Şık Makas Tokat’ta kurulu büyük bir tekstil fabrikası. Burada ücretleri ödenmediği için mücadeleye girişen işçilerin yaklaşık yarısını oluşturan 600’ün üzerinde işçi işten çıkarıldı. Eylem ve direniş ikinci haftasında devam ediyor.
Fabrikada geçtiğimiz yıllarda düşük de olsa ücretler düzenli ödenirken son bir yılda maaşlar ikiye bölünerek, önce yarısı daha sonra kalan yarısı yatırılmaya başlanmış. Geçtiğimiz üç ay boyunca ise ücretler hiç yatırılmamış, üç ay boyunca işçilerin eline cep harçlığı gibi sadece 4.000’er lira geçmiş. Oysa tüm bu üç ay boyunca da işçiler üzerindeki yoğun çalışma baskısı, izinlerin bile kullandırılmamak istenmesi hep devam etmiş.
Sonrasında yaşananları işçi temsilcisi Buse Kara ile konuştuk.

“Bize 6 Ekim günü maaşların tam yatacağı söylendi. Ancak yüzde 20’si yatınca Öz İplik-İş sendikası eyleme kalkıştı. Ama ikinci gün eylemden çekildiğini söyledi. Ancak eylemi sürdürmek gerekiyordu ve bizler de BİRTEK-SEN sendikasına üye olmaya başladık. Bunun üzerine işveren ve sendika ortaklaşarak ilk önce ses çıkartan dört kişinin Kod-22 ile çıkışları verildi.”
Patronun değil işçinin sendikası
Buse de bu ilk çıkarılan dört kişiden biri olmuş.
“Öz-İplik çekildiği anda kendimize yeni bir sendika bulmamız lazımdı” diye anlatıyor; “ve bu sefer patronun değil işçinin sendikası olması lazımdı.” Buse bu süreçte temsilci ve sözcü olarak seçilmiş. Ve ilk günden beri eylemlerde en önde yer alıyor. İşçi arkadaşlarının kendisine güvenip desteklediğini, ailesinin de hep arkasında olduğunu söylüyor. “Çünkü yaptığım şey taşkınlık değil, hak arayışı, sadece kendimin değil herkesin hakkı,” diye anlatıyor.
Fabrika yönetimi ücretlerin ödenmesi talebine karşılık vermek yerine aynı kodla işten çıkarmalara devam etme yolunu seçmiş. Biz bu haberi hazırlarken işten çıkarılan işçi sayısı 600’ü geçmişti. Ve ikisi hariç hepsi Kod-22 ile yani tazminat hakları gasp edilerek, işsizlik ödeneğine başvuru hakları ellerinden alınarak işten çıkarılmışlar. Bunlardan 100’den fazlası kadın.
Fabrikada direniş ikinci haftasında. Talepler ücretlerin, alacakların tam ödenmesi, çıkışı verilen işçilerin işe iadesi, işe devam etmeyecek olanlar için Kod-22’nin kaldırılması ve sendika seçme özgürlüğü. Buse işten çıkarılan kadın işçilerin mücadeleye tam destek verdiğini ve çok kararlı olduklarını söylüyor.
Kadın işçilerin mağduriyetleri
Yine şunları da aktarıyor: “İşten çıkarılan kadınlar arasında hamile olup çalışan ve hepimiz gibi para alamayan kadınlar var. Çocuklarının kırtasiye eksiğini karşılayamayan anneler var. Evladına hem anne hem baba olmuş ama şu an kendini yetersiz hisseden kadın işçiler var. Engelli kadrosunda çalışırken engelli maaşı devlet tarafından ödendiği halde diğerleri gibi ücretlerini alamamış ve şimdi de işten çıkarılmış olan kadınlar var. Sağlıkları yerinde olmadığı halde ihtiyaçlarından dolayı bu fabrikada çalışan kadın işçiler var. Ve hepsinin de şu anda mağduriyeti var.”
İşveren tarafından çıkışı verilmemiş olan işçilere de hâlâ maaş ödemesi için belirli bir gün söylenmiyor. Buse çıkışı verilenlerin ise arabulucu yöntemiyle tazminatlar Mart 2026’da verilecek sözüyle kandırılmak istendiğini aktarıyor. “Tabii Çorlu’yu göz önünde bulundurarak bu duruma kanmamak gerekiyor,” diyor.

Çorlu’da 1500 işçi tazminatlarını alamamış
Çünkü şirketin Çorlu’da da bir fabrikası var ama kapatılmış ve işsiz kalan 1500 işçi tazminatlarını alamamış!
Tokat’taki fabrikada çalışan işçiler ücretlerini alamadıkları üç ay boyunca onlara şu söylenmiş: “Çorlu’nun tazminatları yatacak, o yüzden maaşlarınızda aksama olacak.” Ancak şu anda Çorlu’dan kendilerine ulaşan işçiler olduğunu ve tazminatların hiçbir şekilde ödenmediğini söylediklerini aktarıyor Buse.
İşverenin bir şubesi/fabrikası da Mısır’da. Ve yatırımların bu fabrikaya kaydırıldığının, büyük ihtimalle oraya kayış olduğunun da farkında işçiler. Bu tehdide karşın tüm haklarını kazanmak için mücadelede kararlılar.
Buse dört yıl kalite güvence bölümünde çalışmış. Fabrikada çalışma koşullarının oldukça ağır olduğunu aktarıyor. Erkeklerin yapacağı işlerde de kadınların çalıştığını, iş güvenliği konusunda makinelerde el koruması olmadığını, sandalyelerin hep kırık olduğunu bu yüzden insanların sarsıntıyla çakım makineleriyle ellerini patlatıp kırabildiklerini aktarıyor.

“Rahatsız edici tavırda bulunan erkekler işten çıkarılmalı ama yapılmadı”
Her bölümde kadın işçilerin çalıştığını anlatıyor. Yaşadıkları sorunları sorduğumuzda regl günlerinde kadın işçiler için izin almanın çok sıkıntılı olduğunu aktarıyor. Baskı söz konusu olduğunda da kadın erkek işçiler arasında ayrımcılık olduğunu düşünüyor. Ücret eşitsizliği ise yoktu, diyor. Zaten fabrikada sendika olduğu halde yıllardır asgari ücret uygulanıyormuş. Sendikanın herhangi bir sorunu giderme gibi bir çabası olmadığını aktarıyor. “Büyük bir tekstil firmasındayız, kadınla erkeğin eşit olduğu bir toplumdayız, bana göre rahatsız edici tavırda bulunan erkekler konumu ne olursa olsun tespit edilip işten çıkarılmalı ama yapılmadı” diyor.
Şık Makas işçilerinin eylemleri Tokat’ta fabrika önünde ve valilik tarafından getirilen yasağa rağmen kent merkezinde devam ediyor.
Buse son durumu bize şu şekilde anlatıyor:
“Direnişimiz devam ederken Öz İplik’ten karalama kampanyası da sürüyor. Direnişi kırmaya çalışıyorlar ama başaramayacaklar.
Taleplerimiz Kod 22’nin kalkması, dışarıda tek bir işçi kalmaksızın işe dönülmesi, içeride kalan maaşlarımız ve tazminatlarımızın eksiksiz verilmesi ve sendika seçme hakkımızı özgürce kullanmak.”
Ücretleri ve işleri için, yani en asgari, en temel hakları için direnişte olan kendisi ve tüm arkadaşları için herkesi dayanışmaya, desteğe çağırıyor:
“Buradan sesimi duyan ve duymuş ama duymamış rolü yapan herkese sesleniyorum. Biz de sizlerden biriyiz, gün gelecek ibre size doğru dönecek. Vakit birlik vakti. Üç maymunu oynamayın, gelin mağdur insanların, hakları gasp edilen insanların elinden tutun. Sizin desteklerinizle daha güçlü olacağız. Vakit birlik vakti, hadi bir el de sen uzat. Birleşe birleşe, direne direne büyüyelim ve kazanalım.”
Ana Fotoğraf: sol.org.tr