Cumhurbaşkanı Erdoğan, haziran ayı başlarında gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından bir açıklama yapmış, “Toplumun temel direği olan aile kurumunun önemini daha iyi anladığımız günlerden geçiyoruz” demiş ve ardından LGBTİ+’ları hedef göstererek “cinsiyetsizleştirme politikaları insan neslini tehdit eder boyutlara ulaştı” şeklinde açıklamasını sürdürmüştü.
Sonra ekledi: “Azalan doğum oranları dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de alarm veriyor. Bu konuda yeni uygulamaları devreye alacağız.”
Tam olarak ne yapabilir, doğum oranlarını artırma konusunda nasıl bir adım atabilir derken birkaç gelişme yaşandı, buna cevaben.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a, “çalışma yapması talimatı” verdi. Göktaş, hazırladığı çalışmaları ile AK Parti’nin strateji ekibinin kapısını çalıp bir sunum yaptı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de “konuya sıcak bakarak”, “Bu konuda asla klasik maliye olarak hareket etmeyeceğiz. Bize ne düşerse varız” dedi.
Göktaş, özelde “çalışan annelere destek” üzerine hazırladığı sunumla ortaklaşan diğer AKP kurmayları bu sürecin yalnızca doğum izni ile sınırlı kalmaması gerektiğini belirterek, dünya genelindeki örnekler de göz önünde bulundurularak ikinci ve üçüncü çocuğa kademeli devlet desteği verilmesi gerektiğini ifade etmişti. Kurmaylar, “Sadece doğum izni değil, kadınlarımız çocuk sahibi olmak istiyor. Kreş desteği, çalışan desteği, kira desteği. Kadın çalışıyor, çocuk sahibi olmak istiyor ama bakıcıların maaşı 30.000 – 40.000 bin liradan aşağı değil,” ifadelerini kullanırken “ikinci, üçüncü çocuğa destek verilmesi gerektiğini” de vurguladılar.[1]
Öncelikli adım, kürtajı zorlaştırmak
Bakıcı maaşları 30-40 bin arasında değil ve çocuk sahibi olmak isteyen ya da olan sadece kadın değil tüm ebeveynlerin kreş, kira, maaş desteğine ihtiyacı var, evet. Bu “küçük” ayrıntılar bir tarafa, AKP’nin düzenlemeyi nasıl patriyarkayı güçlendirecek şekilde ele alacağını öngörmek o kadar zor değil.
Öncelikli adımının da kürtaj olmayı daha da zorlaştırmak olacağı açık. Halihazırda yasal bir hak olmasına karşın “yasak” gibi davranıldığı biliniyor. (Bu arada Kadının İnsan Hakları Vakfı, Mor Çatı ve Women On Web online olarak “Kürtaj Olmak İstiyorum” broşürü yayımladı.[2])
Ancak bu meselenin ayrıntılarına girmek yerine AKP’lilerin “göz önünde bulundurduğu” “dünya genelindeki örnekler”e dair birkaç bilgiyi paylaşmak istiyorum. Bu “göz önündeki örnekler”den biri İtalya…
“Göz önündeki örnek”: İtalya
İtalya’da kadın düşmanı politikaları ile tanınan Berlusconi’nin kurucusu olduğu Forza Italia’nın senatörlerinden Maurizio Gasparri imzasıyla parlamentoya kürtaj karşıtı bir düzenleme getirildi.
Bu düzenlemenin amacı, “ekonomik nedenlerle kürtaja başvuran kadınları desteklemek ve yeniden düşünmeye teşvik etmek.” Çok tanıdık değil mi?
Bu iki maddelik tasarıda, “ekonomik koşullar nedeniyle hamileliklerin sonlandırılmasına yönelik taleplerin sayısını azaltmak amacıyla, ‘Bölge tarafından yetkilendirilmiş bir kamu danışmanlığına veya bir sosyal sağlık tesisine ya da güvenilir bir doktora başvuran İtalyan kadın vatandaşlarına talep üzerine aylık olarak verilen ekonomik yardım’ olan ‘annelik geliri’ oluşturulmaktadır.
Bu nedenle sadece İtalyan vatandaşları için sağlanan ekonomik bir teşviktir. Gelir, başvuru sahibinin hane halkı gelirinin 15.000 Euro’yu aşmaması koşuluyla, çocuğun beşinci doğum gününe kadar on iki ay boyunca ayda 1.000 Euro tutarında ödenir.
Buna ek olarak, ikinci çocuktan sonraki her çocuk için, çocuk beş yaşına gelene kadar ayda 50 avro tutarında bir artış yapılır. Her engelli çocuk için, çocuğun 18. doğum gününe kadar ayda 100 Euro tutarında bir ek ödeme yapılır.”[3]
“Kürtajdan caydırmak” için rüşvet!
Bu düzenleme, aslında bir süredir İtalya’nın gündeminde olan ve eleştirilere neden olan 194 sayılı kürtaj yasasının “geliştirilmesi” üzerine.
Söz konusu yasanın 5. maddesinde “yasa teklifine eşlik eden rapora göre, sağlık danışma merkezi ve sosyo-sağlık yapısı, gerekli tıbbi kontrolleri garanti etmenin yanı sıra, gebeliğin sonlandırılması talebi ekonomik veya sosyal koşullardan kaynaklandığında, kadınla birlikte sorunlara olası çözümleri incelemek ve gebeliği sonlandırmasına yol açan nedenleri ortadan kaldırmasına yardımcı olmakla görevlidir” denilmektedir.
Düzenleme de “kadınların ekonomik durumlarının iyileştirilmesi, kürtajların etkin bir şekilde azaltılması için vazgeçilmez bir sosyal ve siyasi hedeftir” ifadesiyle gerekçe olarak bu maddeyi göstermektedir.
Mevcut mevzuat; halihazırda annelik ve babalığın desteklenmesi, izin, temel annelik ödeneği, atipik ve esnek işler için annelik ödeneği, 2022’den itibaren tek ve genel ödenek ve son zamanlarda kreş ikramiyesi ve anne ikramiyesi gibi ekonomik olanaklar da dahil olmak üzere bir dizi tedbir öngörüyor. Gasparri’ye göre “ancak bu önlemler, ekonomik ve sosyal zorluklar nedeniyle hamileliğin gönüllü olarak sonlandırılmasına başvurulmasını engellemek için yeterli değildir. Bu nedenle, ekonomik ve sosyal zorluklar nedeniyle kürtajdan caydırmak için kaynakları seferber etmek ve hamile kadınları destekleyecek çözümler bulmak gerekmektedir.”
“Vatandaşlık Geliri” yerine “Annelik Geliri”
Ekonomik yardımın uygulanması amacıyla tasarı, Ekonomi Bakanlığı bünyesinde 2024 yılından itibaren yılda 600 milyon Euro’luk “Annelik Gelir Fonu” adı altında bir fon oluşturmayı hedeflemektedir.
İtalya devlet kasasının, Türkiye devlet kasası gibi sık sık boşaldığı bilinen bir durumken, görünen o ki, İtalya Ekonomi Bakanı da “bizim” Şimşek gibi “Bu konuda asla klasik maliye olarak hareket etmeyeceğiz. Bize ne düşerse varız” demiş.
Bu arada bir bilgi daha vermek gerekirse; “Annelik Gelir Fonu” için kasanın ağzını açanlar aynı zamanda ekonomik zorluk içindeki pek çok kadının aldığı Vatandaşlık Geliri’ni iptal etti. Bu konuya dikkat çeken Cumhuriyet Senatosu Üyesi ve M5S Partisi’nin grup başkan yardımcısı Alessandra Maiorino “Vatandaşlık gelirinin kaldırılması İtalya’da 6 milyon aşırı yoksulun ortaya çıkmasına neden oldu. Bunun yerine Gasparri kadınların kendi kaderlerini tayin hakkını satın almayı düşünüyor” diyor.[4]
Eklemek gerekirse; “annelik geliri”ni vermek için de İtalyan vatandaşı olmayı zorunlu kılıyor. Güvencesiz ve asgari ücretin altına çalıştırılan mülteci ve göçmen kadınlar bu şantajcı yasalardan bile dışlanıyor.
Tepkiler: “Kadınlara hakaret”[5]
Parlamentodaki muhalefet parti liderleri bu düzenlemeye tepki gösterip “provokasyon” olarak nitelerken kimi kadın milletvekilleri de bu konuda açıklamalar yaptı.
İtalya Temsilciler Meclisi Üyesi ve M5S Milletvekili Gilda Sportiello, “Aileleri ve çocukları destekleyen Vatandaşlık Gelirine savaş açanların Annelik Geliri’nden bahsetmesi insanı öfkelendiriyor” yorumunda bulundu. “Ebeveynlik hakkında düşünmek için gereken huzur, güvencesiz çalışma, konut sıkıntısı, kadınların işe dönüşünün desteklenmesi ve babalık izninin eşitlenmesine yönelik tedbirlerle sağlanır” diyen Sportiello sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun yerine, tüm cephelerde başarısız olan bu hükümet ekonomik şantaj öneriyor. Kürtaj bir haktır, verilmesi gereken bir şey değildir. Ve seçime saygı duyulmalıdır. Ebeveynlik için huzur veren geçici ekonomik yardım olamaz ve kürtaj yaptırmaya karar veren kadınlara ekonomik katkılarla ikna edilmesi gereken bilinçsiz insanlar muamelesi yapılamaz. Ebeveynlik için gerçek önlemler başkadır. Bu bir hakarettir.”
Demokrat Partili senatör Cecilia D’Elia ise önerinin Demokrat Parti’yi de memnun etmediğini söylüyor: “Kadınların bedeni üzerinden yapılan saf bir propaganda, üstelik vatandaşlık gelirini kaldıranlar tarafından! Bu, istenen çocuklar ile ebeveynlik planlarının gerçekleştirilmesi arasındaki uçuruma hitap etmiyor. İstenmeyen gebeliklerden bahsediyoruz ve kadınların seçimlerine saygı gösterilmeli, ekonomik olarak teşvik edilmemelidir.”
Yeşiller ve Sol İttifakı Meclis Grup Başkanı Luana Zanella, “Kürtaj yaptırmayı tercih eden yoksul kadınlara verilen küçük bir paranın anneliği desteklemek için yeterli olduğunu düşünmek, kadınların zekasına hakarettir ve bazı politikacılar tarafından kadın düşmanlığının bir başka ifadesidir” dedi.
Brezilya’da da kürtaj hakkı saldırı altında, kadınlar sokakta
Kürtaj hakkının tartışılmaya açıldığı başka bir ülke de Brezilya oldu. Brezilya’daki ISP Kadın Komitesi koordinatörü ve IAMREC üyesi Luba Melo, yasama meclisi tarafından sunulan ve hamileliğin 22. haftasından sonra cinsel ihlal durumunda kürtaj hakkına erişen kız çocuklarını ve kadınları ağır bir şekilde cezalandırmayı amaçlayan yasa tasarısı hakkında Public Services International’a konuştu:[6]
2024 tarihli 1904 sayılı yasa tasarısı Brezilya toplumu için büyük bir geri adımı temsil etmektedir. Tasarı, tecavüz sonucu oluşan hamilelikler gibi halihazırda yasada öngörülen durumlarda bile 22 haftadan sonra hamileliğin sonlandırılmasını cinayet suçuyla eş tutmaktadır. Tasarı geçtiğimiz çarşamba günü (12 Haziran, B.E.) Temsilciler Meclisi’nden acil olarak geçti. Geçtiğimiz pazar günü (16 Haziran, B.E.) binlerce kişi ülke genelinde sokaklara dökülerek “Çocuk Gebelik Yasa Tasarısı’na HAYIR” dedi. Çünkü yasada öngörülen durumlarda bile 22 haftadan uzun gebeliklerin sonlandırılması için cinayet vakalarında uygulanan cezanın aynısının, tecavüz mağduru kadın ve çocukları da suç kapsamına alabileceğine inanıyoruz.
Brezilya Kamu Güvenliği Yıllığı’nın 17. baskısına göre, 2022 yılında Brezilya tarihindeki en yüksek tecavüz sayısı kaydedilmiştir. Yarısından fazlası (56.820 vaka) savunmasız kişilere, yani 14 yaşın altındaki çocuklara karşı işlenen suçlar olmak üzere 74.930 mağdur vardı. Vakaların yüzde 68’inden fazlası ev içinde gerçekleşmiş ve 13 yaşın altındaki çocuklara tecavüz edenlerin yüzde 86’sı mağdurlar tarafından tanınan kişilerden olmaktadır.
Bu endişe verici veriler karşısında tecavüz mağdurlarını daha fazla kriminalize edemeyiz. Bu teklif, cinsel suçların ciddiyetini ve mağdurları koruma ve destekleme ihtiyacını göz ardı etmektedir. Uluslararası Kamu Hizmetleri (PSI) tüm dünyada kadınların cinsel ve üreme haklarına daha fazla saygı gösterilmesini savunmaktadır. Bu nedenle kürtajın bir halk sağlığı sorunu ve her durum ve koşulda kadınlar için bir hak olarak ele alınması gerektiğini vurguluyoruz.
Aşırı sağın geri adım atmasına karşı harekete geçmemiz elzemdir. 1904 sayılı yasa tasarısına hayır!
[1] https://tr.euronews.com/2024/06/22/ak-partide-dogurganligi-tesvik-hazirligi-calisan-annelere-destek-paketi-yolda
[2] Broşürde kürtaj hakkında temel bilgiler ve yasal hakların yanı sıra kürtaj hakkı engellenirse neler yapılabileceği ve kürtaj yapacak hastane bulunamadığında nasıl bir yol izlenebileceği bilgileri yer alıyor: https://kurtajhakkim.org/kurtaj_folder/uploads/2024/07/WEB_Kurtaj-Olmak-istiyorum-1.pdf)
[3] https://www.repubblica.it/politica/2024/06/28/news/forza_italia_reddito_maternita_aborto-423324227/
[4] https://www.corriere.it/economia/consumi/24_giugno_28/reddito-di-maternita-12-000-euro-al-mese-alle-donne-che-rinunciano-all-aborto-proposta-di-forza-italia-6c036128-4d22-4095-92a9-940758339xlk.shtml?refresh_ce
[5] Bu başlık altındaki açıklamaların yer aldığı haber linki: https://www.repubblica.it/politica/2024/06/28/news/forza_italia_reddito_maternita_aborto-423324227/
[6] https://publicservices.international/resources/news/comit-de-mulheres-da-isp-no-brasil-repudia-tentativa-de-retrocesso-no-direito-ao-aborto?id=15305&lang=pt
Ana Fotoğraf: corriere.it