ABD Başkanı Donald Trump ve AKP Genelbaşkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beyaz Saray’da görüştü. Erdoğan, Trump ile görüşmek için epey çabaladı. Altı yıl sonraya kısmet oldu görüşebilmek.
Görüşme Erdoğan’ı çok mutlu etti. Ülkede kaybettiği desteği dışarıda ararken, görüşme ve basına verilen görüntüler Erdoğan’ın elini bir süreliğine rahatlatabilir. ABD, Erdoğan’dan alabileceği çok şey oluşunun keyifli sabırsızlığıyla ellerini ovuşturmaya devam ediyor.
Trump’ın abartılı mutlu adam görüntüsü görüşmenin esas kazananın o olduğunu gösteriyor. Gazetecilerin görüşme nasıl geçti sorusuna “Çok kesin” cevabı önemli. Trump’ın “Çok kesin” cevabının ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarını genişletmesiyle ilgili olduğu ve Ankara / Moskova arasındaki ilişkilerin bundan sonra nasıl şekilleneceği kritik soru. Türkiye’nin Rusya’dan gaz alması devam edecek mi? Erdoğan ve dostu Putin yola nasıl devam edecek? Trump’ın “Çok kesin” dediği başlıklardan biri enerji ithalatı mı? ABD ve Türkiye arasında uzun yıllar (20 yıl) sürecek LNG tedarik anlaşmaları imzalandığı söyleniyor.
Görüşmede ticari olarak ele alınan diğer başlık Türk Hava Yollarına satılacak 150’si kesin, 75’i opsiyonlu Boeing uçakları.
Belli ki Trump, Erdoğan’la görüşmeyi ticari şartlarla gerçekleştirmiş. Madem benimle görüşmek istiyorsun ve bunu iç kamuoyunda oya çevirmek, güç toplamak için kullanacaksın buyur gel ama önce şunları şunları satın al demiş. Epeyce kârlı çıktığı görüşmeden sonra sarf ettiği onca ballı, şerbetli sözler boş laf. Trump’ın iltifat görünümüyle ironi yaptığını fark etmeyen kalmamıştır sanırım.
Ama bu görüşmenin en önemli sonuçlarından biri, Batı emperyalizmi açısından Erdoğan’ın hâlâ kullanılabilir olduğunun görülmesidir.
Ne isteseler vermeye devam
Erdoğan’ın Trump’tan görüşme koparmak için her şeye evet demesinin halka bedeli olacak. Ülkenin kasasını boşaltacak, emekçileri, işçileri daha çok ve ağır vergileri ödemeye mahkûm edecek, daha yüksek faturalarla ısınmaya mecbur bırakacak sözleşmelere bir kez daha imza atmış oldu Erdoğan. Ekonomik açıdan ülkeyi zor duruma sokacak, halkı daha da yoksullaştıracak anlaşmalar yapmak, adımlar atmak Erdoğan’ın dış politikasının vazgeçilmezi. Bugüne dek Putin’den Trump’a kim ne istediyse verdi.
Nasılsa altına imza attığı anlaşmaların parası kamyon kamyon taşıttığı servetinden çıkmayacak, o varken de, o yokken de halk tarafından ödenmeye devam edecek. Halk bu anlaşmaların bedelini öderken, kazançlı olan Erdoğan olacak çünkü istenenleri vererek iktidarda kalmayı garantileyecek.
Trump Erdoğan görüşmesinin kazananı Trump, yani ABD sermayesi ve onlarla birlikte çalışacak yerli işbirlikçi sermaye. Bu anlaşmaların bedelini ödemek ise yoksulluk sınırının altındaki asgari ücrete mahkûm edilen ve buna yakın ücret alan çalışanlara düşüyor. Erdoğan gitmemek için bunca borcu halkın sırtına yüklemekten çekinmezken eninde sonunda gidecek ve sebebi olduğu borçlar daha da yoksullaştırdığı kadın-erkek işçiler, gençler, bugün çocuk olanlar, emekçiler tarafından ödenmeye devam edecek.
İşçiden kıstığını sermayeye bol kepçe dağıtıyor
Erdoğan’ın kadınlardan, işçilerden, memurlardan, emekçilerden kıstığını iç ve dış sermayeye bol kepçe dağıttığını 22 yıllık iktidarı boyunca defalarca gördük.
Türkiye’de yoksulluğun arttığını, artan yoksulluğun kadınlaştığını, kadınların işsizler ordusunun gövdesini oluşturduğunu, bunun kadın emeğinin daha çok sömürülmesine neden olduğunu rakamlardan birebir hayatlarımıza dek görüyoruz. Kadınların daha ağırlaştırılmış erkek şiddeti altında yaşamasının bunlarla alakası da sır değil. Ülke bütçesinde kadınlara gerektiği kadar şöyle dursun, doğru düzgün pay ayrılmayışı da bunlarla ilgili. Evliliklerde mal bölüşümü yasasını çıkartma mücadelesi verdiğimiz sırada, TBMM’deki erkek vekillerden bazılarının lafıydı “Karıya mal yedirtmeyiz.” Ama kadının malını, emeğini yemeyi iyi bilirler. Bu politika sadece içeride değil, dışarıda da yürütülüyor.
Dikkat etmişsinizdir görüşmelerin dillendirilmeyen başka bir yanı vardı ve bu güçlü / zengin erkekler kulübü oluşuydu. Görüşmelerde yer gök takım elbiseli erkeklerle doluydu. Erdoğan’ın çevirmeni dışında kadın yoktu ama erkekler her yerdeydi. Orada olan kadınların kadınlara hayrı dokunur mu? Bu ayrı konu ama servis edilen görüntüler gücün, iktidarın, paranın erkeklerde olduğunun açık resmiydi.
ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, “Görüşme tek kelimeyle destansıydı” demiş. Ne kadar memnun edildilerse artık… Bunda görüşmede İsrail devleti tarafından katledilen on binlerce Filistinliden hiç söz edilmemesinin, ABD’nin Gazze planına ses çıkarılmamasının payı göz ardı edilemez şüphesiz. Ekranların karşısında yapılan hamaset unutulup katledilen, açlıktan ölen çocuklar, soykırımın olanca ağırlığı üzerlerine yüklenen kadınlar yok sayılınca Trump da, Barrack da ABD de memnun olur elbette.
Sonuç olarak meşruiyet arayışındaki Erdoğan iktidarının yalvar yakar açtığı yoldan seve seve ilerleyen Amerikan emperyalizmi bir kez daha elini cüzdanlarımıza, hayatlarımıza soktu. Kaybeden işçiler, emekçiler, kadınlar, ezilen halklar olurken kazananlar sermaye ve güçlü erkekler kulübü oldu.
Kaynaklar:
https://www.reuters.com/business/aerospace-defense/white-house-erdogan-seek-deal-with-trump-f-35s-2025-09-25/?utm_source=chatgpt.com
https://www.bbc.com/turkce/articles/cz7ryn9ypd8o
https://www.bloomberg.com/news/articles/2025-09-25/turkey-s-erdogan-visits-trump-white-house-with-50-billion-shopping-list?utm_source=chatgpt.com
https://tr.euronews.com/2025/09/25/abd-ankara-buyukelcisi-erdogan-trump-gorusmesi-tek-kelimeyle-destansiydi