Türk-İş şov ve uçuşan milyar dolarlar

Çalışanın ay sonunda maaşını görmediği, emeklinin ikinci üçüncü işlerde çalışarak geçinebildiği dönemleri hayal olmaktan çıkardı AKP. Bakanların yaptığı açıklamalara bakıldığında asgari ücrete önceki yıllardan daha düşük oranda zam yapılacak, ekonomik krizin faturası yine emekçilere kesilecek.
Paylaş:
Gülfer Akkaya
Gülfer Akkaya
akkayagulfer@gmail.com

Ücretli çalışanlar için asgari ücretin belirleneceği döneme girdik. Aralık ayında milyonlarca çalışanın kulak kabarttığı yer asgari ücret toplantıları olacak. Toplantı dediğime bakıp çok da ciddiye almayın, toplantı yapılıyor gibi bir araya gelinecek, kamuoyu oyalanacak, o sırada birkaç kez Türk-İş şov sahnelenecek. Bu kadara asla olmaz “pazarlığında” nihayet patronlar ve Erdoğan’ın ortak kararı ile asgari ücret belirlenecek.

Asgari ücretin belirlenmesinde mart ayında yapılacak seçimler ne kadar etkili olacak? Kafalardaki soru bu. Bakan Mehmet Şimşek tarafından dillendirilen enflasyonu, işçilerin ücretleri yükseltiyor minvalindeki açıklama -ki baştan sona yanlış bir iddia- asgari ücret zam oranının düşük olacağını gösteriyor. Asgari ücretin 2023 yılı oranlarında artırılmayacağının bir diğer ipucu patronlardan geldi. Ayrıca 2024 yılı temmuz ayında asgari ücrete ikinci kez zam yapılmayacağı da şimdiden duyuruldu. Oysa olması gereken tam tersi. Enflasyon karşısında eriyen ücretlerin desteklenip güçlendirilmesi hedeflenmeli. Bunun için gerekiyorsa yılda iki değil, üç yahut dört kez zam yapılması lazım. Asgari ücrete bunca pahalılığın yaşandığı dönemde yılda bir zam yapmak şöyle dursun, daha düşük enflasyonun olduğu dönemlerde de yılda iki kez zam yapılıyordu. Emekçilerin, sendikaların, kamuoyunun bu konuda daha kararlı durması, konuyu gündemde tutması, ısrarlı olması gerekiyor.

Sermayeye para yok demeyen, her fırsatta astronomik miktarlarda destek sağlayan iktidar, emekçilere ancak asgari ücret denilen açlık sınırı altındaki maaşı hak görüyor. Asgari ücret pahalılık karşısında eriye eriye büyük şehirlerde ev kiralarını dahi karşılayamaz noktaya geldi. Aynı evde yaşayan dört kişinin toplam asgari ücretinin yoksulluk sınırının altında kaldığı bu dönemde insanların evlerini birleştirerek barınabildiklerine tanıklık ediyoruz. Milyonlar AKP’nin sermayeyle beraber belirlediği asgari ücret ile her yıl daha yoksullaştırılıyor.

AKP halkı hayal edemeyeceği kadar yoksullaştırdı

Yaşadıklarımızı hiçbirimiz hayal edemezdik. Bu kadar sefaleti, yokluğu, geçinememeyi aklımızın ucundan geçiremezdik. Sinemaya, tiyatroya, müzelere, hafta sonu eğlencelerine, sevdiklerimizle dışarda yemeğe çıkmaya, arkadaşlarla buluşmalara gidemeyeceğimizi aklımızdan geçiremezdik. Çay ve kahvenin fiyatının bu kadar yükselebileceğini düşünemezdik. Hakkını verelim AKP hayal edilemeyeni başardı.

Milyonlarca insanı yardıma muhtaç hale getirdi. Aile Bakanı’nın 2024 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında yaptığı açıklamada 4 milyon 419 bin 286 hanenin ve 17,6 milyon kişinin sosyal yardımlarla geçindiğini öğrendik. Geçindiğini derken siz onu açlık koşullarında yaşamak diye okuyun. Çünkü yapılan yardımlarla pahalılık arasında uçurumlar var.

Emeğin karşılığını vermeleri elbette beklenmiyor ama emekçinin insanca yaşayabileceği ücreti vermek yerine insanları yoksullaştırıp yardıma muhtaç hale getirmeleri siyasi bir taktik olarak görülmeli. Yoksullar onları iktidara taşıyan oy deposu. Böyle görüyorlar insanları. 4 milyon 419 bin 286 haneye, 17,6 milyon insana “yardım etmeleri” de yaptıkları bütçenin seçim bütçesi olduğunu gösteriyor. Yoksullukla savaşmak bir yana yeni yeni yoksul üretmekle meşguller.

Bizlerden vergi adı altında toplanan paraları iktidar tarafından kendi cebinden çıkıyormuş gibi oy karşılığında, yardım adı altında yoksullara adeta satıyor. Oysa cumhurbaşkanından milletvekiline, bakanına dek hepsinin maaşını biz ödüyoruz. Yardım adı altında geçinemeyen insanlara ödenen paraları da aynı şekilde biz ödüyoruz.

Efsaneleşen 5 bin lira

Yardıma muhtaç hale düşürülenler arasında emekliler de var. 20-25-30 yıl çalışan, vergi ödeyen, sonunda emekli olan insanlar şimdilerde geçinemeyen kesimlerin başında gelmekte. Emekli ücretlerine zam dahi yapılmasını yük gören bir iktidar var.

Toplam emekli sayısı 15 milyon 120 bin. Hepsi emekli maaşını aynı almıyor ama gidişat o yönde.

İktidar topyekûn emeklilere 5 bin liralık ikramiyeyi ödememek için çalışan çalışmayan emekli ayrımı yaptı. Kamuoyunun baskısı ve seçimler nedeniyle Erdoğan “Çalışan emekliye de 5 bin lira ödeme yapılacak” demek zorunda kaldı. Ufukta seçim olmasa çalışan çalışmayan emekli ikramiye alamayacaktı. Seçimleri sonrasında vergi sağanağına tutulup üç basamaklı rakamların yazıldığı etiketlerle boğuşacağız. Sadece ücretlerimiz mi eriyecek? Hayır. Misal bankada yatırımları olanlar varsa Türk lirası dışındakilere yüzde 40 oranında vergi getiriliyor. Meclisteki torba yasada bu konuda Erdoğan’a yetki verecek bir madde mevcut. Aynı mecliste zaten rezerv yasası adıyla halkın evine çökme kararı da geçiverdi. Ola ki gayrimenkulünüz var. Bakanlık rezerv yasasıyla evinize çökme yetkisine sahip. Muhalefet partileri hâlâ bu konularda seslerini çıkarmadılar.

Olmaz mı? Olmaz denilen her şey olmuyor mu? 2024 yılı kolay geçmeyecek.

Mavi ya da beyaz yakalı çalışanlar için kara bir yıl daha gelirken öte yandan sosyal medyadan, medyadan her geçen gün sayıları artan milyar dolar efendileri ile karşılaşıyoruz.

Ünlü ünsüz çok sayıda kişinin bavul bavul paralara, sayısı bilinmeyen evlere, sayısız pahalı araçlara sahip olduklarını görüyoruz. Yurt dışına kaçırılan milyar dolarlar, ponzi tarzı dolandırıcılıklar, kara paralar, rüşvetler ve bizlerden alınıp yandaşlara verilen sayısız huzur haklarına tanıklık ediyoruz.

Öğle molasında en ucuza karnını doyurmaya çalışan emekçiden, okulda aç karnına ders dinleyen çocuklara dek herkes tüm bu olanları izliyor.

Ülkede yaşayanlar ikiye ayrılmış durumda. Parası sürekli çoğalanlarla ücreti sürekli eriyenler. Sabaha karşı eğlenceden eve dönenler ve aynı saatlerde işe gitmek için yatağından çıkanlar.

Sabaha karşı yatağından çıkıp çalışmaya gidenlerin bu gidişe karşı seslerini birlikte ve gür çıkarma olasılığı gerçekleşmezse umutsuzluk bir hastalık gibi toplumu saracak. Yozlaşma, yoksulluk, kolay yoldan para kazanmak isteyenler daha da artacak. Bunları sadece toplumsal muhalefet durdurabilecek. Bu yeni bir toplum ve başka bir hayat isteyenlerin ortak mücadelesi ile mümkün olabilecek. Bu arada önümüzdeki seçimler fırsat olduğu gibi esasen işçi ve emekçilerin, kadınların, Alevilerin, Kürtlerin ve tüm halkların, demokratların, değişim isteyenlerin taleplerini ve haklarını ne kadar savunabildikleri belirleyecek.

Fotoğraf: AA

Paylaş:

Benzer İçerikler

“Emekli ücretleri taban ücretlere doğru çekildiği gibi cinsiyetler arası eşitsizlik yeterince dillendirilmese de emeklilik maaşlarının eşitsizliğinin nedenleri arasında. Geldiğimiz aşamada bu konularla ilgili talepler ve somut öneriler üretilip acilen gerekli adımlar atılmalı.”
Emekliler geçtiğimiz temmuz ayında sıfır zam aldı. Kök aylık dendi, o dendi, bu dendi sonuçta emekliler maaşlarını çekmeye gittiğinde zamsız maaş aldı. Ocak ayında emeklilerin maaşı ne olacak konusu hararetle tartışılırken emekliler taleplerini sağır kulaklara duyurmak için 10 Aralık günü eylem yapacaklar.
Emekçiler açlık sınırındayken zenginin bir öğünlük yemek parası bile olamayan 5 bin lira, yıllarca çalışmış ve emekli olmuş, emekliyken iyice fakirleştirilmiş milyonlara ‘müjde’ adı altında veriliyorsa, elbette yansın bu dünya. Yansın ki emekli açım diye ağlarken zengin keyif çatamasın.
Ülkede para ya da zenginlik yok değil. Para da var zenginlik de. Lüks, şatafat almış başını gidiyor azınlık bir kesim için. Lale Devri yaşanıyor. Emekçilerin, işçilerin var ettiği zenginliği küçük azınlık kendi arasında pay etmek için sımsıkı tutuyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!