Özgür Genç tarafından kaleme alınan ve Bahar Gök’ün asistanlığını yaptığı araştırma projesinin raporu, Genç tarafından kamuoyu ve kadın örgütlerine sunuldu.
Rosa Luxemburg Stiftung’un desteğiyle hazırlanan raporun tanıtım toplantısında tazminat almak için eşleriyle yeniden evlenen, kira yardımından yararlanmak uğuruna bir türlü konteynerlere geçemeyen kadınlarla, deprem bölgesinde yaygınlaştırılmaya çalışılan toplum yararına programlar çerçevesinde asgari ücret ve kısıtlı sosyal haklarla çalıştırılan kadınlar ve onların yaşadıkları sorulan soruların odağında yer aldı. Çözüm önerileri tartışıldı.
En düşük yevmiye kadınlara…
Raporu ayrıntılı bir biçimde anlatan Genç, barınma sorunu başta olmak üzere tüm sorunların olduğu gibi durduğu, depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanmadığı koşullarda kadınlara fazladan ‘sorumluluklar’ yüklendiğini belirtti. Uygun olmayan barınma koşullarında ev işi ve bakım emeği yükünün artmasıyla ücretli bir işte çalışan kadınların sayısının azaldığını vurgulayarak, ücretsiz-ücretli emek arasında bitmeyen gerilimin deprem şartlarında nasıl yeniden üretildiğine de dikkat çekti. Depremden sonra kadın emeğinin iyice değersizleştiğinin altını çizen Genç, bölgede “kadın yevmiyesi” diye bir kavramın ortaya çıktığını, bunun en düşük ücret şeklinde karakterize edildiğini de sözlerine ekledi.
Ücretsiz emeği gözden kaçırmadan deprem öncesinde ve sonrasında bölgedeki kadın istihdamını ve deprem sonrasında bu konuda yaşanan değişimleri gösteren rapora aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz.