Gebze’deki Smart Solar Fabrikası’nda işçiler, patronun yüzde 6 oranında zam dayatmasına ve gasp edilen haklarına karşı 22 Ekim’de greve çıktı. Tüm kazanılmış haklarının gasp edilen, çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçiler, insanca bir ücret talep ediyor ve ekliyor: “İşverenler bize teklif ettikleri maaşlarla bir ay yaşamayı denesin”
Tapeten Mensucat fabrikasında çalışan kadın işçiler, kötü çalışma koşulları, eş değerde işe eşit ücret alamama, hijyenik olmayan çalışma ortamı, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve sendikal haklar için grevde. EMEP Milletvekili Sevda Karaca ve TEKSİF Örgütlenme Uzmanı Pembe Maden, “ Tapeten patronu kadın işçilere aileleri üzerinden gözdağı vermiş. Sendikalı kadın işçileri kadın sağlığını ciddi biçimde etkileyen, erkek işçilerin çalıştığı kimyasalla işlem yapılan bantlara sürmüş” dediler.
Türkiye’de kadınlar için ücret eşitliği talebini de içeren bir grev hemen hemen yoktur. İzmir Bornova’da 10 Aralık’tan beri grevde olan Temel Conta işçisi kadınlar eşit işe eşit ücret sloganıyla başlattıkları mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor.
Fransa’daki basın sendikaları, hükümetin önerdiği görsel-işitsel kamu yayıncılığının niteliğini tehlikeye atacak ve istihdam koşullarını kötüleştirecek değişikliklere karşı 30 Haziran’da süresiz grev başlattı. Uluslararası Hizmet Sendikaları Birliği (UNI Global Union) grevde Fransız sendikalarının yanında yer aldığını bildirdi.
Kültür Radyo Televizyon (KRT) çalışanları, maaşlarının ve yemek ücretlerin ödenmemesi, kötü çalışma koşulları, iş yükü nedeniyle direnişe başladı. Gasp edilen hakları için kanal binasında nöbet tutan çalışanlar, “güzel kadın spiker olur” algısını yıkmak, emeğe ve haber özgürlüğüne sahip çıkmak istediklerini söyleyip emek dostlarını dayanışmaya çağırıyorlar.
Yüzlerce işçiyi diken üstünde tutan rüzgâr enerjisi sektöründe neler oluyor? Kadın işçiler ellerinde ve ayaklarındaki nasırlarla, 65 metre uzunluğundaki kanatları üretiyor. Gerçekten “rüzgâr gibi”ler üretimde. İşçiler şimdi hep birlikte grevde. Aldıkları komik düzeydeki zamma tepki olarak… Enerjideki “rüzgârı” durduran kadınlardan ikisiyle görüştük.
TKIS Blinds işçileri iki ayı aşkın bir süredir Tuzla’da direniyorlar. Perde üretimi yapılan ve çalışanların büyük bölümünü kadınların oluşturduğu fabrikada işçiler düşük ücretlere ve kötü çalışma koşullarına karşı TEKSİF sendikasına üye oldular ve işten atıldılar. Kadınİşçi’nin düzenlediği DEM İstanbul Milletvekili Özgül Saki’nin de katıldığı dayanışma ziyaretinde kadın işçilerin özgün sorunlarını da konuşma fırsatımız oldu.
TEKSİF sendikasında örgütlendikleri için işten atılan ve iki ayı aşkın süredir Tuzla Serbest Bölge önünde direnişte olan kadın işçileri ziyarete gidiyoruz.
1 Mayıs arifesinde kadınlara hâlâ emekçi değilmiş muamelesi yapılırken, kadınlar hâlâ evde, sendikalarda, iş yerlerinde bir sürü ayrımcılığa uğrarken sizlere kadın işçi tarihinden ilham veren, eğlendiren ve gerçek olayları aktaran bir filmden bahsetmek istiyorum: Türkiye’de gösterilen adıyla “Kadının Fenni”. 1968’de Ford’un Avrupa’daki en büyük fabrikasında çalışan kadınların ücret eşitliği için çıktığı grevi başarıyla anlatır.
Mısır’da şubat ayı sonlarında başlayan ve tekstil işçisi kadınların öncülük ettiği grev dalgası, ülkenin kaynaklarını satışa çıkaran ve İsrail’le işbirliği yaparak Gazze’ye kapıları kapatan El Sisi yönetimine korku dolu günler yaşatıyor.
1983 Britanya’da büyük toplumsal çekişmelerin yaşandığı bir yıldı. Liverpool’da yüksek düzeyde sınıf mücadelesi yaşanıyordu ve kadın işçiler bu eylemlerde önemli rol oynuyorlardı.
1974’te kadınların sendika liderliğine yardımcı olmak ve TİS görüşmelerinde kadın sorunlarına daha fazla ağırlık vermek için kurulan ilk ulusal sendikal kadın örgütü İşçi Sendikası Kadın Koalisyonu’nun (CLUW) kurucularından olan Myra, bu konferansa başkanlık yaptı. CLUW’un ilk konferansına ülke çapında 82 işçi sendikası’ndan 3.000’den fazla kadın katıldı.
İzlanda’da kadınlar geçtiğimiz hafta evde, işte grevdeydi. Grev sloganı olarak ev içi emek sömürüsü ve cinsel şiddet başlığını seçmeleri önemliydi. Çünkü erkek şiddeti birçok şeyle ilgili olabildiği gibi en çok patriyarkanın ev içi ekonomi politikalarının yürütülebilmesi ile ilgilidir.
İrlandalı göçmen bir aileden gelen Josephine Casey, düşük ücretle sağlıksız koşullarda çalışan kadınları örgütleyerek sendika kurdu. Korse şirketinde çalışırken örgütlediği grev ise kazanımla sonuçlandı. O, aynı zamanda bir eşit oy hakkı savunucusuydu…