Türkiye’nin her bölgesinde, her işkolunda kadın işçilerin sorunları benzer ancak tekstil sektöründe bunlar katmerleniyor. Hele ki Güneydoğu, ucuz ve örgütsüz kadın emeği diyarı adeta! Bu bölgede tekstilde kadın işçilerin durumunu ve sendikalaşmaya bakışını ortaya koyan yeni bir raporla, “Kadın işçilerin emeği görünür, duyulmayan sesi duyulur oldu!” Rapor, kadının fabrikada 18 saat çalışsa bile, evdeki ücretsiz, görünmeyen emeğiyle düşük ücret, uzun mesai ve güvencesizlik kıskacında tükenişini gösteriyor. Kadın işçiler iş-özel hayat ve yorgunluk döngüsünde tükenirken ne patrona ne eşlerine ne çocuklarına yaranabiliyor.
Son açıklanan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de kadın işsizliği oranı, geçtiğimiz yıla göre artış gösterdi. Kadınların eğitim seviyeleri artsa da, istihdama katılımları aynı oranda artmıyor. Ayrıca işverenlerin kadınlara yönelik ayrımcı uygulamaları, cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği ve terfi engelleri de işsizlik oranlarını yukarı çekiyor.
Khaing Zar Aung, Myanmar Sanayi İşçileri Federasyonu’nun (IWFM) Başkanı, Myanmar Sendikalar Konfederasyonu’nun (CTUM) İcra Komitesi üyesi ve Myanmar İşçi İttifakı’nın bir üyesidir. Myanmar askeri cuntası tarafından kara listeye alındı. 2021 darbesinden bu yana sürgünde yaşıyor.
Tırmanan mülteci karşıtlığı ve ırkçılık en çok göçmen kadınları tehdit ediyor. Dil sorunu olan yasalara, yasalardan kaynaklanan haklara bile ulaşamayan, göçmen kadın işçiler, işyerlerinde ya üç kuruşa çalıştırılıyor ya da evde parça başı üretim yoluyla sömürülüyor. Evde, işte fiziksel ve cinsel şiddete karşı ise bütünüyle korumasızlar.
“Bugün haklarımıza ve hayatlarımıza yönelik saldırıların ortasında da olsak, 8 Mart’ın tarihine baktığımızda yıllar önce direnen kadınların talepleri ile Migros depoda ve Farplas’da direnen kadın işçilerin taleplerinin ortak olduğunu görüyoruz; eşdeğerde işe eşit ücret.” diyen KESK Eşbaşkanı Şükran Kablan Yeşil, sendikanın bir hafta sürecek 8 Mart etkinliklerini de anlattı.