Esen Kartı iptal edilen konteyner kentteki kadınlar: “Geçinmekte zorlanıyorduk, şimdi kaderimize terk edildik”

Deprem bölgesinde sosyal yardımlardan biri olan Esen Kart uygulaması iptal edildi.  Derinleşen yoksulluğun pençesinde, artık destek de alamayan kadınların neler yaşadığını Malatya’da konteyner kentte kalan kadınlarla konuştuk.
Paylaş:

Depremin üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçmesine rağmen konteyner kentlerde sorunlar katlanarak büyümeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde, AFAD bünyesinde, depremden etkilenen ailelere verilen 4 bin 500 liralık alışveriş desteği de iptal edildi. Gıda ve diğer ihtiyaçlar için devletin verdiği destek Esen Kart adıyla uygulanıyordu. Desteğin kesilmesiyle birlikte kartlar iptal edildi. Konteyner kentlerde kalan kadınlar kartların iptal edilmesiyle birlikte nasıl geçineceklerini düşünmeye başladılar. Malatya’da kurulu olan Samanköy konteyner kentinde yaşayan kadınlarla bir araya gelerek alışveriş desteğinin kesilmesiyle birlikte yaşadıkları maddi zorlukları konuştuk. Yarına dair umutsuz olan kadınlar oldukça dertliler haliyle.

“Artık ayda bir tavuk yemek bile lüks oldu”

Oldukça kalabalık bir konteyner kent olan Samanköy’de, ara bir sokağa giriyoruz. Bir masa etrafında toplanan kadınlar bizi sıcak karşılıyorlar. Sohbete koyuluyoruz. Bir araya geldiğimiz kadınlardan biri dolma yapmış, çay demlemiş, bize de ikram ediyor. Bir yandan yemeğimizi yerken bir yandan da sohbete başlıyoruz. İlk olarak Meryem ile tanışıyoruz. Meryem eski tekstil işçisi. 23 sene tekstilde farklı iş yerlerinde çalışmış. 14 sene de ailesi ile kurduğu tekstil atölyesinde çalışmış. Şimdilerde sağlık sorunları yüzünden çalışamıyor. Sohbet muhabbet kendiliğinden geçim konularına geliyor. Konteyner kentin gündemi AFAD’ın dağıttığı Esen Kart’ın kesilmesi. Son yardımı aldıklarını söyleyen Meryem, “Biz zaten haziran ayında almaya başlamıştık. Aylık 4 bin 500 TL yatıyordu. Mutfak alışverişimi oradan yapıyordum. En azından ayda bir tavuk yiyorduk, şimdi o da lüks oldu. Çocuğumun dördüncü sınıfta masrafları var. Eşim asgari ücretle çalışıyor. Bu ay Esen Kart’ımız da yok. Bundan önce Esen Kart ile bile ucu ucuna geçiniyorduk, şimdi ne yapacağız bilmiyorum? Burada yaşayanları öldürmüyorlar da güldürmüyorlar da. Başımızı sokacak bir konteyner verdiler diye geçinmemizi beklemesinler” diyerek sitem ediyor.

Kaynak: Busabah Malatya

“Yeme-içmeden kısmak zorunda kalacağız.”

Depremden kısa bir süre sonra evi yıkılan Meryem, “Bütün eşyalarım enkazda kaldı, bir çatal bile alamadım evden. Buraya geldik, buz dolabı ve çamaşır makinesi almak zorunda kaldım spotçudan. İkisi de bozuldu yaptıracağız mecburen. Esen Kart’a güvendik en azından mutfak alışverişimizi oradan hallediyoruz dedik borca girdik mecburen. Şimdi o da yok bir de borcumuz var. Mecburen yeme içmeden kısacağız. Sebzeyi kilo ile alıyorduk, tane ile alacağız” diyor.

“23 sene çalıştım, 650 gün sigortam var sadece”

23 sene çalıştığı halde sigorta prim gününün 650 gün olduğunu söyleyen Meryem, “O zamanlar sigortayı yatırmak zorunlu değildi, iş verenler de bizi sigortasız çalıştırıyorlardı. Ailem bile kendi tekstil atölyemizde sigortamı yatırmadan çalıştırdı beni. Toplam sigorta günüm 650 gün. EYT vurduğu için emekli olabiliyorum ama onun için de 450 günü yatırmamı söylediler. 150 bin TL para istiyorlar, nasıl ödeyeyim? Hangi para ile yatırayım?”

“Şimdiden çocuklarımın okul masraflarını düşünüyorum”

Ayşe de tekstil iş kolunda çalışan bir işçi. Beş senedir asgari ücretle çalışıyor. Depremde evi yıkılanlardan. Ayşe’nin geçiminde de Esen Kart önemli bir rol oynuyor. Anlatmaya başlıyor, “Çocuklarımın okul malzemelerini Esen Kart ile alıyordum. Kahvaltılıklarımı Esen Kart ile alıyordum. Kahvaltılık gerçekten çok pahalı maddi olarak rahatlatıyordu bizi. Bu aydan itibaren hepsini cebimden alacağım. Yaz ayı diye okullar tatil ama şimdiden eylül ayını kara kara düşünmeye başladım” diyor.

Geçinmek için temel gıda malzemelerinden bile kısmak zorunda kalacağını belirten Ayşe, “Biz dört kişilik bir aileyiz. Kahvaltıda dört yumurta pişirirdim, şimdi mecburen ikiye düşüreceğim. Yarım yumurta yiyeceğiz. Peyniri de çocuklarıma porsiyonunu küçülterek vereceğim. Bizi bu şartlara mecbur bırakanlar gelsin konteyner kentte bir hafta asgari ücretle geçinmeyi denesinler bakalım geçinebilecekler mi?” diyor.

“Ne iş veriyorlar ne yardım”

Sohbete Fatma ile devam ediyoruz. Fatma TYP’li, işten çıkarılmış. Hasta olduğu için de iş bulmakta zorlanıyor. Üç çocuğu var, eşi işsiz. Şu an hiçbir gelirleri olmadığını söyleyen Fatma, “En azından esen kart vardı, mutfak alışverişimizi oradan yapıyorduk. Ben konteyner kentte çalışıyordum temizlik işi yapıyordum. En azından bir şekilde idare ediyorduk. Şimdi hem işten çıkarıldım hem esen kartımı iptal ettiler. Başka bir gelirimiz de yok. Eşim yevmiye işlerine gidiyordu önceden şimdi yaşından dolayı iş de bulamıyor. Hiçbir şekilde yardım da alamıyoruz. Görmüyorlar mı gerçekten buradaki insanların halini? Üç çocuğum var. Ne iş bulabiliyoruz ne bir yardım veriyorlar. Nasıl geçinmemizi bekliyorlar?

Paylaş:

Benzer İçerikler

AKP’li yöneticilerin baskı uyguladığı Menemen Belediyesi’nde kadın işçiler sürgüne gönderildi. Onları yıldırmak için süpürgeyi araç olarak kullandılar. Tazminatsız atıldılar fakat sessiz kalmadılar. Belediye önünde 83 gündür direniyorlar. Eylemci işçilerden Umut yaşananları anlattı.
İzmir’e bağlı Çiğli Belediyesi’nden atılan kadın işçiler 25 gündür Ankara’da CHP Genel Merkezi önünde “İşimizi geri istiyoruz” diyerek eylemdeler. Kadın işçiler seslerini parti yöneticilerine duyurmaya çalışıyor. İzmir’de bıraktıkları çocuklarını düşünmeden edemiyorlar. Yüklerini kadın dayanışmasıyla hafifletmişler.
Nilüfer Organize Sanayi bölgesinde kurulu bulunan Continental Lastik AŞ fabrikasında Petrol İş üyesi bir işçinin işten çıkarılması üzerine işçiler üretimi durdurmuştu. Bu eylemden sonra üretimi durduran 116 işçi de 48. Madde dayanak gösterilerek tazminatsız işten atıldı. Bugün yani direnişin 6. gününde oradaydık ve eylemci üç kadınla konuştuk.