bütçe

Ebeveynler eğitim masraflarıyla baş edemiyor. Bunlardan biri de, ölen eşinden kalan emekli maaşıyla geçinmeye çalışan, iki çocuğu öğrenci olan Fatma. “Eğitim masrafları için özellikle tek ebeveynli ailelere destek verilmesini istiyorum. Kırtasiye ve test kitapları devlet tarafından sağlanmalı. Çünkü eğitim lüks değil, temel bir ihtiyaç” diyor
Bir yandan erkek şiddeti artarken diğer yandan onunla mücadeleyi sürdürmekte ayak direyen bir politik hat mevcut İsviçre’de. Benzer bir durum AKP iktidarı ile ülkemizde yaşanıyor. Özellikle erkek şiddetine karşı mücadelede en küçük destek bile çok önemliyken kadınları şiddetten uzakta tutmak için kazanılmış yerlerin, alanların varlığının önemi tartışılamaz.
2025 bütçesi tartışılmaya başlandı. Bütçelerin sınıfsal yönü olduğu gibi toplumsal cinsiyet boyutu da vardır. Türkiye’de ücretli çalışan kadınların yüzde 12 oranında erkeklerden daha düşük ücret aldığı gerçeği mevcutken bütçede pozitif ayrımcılık politikaları kadınlar açısından vazgeçilmezdir. Görünmeyen emek yani ücretsiz evişçisi kadınlar da unutulmamalıdır.
“Merkezden özerkleşmemiş yerel yönetimler, merkezi yönetimin gölgesinde, tepelerinde Demokles’in kılıcıyla varlar. Başka birçok başlık gibi özerk yerel yönetimler başlığı da ilk olarak DEM Parti ve devamcısı olduğu demokratik özgürlükçü siyasi gelenek tarafından sık sık gündeme getirilmekte. Sırf bu nedenle baskıcı, cinsiyetçi, antidemokratik ve ırkçı membadan beslenen sağ siyasi partiler özerk yerel yönetim tartışmasını öcüleştirerek paçayı yırtmaya çabalıyorlar.”
türkiye’de bugün yemekhanelerde, ofislerde, öğlen molalarında, kahvelerde, kafelerde, kabul günlerinde, hastane kuyruklarında ve aklınıza gelen gelmeyen her yerde para konuşuluyor.
Biliyorsunuz ekonomik meseleler ciddi konulardır ve hep erkekler tartışır:) ama tam da bu nedenle o tartışmalarda kadınların yaşadığı ekonomik sorunlardan söz edilmez. Oysa ekonominin her alanı baştan aşağı cinsiyetçidir. Biz de düşündük ki, bu köşede ekonominin cinsiyetçi yapı ve ilişkilerini deşifre edebiliriz. Bugünden itibaren, iki haftada bir hepimizin yaşamında etkili olan ekonomik meselelerden birini ele alıp değerlendireceğiz. Bu değerlendirmelerde temel olarak “nedir?”, “neden?”, “kadınları nasıl etkiliyor?” ve “nasıl bir mücadele?” sorularını soracağız. İlk konumuz yoksulluk. 
Arzu ve Çiçek, yaşamları boyunca her işte sigortasız, güvencesiz çalışmışlar. Şimdilerde evin gündelik yeme içme ihtiyacını karşılamak için imece usulü salça, konserve,  tarhana, mantı reçel üretirken, kalanları da komşulara eşe dosta satıyorlar. Kazandıkları para yine evin ihtiyaçlarına gidiyor.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!