“Sağlığımızı, Geleceğimizi ve Onurumuzu Savunuyoruz

Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde 30 yıldır faaliyet yürüten Tapeten Mensucat Fabrikası işçileri, ağır çalışma koşulları ve sendikal baskılara karşı 4 Eylül’den bu yana grevde. Grevlerinin 22. gününde Kadınİşçi olarak işçileri fabrika önünde ziyaret ettik, direnişlerini sürdürmekte kararlı olan işçilerle ve Teksif Örgütlenme Uzmanı Pembe Maden ile uzun uzun sohbet ettik. Bu sohbetten notları sizlerle paylaşıyoruz.
Paylaş:
Bahar Gök
Bahar Gök
bihargok1982@gmail.com

Patronun dev şirketleri ve bağışları

Tapeten patronunun Tapeten dışında Nuh’un Ankara Makarnası ve Katmer Un fabrikaları bulunuyor, ayrıca Nuh Çimento’da hissesi var. Bu işletmelerde farklı sendikalar örgütlü. Nuh Çimento’da Çimse-İş, Nuh’un Ankara Makarnası’nda Tek Gıda-İş. Tapeten’de ise Teksif örgütlü. Yetkiyi alan sendikanın hazırladığı TİS taslağını kabul etmeyen ve TİS sürecini başlatmayan Tapeten patronu bir yandan okul yaptırıyor, camilere büyük bağışlarda bulunuyor; diğer yandan fabrikasında işçilerin emeğini ve sağlığını hiçe sayıyor.

Tapeten’de cam elyaf işlenip ip bükümü yapılıyor. Üretim aşamasında kullanılan kimyasal maddeler işçilerin sağlığını tehdit ediyor. Boya işlemleri de ciddi riskler içeriyor. İşçiler ellerinin kesildiğini, yandığını, makinelerden düştüklerini ama hiçbir iş kazası tutanağı tutulmadığını aktarıyor. Rapor alan işçilerin ücretleri kesiliyor, yarım günlük izinler dahi tam gün kesinti gibi uygulanıyor. İşçilere tam koruyucu iş güvenliği ekipmanı verilmezken ustalara ekipman sağlanıyor; işçiler eldiven gibi malzemeleri ceplerinden almak zorunda kalıyor.

İşten çıkarmalar, istifaya zorlamalar

Sendikal örgütlenme süreci boyunca işçiler baskıyla istifaya zorlandı, işten atıldı. Grevden sonra bu baskılar artmış. O kadar ki fabrika yönetimi kadın işçileri kocalarına şikâyet ederek sendikadan istifa ettirmiş.

Bugün fabrikada yalnızca 35 işçi çalışıyor. Bunlardan ikisi baskılara rağmen grevde, 33’ü içeride çalışmaya devam ediyor. Çalışanların 25’i kadın. Baskı hâlâ sürdüğü için kadınların çoğu grev alanına gelemiyor, grevcilerle temas kurmaktan çekiniyor. Halen içeride çalışanlar da ağır baskılar altında. İşçilerin kötü çalışma koşullarını, sendikal örgütlenme hakkını kullandıkları için yaşadıkları baskıları ve onları greve götüren süreci Yadigar Aygün Kadınİşçi’ye yazmıştı. Haberi buradan okuyabilirsiniz.

Üç kişinin işi bir kişiye yükleniyor

İşçi sayısının azaltılması nedeniyle üretim ihtiyacı karşılanamıyor, Çorlu ve Tekirdağ’dan ip getiriliyor. Üç kişinin işi bir işçiye yaptırılıyor. İşçilere yönelik baskılar yalnızca iş yüküyle sınırlı değil. Sendikal örgütlenmeden önce, fazla mesaiye kalmayan işçiler hakkında tutanak tutuluyor; su ve tuvalet ihtiyaçlarında dahi baskı uygulanıyormuş. Cumartesi günleri servis yokken, sendikalaşma sonrası servis konulmuş. Eskiden soyunma odaları kilitliyken şimdi açık tutuluyormuş.

Bunların yanı sıra, sendikaya ihtiyaç olmadığını kanıtlamaya çalışan Tapeten patronu, içeride çalışanlara mutfak ve tuvaletleri düzenleyeceğini, hijyen koşullarını sağlayacağını vaat ediyor; ancak işçiler bunun grevi kırmaya yönelik manevralar olduğunu söylüyor.

Asgari ücreti bahane eden geri çekme

Tapeten’de 28 yıldır çalışan bir işçi, yaklaşık 40 bin TL maaş alıyor. Ancak patron her zam döneminde yüzde 15 civarında zam yapıyor, eğer asgari ücret zammı daha yüksekse işçilerin ücretini geriye çekiyor. Böylece patronun yaptığı zam hiçbir zaman işçilere gerçek kazanım sağlamıyor, enflasyon farkıyla geçiştiriliyor.

Grev ve dayanışma

Grevi sürdüren işçiler, işbaşı ve çıkış saatlerinde içeride çalışanlara seslenerek mücadelelerini sürdürüyor. Patron, grevci işçilerle içeride çalışanların temasını engellemek için servisleri fabrikanın bahçesinden kaldırtıyor.

Ancak tüm engellemelere rağmen grev sürüyor. İşçiler, hakları için, sağlıkları için ve onurları için mücadele etmeye devam edeceklerini vurguluyor.

Biz de Kadınİşçi olarak Tapeten işçilerinin yanında olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Tapeten Mensucat fabrikasında çalışan kadın işçiler, kötü çalışma koşulları, eş değerde işe eşit ücret alamama, hijyenik olmayan çalışma ortamı, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve sendikal haklar için grevde.  EMEP Milletvekili Sevda Karaca ve TEKSİF Örgütlenme Uzmanı Pembe Maden, “ Tapeten patronu kadın işçilere aileleri üzerinden gözdağı vermiş. Sendikalı kadın işçileri kadın sağlığını ciddi biçimde etkileyen, erkek işçilerin çalıştığı kimyasalla işlem yapılan bantlara sürmüş” dediler.
Bağımsız Emek Sendikası temsilcisi Eda Taş, SUWEN’in e-ticaret deposunda çalışırken “Şirket kültürüne uyum sağlamama” gerekçesiyle işten atıldı. Taş, A Milli Kadın Voleybol Takımı sponsorluğuyla övünen SUWEN’de kadın işçilerin, taciz, cinsiyet ayrımcılığı, baskı ve mobinge maruz kaldığını anlatıyor. “Seni daha ağır işe veririm gibi tehditler vardı. Bu tehdit, baskı ve mobing sadece kadın işçilere yapılıyordu. Hem kendimin hem de tüm kadınların sesi olmak istedim. Bunun içinde sonuna kadar mücadele edeceğim” diyor.
Kocaeli’nde sendikalaşma mücadelesi verdikleri için işten çıkarılan Omsa Metal işçisi kadınlar direnişlerini sürdürüyorlar. 
Hepsijet depolarında baskı, mobbing, cinsel taciz, düşük ücretler, sendikal özgürlüklerin engellenmesi, hijyen sorunu, iş kazaları gibi sorunların ardı arkası kesilmiyor. İnsanlık dışı çalışma koşullarını kabul etmeyen işçiler Sosyal-İş’te örgütlendiler ve direnişe geçtiler. Direnişteki kadın işçilerden Tuba, Ayşe ve Nergiz’le konuştuk.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!