bilen bilir, ege’de zeybek meselesi önemlidir, örneğin -hiç söze dökülmese de- bodrum’da belediye başkanı olmanın şartlarından biri iyi zeybek oynamak ki geçmişte bodrum, şimdi muğla belediye başkanı olan ahmet aras o işin hakkını verir. hatta papandreu ile karşılıklı oynamışlığı dahi var. tabii konuya, ege’nin iki yakasının ortak kültürü falan diye bakmak da mümkün, “yunanlılar dolmamız ve baklavamızdan sonra zeybeğimize de el atmış, adını zeybekiko koymuşlar!” diye de.
özlem çerçioğlu ikinci yaklaşıma yakın göründü hep.
belediye başkanları sosyal medyada haklı olarak faaliyetlerini, hizmetlerini paylaşır ama onun sayfası bir siyasetçininki gibi, siyasi mesajlarla dolu ve hangi partiden bir siyasetçi derseniz, zafer partisi derdim. ama devir zafer’in devri değil, hatta zafer’in devri bile değil demek daha doğru olabilir.
çerçioğlu, 15 temmuz twiti atmayı da ihmal etmemiş ki ege’de çok itibar gören bir “bayram” değil; bir muhtar, “o gün milli bayram değil ki, akp’nin bayramı” demişti. ama eski bir aydın milletvekilinin dediğine göre, “özlem hanım’ın tayyip bey ile arası o kadar iyiymiş ki, 15 temmuz darbe girişimi gecesi arayıp, ‘sizi güvenli bir yerde ağırlayabiliriz, isterseniz helikopter gönderebiliriz’ demiş.”
nitekim rozetini takan erdoğan’la ilgili, “ben sayın cumhurbaşkanımıza zaten uzak bir belediye başkanı değildim. başkanlığım süresince, sayın cumhurbaşkanımız aydın iline geldiğinde kendisini hep karşıladım. çünkü ülkemizin cumhurbaşkanıdır. iyi bir dostluğumuz hep vardı kendisiyle” demiş. varmıştır tabii, böyle kritik dönemlerde bütün ihtimalleri hesaba katmak gerek.
iki kadın büyükşehir belediye başkanı?
ayşe arman, 2017 yılında özlem çerçioğlu ile yaptığı röportaja, ondan türkiye’nin iki büyükşehir belediye başkanından biri -diğeri antep’te fatma şahin- olarak söz ediyor; görüştüklerinde, diyarbakır belediye başkanı gültan kışanak hapsedileli bir yıl bile olmamış! röportaja değinmek istemiyorum çünkü sorular gazeteci deyimiyle “çanak” yani konuşulan kişiye kendisini tanıtma, övme imkânı veren türden. çerçioğlu, gözüpekliğiyle çok övünüyor; “bana tabut gönderdiler, bu çok küçük içine sığmam” dedim diyor!
efelerin efesi
akp’ye, hapse atılmaktan çekindiği için geçtiği iddiasını özgür özel kırşehir mitinginde de dile getirdi: “ben altı metrekarede vakit geçiremem” demiş. tamam ben de biliyorum, efelik dediğin erkekliğin damıtılmış hali ve onun da onda dokuzu kaçmak. ama nereden bakarsanız bakın, en azından mesellerde, mahpusluk da efeliğe dahil.
tabii çerçioğlu’nun bu konuda yaptığı açıklama, özgür özel’in aktardıklarından farklı: “yargıdan ve yargılanmaktan hiçbir zaman korkmadım. alnım ak, başım dik” diyor. gerçekten de hakkında 2015 yılından bu yana “görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma” suçlarından 20’ye yakın dava varmış. ama on yıldır karara bağlanmamışlar. yandaş medya da efe’ye destek veriyor bu konuda, “korksa daha önce geçerdi” diyorlar. ama işte o “daha önce” chp’li belediye başkanlarının tutuklanma zamanı değildi ki.
özgür özel, biraz da alaycı bir gülümsemeyle, “geçmişte, ben atatürk kızıyım der, bizim kullanmayacağımız kadar sert ifadelerle eleştirirdi akp’yi” diyor. o ise, “yaşadığım sorunları açıklamayı siyasi ahlak açısından hiç uygun bulmuyorum. gerekirse tek tek açıklarım” diye ufaktan blöfünü de yapmış.
hiç sosyal demokrat olmadı ki
akp’ye katılma töreninde yaptığı konuşmada, “aydın’a nasıl hizmet ettiysem sayın cumhurbaşkanımın himayelerinde daha fazla hizmet edeceğime bir kere daha söz veriyorum” demiş.
egelilerin rakı içmekte sorun görmedikleri için solcu sayıldığı malum. oysa burası demokrat parti’nin neşet ettiği coğrafya. demokrat parti’nin de chp’den neşet ettiğini hatırlatarak devam edeyim. çerçioğlu’nun babası da demokrat partiliymiş, insan illa ailesiyle aynı görüşleri benimser diye bir şey yok ama aydın il teşkilatında, “o hiç sosyal demokrat olmadı ki” dendiği söyleniyor. babasından, ailesinden farklı düşündüğüne dair bir işaret yok ama seçilme şansının yüksek olduğu partiyi tercih etmiş gibi görünüyor.
kendi anlatımına göre, herkes gibi, “şu şöyle olmalı, bu böyle olmalı” diye konuşurken eşi, “madem bu kadar konuşuyorsun girsene siyasete” demiş. milletvekili adayı olarak başvurmuş, dördüncü sıradan adaylığı kabul edilmiş. aydın’ın zenginlerinden olan kayınpederinin yaptığı bağışın etkili olduğunu söyleyenler var. iki dönem vekillikten sonra belediye başkanlığı gelmiş. o arada baykal’ın gözdelerinden…
kadınlar önlere, fotoğraf çekilecek
siyasete atıldığı yıllar, kadınların vitrinlerde itibar gördüğü zamanlar. o da, “kadınlar daha titiz oluyor”ları ihmal etmemiş röportajlarında.
aydın’a hizmetleri olmuştur, tekrar seçilmek isteyen her belediye başkanı hizmet yapar. ama bana bir siyasi dava insanından ziyade iş insanı gibi göründü, siyasi kariyeri de işin bir parçası. chp’den istifa edip akp’ye geçmesinin ardından eşinin ve kayınpederinin, daha önce zor durumda olan şirketi jantsa’nın borsadaki değeri üç günde yüzde 25’i aşmış! olan aydın halkının oylarına oldu, bir akp’liyi seçmeyi asla düşünmemişlerdir.
bugünkü chp’nin demokrat parti’nin içinden çıktığı chp’den farklı bir parti olduğunu düşünüyorum ama güçlendikçe, güçlenirse nice çerçioğlu yanaşır oraya da.
afrin’e gidecek bombaların üzerine adını yazdırmış olması, haklı olarak hiç unutulmadı. benzer bir işin geçmişte israil tarafından organize edildiğini, çocuklara, bombaların üzerine adlarının yazdırıldığını hatırlatayım. onlar çocuktu, yaşken eğiliyorlardı. özlem çerçioğlu ise, yetişkin. ama chp’nin içinde, çevresinde, seçmeni arasında, bombaların üzerine adlarını yazdırmaktan çekinmeyecekler var. yıllar süren savaş koşullarının toplumda yarattığı tahribat ve militarist propagandanın bir sonucu bu; hatta o militarist propagandanın ta kendisi. bu ideolojik iklimin, genel merkezin politikalarıyla falan kolay kolay değişmeyeceğini görmek ve durumdan vazife çıkarmak gerek bence.
ama siyasette ünlülerin, hatırlıların, zenginlerin, köy köy, mahalle mahalle gezenlerden, afiş, pankart asanlardan, şık basın açıklamaları yapamayanlardan daha kolay “yükseldiği”, kadınların da topuklu giyebileninin, erkek taklidi yapanının ya da itaat edeninin tercih edildiği bir sistem var; buna egemen siyaset diyebiliriz ve bazen aynalarımızda da aksini görebiliyoruz.
özlem çerçioğlu yeni yerinde muhakkak ki daha iyidir.
fotoğraf: https://www.facebook.com/photo/?fbid=3550942098403961&set=%C3%A7ercioglu