Kadınİşçi’nin depremde kadın emeği raporu paylaşıldı: Bölgede eşitsizlik ve güvencesizlik derinleşti

Geçtiğimiz nisan ayında başladığımız ve aralık ayında tamamlanan Kadınİşçi’nin “Depremden Etkilenen Kentlerde Kadınların Ücretli Ücretsiz Emeği” adlı raporunun çıktıları, Bağlam Yayıncılık’ın toplantı salonunda basın ve kadın örgütlerine anlatıldı.
Paylaş:

Özgür Genç tarafından kaleme alınan ve Bahar Gök’ün asistanlığını yaptığı araştırma projesinin raporu, Genç tarafından kamuoyu ve kadın örgütlerine sunuldu.
Rosa Luxemburg Stiftung’un desteğiyle hazırlanan raporun tanıtım toplantısında tazminat almak için eşleriyle yeniden evlenen, kira yardımından yararlanmak uğuruna bir türlü konteynerlere geçemeyen kadınlarla, deprem bölgesinde yaygınlaştırılmaya çalışılan toplum yararına programlar çerçevesinde asgari ücret ve kısıtlı sosyal haklarla çalıştırılan kadınlar ve onların yaşadıkları sorulan soruların odağında yer aldı. Çözüm önerileri tartışıldı.

En düşük yevmiye kadınlara…

Raporu ayrıntılı bir biçimde anlatan Genç, barınma sorunu başta olmak üzere tüm sorunların olduğu gibi durduğu, depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanmadığı koşullarda kadınlara fazladan ‘sorumluluklar’ yüklendiğini belirtti. Uygun olmayan barınma koşullarında ev işi ve bakım emeği yükünün artmasıyla ücretli bir işte çalışan kadınların sayısının azaldığını vurgulayarak, ücretsiz-ücretli emek arasında bitmeyen gerilimin deprem şartlarında nasıl yeniden üretildiğine de dikkat çekti. Depremden sonra kadın emeğinin iyice değersizleştiğinin altını çizen Genç, bölgede “kadın yevmiyesi” diye bir kavramın ortaya çıktığını, bunun en düşük ücret şeklinde karakterize edildiğini de sözlerine ekledi.
Ücretsiz emeği gözden kaçırmadan deprem öncesinde ve sonrasında bölgedeki kadın istihdamını ve deprem sonrasında bu konuda yaşanan değişimleri gösteren rapora aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Bu yazı sadece bir kitap eleştirisi değil. Hülya Osmanağaoğlu, TYÜ kuramını temel alan bir feminist mücadele ile patriyarka – patriayarkal kapitalizm – kapitalist patriyarkayı temel alan feminist mücadele arasındaki temel ayrım, gündelik hayatımızdaki erkek egemenliğini merkeze koyarak bütünlüklü bir mücadele vermek ile sermayenin gündelik hayatımızdaki belirleyiciliğini merkeze koyarak mücadele vermek arasındaki farkta somutlanıyor, tespitini tarihsel analizle de harmanlayarak TYÜ tartışmalarına yeni bir boyut getiriyor.
AKP iktidarı İş Kanunu’nda değişiklikler yapmayı planlıyor. Yapılan değişikliklerin işçilerin değil sermayenin çıkarları doğrultusunda olacağını önceki deneyimlerimizden biliyoruz. Arkadaşımız Nesrin, İş Kanunu’nun tarihçesini ve imzalanmayan ILO sözleşmelerini anlatıyor.
Deprem bölgesinde konteyner kentlerde kimi ihtiyaçlar kısmen sağlanmış olsa da bazı ailelerin hâlâ birlikte yaşamak zorunda kalması, kadınların ev içi yükünü artıyor. Bu duruma ulaşım sorunu da eklenince kadınların ücretli emeğinin koşulları değişiyor. Kadınlar güvencesiz ve part-time işlere mahkûm hale geliyor.
Feride Eralp ve Selin Top, hazırladıkları “Türkiye’de Feminist Hareketin Gündemleri ve Güncel Eylem Alanları” başlıklı raporla ilgili Kadın İşçi’nin sorularını yanıtladı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!