disk geçtiğimiz 1 mayıs arifesinde “bu taksim’de kutlanmayan son 1 mayıs olacak” derken sanırım seçimlerde bir iktidar değişikliğini kastediyordu. olmadı, değişim daha sonra, yerel seçimlerde geldi. seçim sonuçlarının, içişleri bakanlığı gibi kurumlara etkisi olmasa da belli bir politik iklim değişikliğine işaret ettiği ortada.
diğer yandan, akp’nin 2010 yılındaki “bu yıl 1 mayıs hem bayram hem taksim’de” afişini de hatırlıyoruz ama ne değişti diye sormuyoruz, anayasa mahkemesi’nin, taksim’de 1 mayıs kutlanmasının engellenmenin “anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının engellenmesi” olduğuna karar verdiğini de unutmuyoruz ama yasalara uyma çağrısının beyhudeliğinin de farkındayız çünkü devlette -en azından bu dönemde- devamlılık da, tutarlılık da aranmayacağını biliyoruz.
taksim’de kutlama beyanı
istanbul’da 1 mayıs, 1976’dan beri şehrin en büyük meydanı olan taksim’de kutlandı. 1977 katliamından sonraki yıl da, aynı kalabalık toplanamasa da, 1 mayıs taksim’de kutlandı. sıkıyönetim 1979’da taksim’i yasakladı. futbol şampiyonluklarının, polis bayramlarının falan kutlandığı meydanın ve istiklal caddesi’nin muhalif etkinliklere kapanması kabul edilemez.
o yüzden, bu yıl disk’in taksim’de kutlama yönünde irade beyan etmiş olması çok değerli. bence ikinci önemli nokta, taksim yoluna, hacimli bir kortejle düşülmesi. zaten valilik, temsili bir heyetin taksim’e çıkmasını öneriyor; altını çizeyim, temsili bir heyetin. şunu da hatırlatmak istiyorum; 2010 öncesinde, 1 mayıs’ı taksim’de kutlamak için üç yıl, kitlesel kortejlerle yola çıkıldı ve alana ilk kez 2009’da fiili olarak girildi, 2010’da taksim’de kutlama yasallaştı, 2011 ve 2012’de de burada kutlandı. hükümet 2013’te, orada süren inşaatı bahane ederek meydanı tekrar yasakladı, mecidiyeköy’den gelen kalabalık kortej polis marifetiyle dağıtıldı. aynı ayın sonu gezi, sonrası malum.
taksim, emek hareketi için çok önemli bir mevzi ve inanıyorum ki geri alınmasının etkisi moralden çok daha fazlası olur. ama şunun da altını çizmek gerek. istanbul büyük bir işçi yatağı olmakla birlikte, türkiye istanbul’dan ibaret değil. türkiye’nin her yerinde, emekçiler, kaderlerini emekçilerin mücadelesiyle bağlantılı görenler 1 mayıs’ta sokakta olacak. enflasyonun, yeni emek rejiminin, git gide gerileyen sosyal devletin, emekçilerin sofrasına, sağlığına, geleceğine çöktüğü bu tarihi anda, 1 mayıs’ta verilecek mesajlar en az taksim mücadelesi kadar önemli.
kalbimiz 1 mayıs alanında olacak
bence bugün en önemli talep asgari ücretle ilgilidir. asgari ücretin normal ücret haline geldiğini biliyoruz ve bu kabul edilemez bir durum. en az bunun kadar önemli olan ikinci nokta temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmayacağının açıklanmış olması. aynı şekilde emeklilerin beklediği seyyanen zammın da yapılmayacağı açıklandı. bunlara gerekçe olarak kaynak yokluğu gösteriliyor. ancak aziz çelik’in x’te çok sarih bir şekilde açıkladığı https://x.com/EmeginHalleri/status/1781021685946126349 gibi, asgari ücrete yapılacak zam sigorta gelirlerini artırır ve emekliler için de kaynak büyür, yine aziz çelik’in açıkladığı üzere, 2023’te sgk’ye bütçe transferlerinin bütçedeki payı yüzde 15 iken 2024’te yüzde 10’a düşürüldü. bütün bunları göz önünde tutarak, asgari ücrete ve emekli maaşlarına yılda dört kez yani üç ayda bir zam yapılması, bu enflasyon ortamında çok önemli bir talep ve asgari ücret, daha yüksek ücret alanları da etkilediği için tüm emekçileri ilgilendiriyor.
bir de, her dönemde geçerli olan talepler var; herkese güvenceli ve sendikalı çalışma hakkı, herkese güvenli çalışma hakkı, kadınlar ve erkekler için eş değer işe eşit ücret, her işyerine, çalışanların cinsiyetinden ve sayısından bağımsız olarak kreş, doğum izninin ebeveyn izni olarak düzenlenmesi…
bunlar sermayeden alacaklarımız.
ama bu 1 mayıs’ta en önemli talebin hem emeklilere hem de asgari ücrete yılda dört kez zam olduğunu düşünüyorum. birinden sermaye, diğerinden devlet sorumlu.
taleplerimiz haklı, gücümüz kararlılığımızda ve birliğimizde. bugünkü birliğimiz yarın emeğin en geniş kesimlerinin örgütlülüğünün kapısını açtığında anlamlı. dünyayı ücretli ücretsiz emek döndürüyor, bunun gücüyle elde edemeyeceğimiz hiçbir şey yok. bugün bir olabilirsek, yarın örgütlü oluruz.
ister kortejde, ister gözaltı minibüsünde, ister tezgâh başında, ister bilgisayar karşısında, nerede olursak olalım, ücretli ücretsiz emeğimiz için kalbimiz 1 mayıs alanında olacak.
fotoğraf: milliyet