Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu’nun çağrısıyla akşam saatlerinde Gebze Kent Meydanı’nda bir araya gelen metal işçisi kadınlar, “Enkaz altında ölmek istemiyoruz” sloganı attı; “Söyleyecek sözümüz, eşitsizliği ve ataerkil sömürü düzenini değiştirecek gücümüz var” dedi.
“Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir”, “Eşdeğer işe eşit ücret”, “İşyerinde şiddete, tacize, mobbinge son” yazılı dövizlerle taleplerini dile getiren kadın işçiler, direnişteki Mata işçileri ve MKS işçilerinin yanında olduklarını da duyurdu.
Deprem sonrası eşitsizlik arttı
Komisyon adına açıklamayı okuyan Zeynep Çam, bu yıl 8 Mart’ı deprem felaketinin yaralarını sarma çabası içinde karşıladıklarına dikkat çekerek, “Deprem sonrası yaşanan organizasyonsuzluk, geç müdahale, temel insani ihtiyaçların karşılanmaması, insanların ölüme terk edilmesi, inşaata ve ranta dayalı tek adam rejiminin ağır bir faturası olarak karşımıza çıktı” diye konuştu.
Depremden kadınların çok daha fazla etkilendiğini, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleştiğini belirten Çam, “Deprem sonrası ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı gibi dışarıdan alınan destek mekanizmalarının ortadan kalkması, teknolojik imkânlardan yoksunluk eşitsizliği derinleştirmiştir. Bir yandan acıları sarmak, diğer taraftan geride kalanların güvenli yaşam koşullarına kavuşması, toplumsal cinsiyet eşitliğini merkezine alan politikaların kamucu bir yaklaşımla hayata geçirilmesi ile mümkündür” ifadelerini kullandı.
Eşit ve özgür bir yaşam için…
İşçi kadınlar olarak çalışma yaşamında ve erkek egemen sendika hareketi içinde hiyerarşinin en altına itilmeye ve yok sayılmaya itiraz ettiklerini de söyleyen Çam, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kadına yönelik şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması, eşdeğerde işe eşit ücret, ayrımcılığın sonlanması, ataerkinin yıkılması, eşit ve özgür bir yaşam için mücadelemiz devam ediyor. Biz metal işçisi kadınlar sendikalarda, işyerlerinde ve yaşamın diğer alanlarında kadınları yok sayarak eşit, özgür ve demokratik yaşam, çalışma hayatı ve sendikalar inşa edilemeyeceğine inanıyoruz ve kadın mücadelesinin dönüştürücü gücüne olan inancımızla ataerkiye ve sömürü düzenine karşı mücadelemizi sürdürüyoruz.”
Tüm kadınlara güvenceli, düzenli istihdam
Çam’ın ardından söz alan Eda Özkan ise metal işçisi kadınlar olarak taleplerini şöyle sıraladı:
- Kadının üzerinden bakım ve ev işi yükünü alacak ücretsiz, nitelikli kreş ve yaşlı bakım evleri yaygınlaştırılmalıdır. Bu talepler deprem bölgesinde hızla hayata geçirilmelidir.
- Çalışma yaşamında kadın erkek tüm işçiler, sayı sınırı olmadan, kreş hizmetlerinden faydalanmalıdır. Ebeveyn izinleri uygulanmalıdır.
- İstanbul Sözleşmesi uygulanmalı, ILO 190 sayılı şiddet ve taciz sözleşmesi onaylanmalı, 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde hayata geçirilmelidir.
- Deprem bölgesinde, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere şiddet, taciz ve tecavüzlere karşı önlemler alınmalıdır. Kadınlar için güvenli sığınak olanakları sağlanmalıdır.
- Kadınların sağlık, hijyen, kadın pedi, çocukların mama, bez vb ürünlere olan ihtiyacı ücretsiz ve düzenli bir şekilde sağlanmalıdır.
- İstihdamda ayrımcılığa, ücret eşitsizliğine, fırsat eşitsizliğine, cinsiyetçi iş bölümüne son verecek dönüşümler ve önlemler alınmalıdır.
- Depremden etkilenmiş, işini kaybetmiş kadınlar başta olmak üzere tüm kadınlara güvenceli, düzenli istihdam sağlanmalıdır.
- Sendikalaşmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
- Toplumsal cinsiyete dayalı işçi sağlığı ve iş güvenliği politikası hayata geçirilmelidir.
- Sendikal kademelerde kadın temsilini güvenceye alacak pozitif önlemler uygulanmalıdır.
- Devlet, demokratik kurum ve kuruluşlar emek ve meslek örgütleri, sendikalar toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemeli ve kadını güçlendirecek çalışmaları için bütçe ayırmalıdır.
- Kadın ve Eşitlik Bakanlığı kurulmalıdır.
- Doğanın varoluşu, doğanın kendini yenileme hakkı ve ekosistemin sonsuza dek korunmasını sağlayacak politikalar hayata geçirilmelidir.
Fotoğraflar: Birleşik Metal-İş