bu haline “çözüm” Erdoğan’dan geldi! Hazır evdesiniz, o halde “evli” gençler oluverin diye düşünmüş olmalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP Seçim Beyannamesi kapsamında yeni evlilikleri teşvik amaçlı gençlere evlilik kredisi verileceğini açıkladı. Gençlere ödenecek miktar 150 bin lira. İlk 2 yıl yapılmayıp sonraki 4 yılda faizsiz yapılacak ödeme. Sürekli değer kaybetmesine rağmen liraya ulaşamayan gençler için azımsanacak miktar değil 150 bin lira. Evlilik koşullarından biri, yaş sınırının 18-27 aralığında olması. Tam da üniversite, yüksek lisans, doktora çağındaki gençler için evlilik teşviki var.

4+4+4 eğitim sistemi ile nasıl bir kısım genci ve özellikle genç kadınları eve kapatıp, kiminin eğitim hayatını bitirip kiminin okulda eğitim alma hakkını çaldılarsa, benzer hamleyi üniversite çağına gelmiş gençler üzerinden de sürdürmeye çalışıyorlar. Aynı şekilde işsiz, iş bulmaktan ümidini yitiren genç kadınlar başta olmak üzere gençler, topyekûn kutsal ailenin bakanlığı tarafından kredi ile evlenmeye özendiriliyor.

Gençler yoksulluk nedeniyle intihar ediyor

Gençlerin eğitim kredisi ihtiyacı varken, okul yemekhanesinde yemek almaya zorlanıyorken, yurtlarda kalamıyor ya da zor koşullarda kalabiliyorken hatta yurt asansörlerinde ölüyor ya da peş peşe kaza geçiriyorken, eğitim kredileri ile borçlandırılıyorken, parasız eğitim hakkı duymazdan geliniyorken, okuyabilmek için çalışmak zorundayken ve ne yazık ki çok sayıda üniversiteli genç çalışma saatlerinden arta kalan zamanda okuluna gidebiliyorken, iktidar bu ve benzeri sorunları çözmeye bütçe ayırmak yerine gençlere “evlilik kredisi”ni Meclis’te oyluyor.

Üniversiteli gençlerin durumu her geçen gün daha zorlaşıyor. Sorunları çözülmeyen, görmezden gelinen üniversiteli gençler peş peşe intihar ediyor. Son bir ayda üniversiteli dört genç intihar etti. Gençlerden biri cebinde dört sayfalık notla okulun yemekhanesi önünde canına kıydı. Notta geçim sıkıntısı içinde olduğu yazıyordu.

Gençler yoksulluk, geçim sıkıntısı nedeniyle intihar ederken onların bu isyanını duymayıp “Haydi gençler nikâha” diyenlerin amacı, gençlerin sorunlarını çözmek değil. Gençleri çok genç yaşta evlendirerek yeni sorunların içine atmak. Yoksul gençlerin ulaşamayacakları miktarlarda paralarla gözlerini boyayıp çarkın istedikleri gibi dönmesini devam ettirmek. Sermaye için ucuz işgücü ordusu yaratmak. 18-27 yaş aralığındaki gençlere iktidarın “150 bin lira vereceğiz” diyerek evlilik satması, yaşamın temellerinin atıldığı dönemde onları aileye ve hayatı boyunca kölelik şartlarında çalışmaya mahkûm etmek demek. Böylece hayatlarının başındaki gençlerin dünyayı ve kendisini keşfetme, eğitimini tamamlama, hayatını bir meslek sahibi olarak sürdürme hakkı elinden alınmış olacak. Kendi çocukları için hem yurt içinde hem yurt dışında en iyi eğitimi isteyenler, fakirin fukaranın çocukları için üniversite çağında evlilik satıyor.

Erdoğan neden gençleri evlendirmek istiyor?

Bir süredir Meclis Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan 2024 Yılı Bütçesi’ne bakınca –ki savaş ve seçim bütçesi olarak hazırlanmış, tıpkı 2023 yılı bütçesi gibi- Erdoğan’ın gençleri evlendirmek istemesinin gerekçelerine rastlamak mümkün.

2024 Yılı Bütçe Gerekçesi kısmında yer alan “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi” başlığı altında evlenme hızının düştüğünü, boşanma hızının yükseldiğini görüyoruz. AKP bu duruma müdahale etmek için Orta Vadeli Program’da 2024, 2025 ve 2026 yıllarında evlilik oranını artırmayı, boşanma oranını düşürmeyi hedefliyor. Bu yeni bir durum değil; kürtaj hakkının kısıtlanması, devlet hastanelerinde adı konmasa da pratikte yasaklanmış olması, doğum kontrolünü zorlaştıran koşullar, boşanmayı zorlaştıran ara yollar, çeyiz ve evlilik destekleri bu hedef uğruna hayata geçirdiği politikalardan bazıları. Yine de tüm çabalarına rağmen istediği sonucu alamadığı ortada.

İstediği sonucu alamayınca istemediği gerçekler ortaya çıkıveriyor Erdoğan’ın. Gençleri evliliğe itmek istiyor; çünkü evlilik yoluyla kadınların önemli kısmı iş aramaktan vazgeçecek ve böylece işsizler ordusunda sayı düşecek. Gençler erkenden evlenince evlenme oranları yükselmiş olacak, kutsal aile güçlenecek, kadınlar evliliğe köle olacak. Evlenen kadınlar çocuk doğuracak, düşen doğum oranları yükselecek. Bu da genç nüfusun artması demek. Genç nüfus ucuz, güvencesiz, esnek çalışmaya elverişi işgücü demek. Sürekli yaşlanan Avrupa ülkelerinin nüfusunun karşısında dinamik, üretken ve daha uzun süreli çalıştırılacak işgücü demek. Aynı zamanda gerektiğinde yaşlı nüfuslu ülkelere işgücü ihraç kaynağı demek. Nasılsa çocuklara, gençlere, bakıma muhtaç olan aile bireylerine evlerde kadınlar bakıyor, olabildiğince düşük maliyetle. Ucuza büyütülen ve işgücü pazarına hazırlanan gençlerin etinden, sütünden, bilgisinden, yeteneğinden sermaye ve devlet nasıl istiyorsa öyle faydalanacak.

Ve ayrıca evliliğe itilip çocuk doğurtulan kadınlar, AKP’nin önümüzdeki yıllarda hedeflediği esnek çalışma için biçilmiş kaftan. Bir yandan ev içinde ücretsiz çalışma, diğer yandan çok daha ucuza ve sosyal güvenceden uzak kısmi süreli, esnek çalışma…

Erdoğan, sermayenin ve ailenin bitmez tükenmez ihtiyaçlarını karşılamak, bunu yaparken devleti sorumluluklarından olabildiğince kurtarmak için yine en çok kadın emeğini sömürmeyi hedeflemekte. Bunun için genç kadınları eğitimden, gelecekten koparıp evlilik kredisi, çeyiz destekleri gibi geleneksel ve göz boyayıcı yöntemleri kullanıyor. Memleketin muhafazakâr dokusunu buna uygun buluyor.

Önemli olan gençlerin buna vereceği cevap. Ve elbette ebeveynlerin çok genç yaştaki çocukları için nasıl bir gelecek planladığı da etkili olacak.

*https://www.birgun.net/haber/3-milyon-genc-eve-kapandi-484291

Fotoğraf: DİSK-AR

Paylaş:

Benzer İçerikler

Sormak gerekmez mi, enflasyon ve işsizlik aşılamaz ekonomik sorunlar değilse neden bunlar aşılamıyor? İnsanlar neden “Geçinemiyoruz” diyor? Milyonlarca insan neden iş bulup çalışamıyor? Neden antidepresan kullanımı katlanarak artıyor? İnsanlar neden umutları tükenmiş halde ülkeden kaçmanın yollarını arıyor? Bunlar süfli sebep mi?
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!