Yazarın Diğer Yazıları

Gülfer Akkaya
Gülfer Akkaya
akkayagulfer@gmail.com
“12 Eylül darbesi, Türkiye tarihinde demokrasiye, hukuka ve toplumsal barışa yapılmış büyük bir ihanettir” demiş Numan Kurtulmuş. İşçilerin, kadınların, LGBTİ+’ların, Kürtlerin, emekçilerin, Alevilerin, çocukların haklarını biçe biçe emperyalistlere, sermayeye borcunu ödeyerek iktidarını sürdüren partinin değil de, demokrasi mücadelesi veren bir partinin demokrasi âşığı üyesi konuşmuş zannedersiniz. Oysa Kurtulmuş’un siyasi geleneğinin palazlanmasının en temel kaynaklarından biri 12 Eylül cuntası
“Anlatılacak, ortaya çıkartılacak çokça rezillik var. Erkekler ne yaptıklarını biliyorlar, korkuları bunların açığa çıkmasından. Korkmakta haklılar. Daha çok korkacaklar. Eline, beline sahip çıkmayanlar itibardan olacaklar.”
“Banu’yu kaybettiğimizi öğrenince saatlerce dinledim şarkılarını. Yolda yürüyordum. Aslında bir şarkıdan ötekine duygu duygu, anı anı dolaşıyordum. Her şarkıda farklı on yıllara giderek. Şarkılarla beraber yeniden yeniden düşündüm kendimin, memleketin, mücadelenin dününü. Banu’nun müzik kariyerinde temsil ettiği ilklerin başka kadınlara nasıl yol açtığını…”
“Kadın cinayetlerine karşı mücadele sadece sonuçlarla değil, nedenlerle birlikte mücadele etmekten geçiyor. Bunun için erkek şiddetini nedenlerinden kopararak yasa-ceza ile çözülebileceği yanılsaması yaratmak yerine, patriyarkal sistemle mücadeleyi hedeflemek gerekiyor. Patriyarkal sisteme ve mesela onun aile kurumuna karşı mücadele etmeden erkek şiddetini bitirmek mümkün değil.”
“Emine Ocak’ı haklı kılan, ona sahip olduğu gücü veren, öfkesini besleyen şey zulüm politikalarıydı. Onun sesinin kamuoyunda güçlü yankılanması elbette direnişinin gücünden geliyordu ama katillerin ödüllendirildiği fikri de kamuoyunda yaygındı. Emine Ocak katillerin üzerine ışık tuttu, onları ve arkalarındaki güçleri teşhir etti bir bir her hafta sokağa çıkarak.”
Turizm sektöründe haftalık izin artık altı günün sonunda değil 10 günün sonunda kullanılacak. Kadınların daha uzun saatler çalışması iş dışında geçmesi gereken sürelerinin kısaltılması anlamına da geliyor. Onların zaten kendilerine ayırdıkları zaman çok az. Kadın örgütlerinin bir araya gelerek ortak bir kampanya örgütlemeleri gerekiyor.
İsviçre’de stalking (ısrarlı takip) ceza kanunu kapsamındaki suçlara eklendi. Ama bunun için kadınların yarım asır mücadele vermesi gerekti.
1991 yılında İsviçre’nin Valais kantonunda yaşayan kadınlar eşit haklar için sokaklara inerler. 14 Haziran 2025 tarihinde yapılan Kadın Grevi ilk yıldan bu yana yapılan en kitlesel eylemlerden. Bu yıl da kadınlar yaşadıkları sorunların ana kaynağı olan patriyarkayı hedefe koyup “Patriarkayı yık” diyerek birbirlerine ve dünya kadınlarına seslendiler.
“Kadınlardan kadınlara uzanan, görünür olan bir yol var. O yol, bu yol işte. Evliliğe, aşka, erkeklere güvenmeme bilgisi. Hepsi biter gider. Kendini erkeklerin insafına bırakma uyarıları levhaları ile donatılmıştır bu yol.  Hayat bir yerde kadınları annelerinin bu nasihatiyle sınar. Ve anneler ne kadar da haklıdır.”
Bir yandan erkek şiddeti artarken diğer yandan onunla mücadeleyi sürdürmekte ayak direyen bir politik hat mevcut İsviçre’de. Benzer bir durum AKP iktidarı ile ülkemizde yaşanıyor. Özellikle erkek şiddetine karşı mücadelede en küçük destek bile çok önemliyken kadınları şiddetten uzakta tutmak için kazanılmış yerlerin, alanların varlığının önemi tartışılamaz.
Her ne kadar patriyarkayı güçlendiren, ondan beslenen bir iktidarın varlığı ülkeyi karartmaya çalışsa da direnen kadınlar ve onların ideolojisi olan feminizm var ve engel tanımıyor. Birlik, mücadele ve dayanışma günümüz olan 8 Mart kutlu olsun. Nerde olursa olsun direnen tüm kadınlara aşk olsun. Ve bir de ölüm değil, yaşam olsun, barış olsun.
Oysa evlilik ve aile olmadan hayat kurmak, sürdürmek, daha güçlü olmak için farklı alternatifler mevcut kadınlar için.
“AKP’nin ballandıra ballandıra pazarlayacağı esnek ve hibrit çalışma modellerinde en kârlı çıkacak kesim patronlar. Onlardan sonra erkekler. Kadınlarsa evde aynı anda patronlar ve erkekler tarafından sömürülecek.“
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!