Patriyarkaya, erkek-devlet şiddetine, kapitalizme, faşizme, kadın katliamlarına, emek sömürüsüne, savaş politikalarına, göçmen ve LGBTİ+ düşmanlığına, hayvan katliamlarına, kadın yoksulluğuna karşı ve görülmeyen kadın emeği için yürüyen onbinler sık sık, “Görünmeyen emek sesini yükselt”, “Erkekler evlere çocuk bakmaya”, “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları attı. Bu yıl da her yıl olduğu gibi, feminist mücadelenin önemine, kadın dayanışmasına, birlikte mücadelenin önemine vurgu yapıldı. Feminist mücadele ve enternasyonal mücadele vurgusu ön plandaydı.
İktidarın Aile Yılı ilanı ederek “kutsal aile” dayatması çok sayıda döviz ile, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması ise “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” dövizleri ve sloganlarıyla protesto edildi. Feminist isyanla binlerce kadın ve LGBTİ+, tüm renkleriyle, tüm isyanıyla, tüm coşkusu ile Taksim’i doldurdu.
Feminist Gece Yürüyüşü’nü engellemek için öğlen saatlerinde İstiklal Caddesi’ne açılan tüm sokaklar kapatıldı. Barikatları engel olmaktan çıkaran feministler Sıraselviler Caddesi’nde toplanarak kitlesel bir şekilde “Feminist İsyan” pankartını açtılar ve Cihangir Otoparkı’na doğru yürüyüşe geçtiler. Islıklar, alkışlar, düdükler ve çeşitli enstrümanlarla, ışıl ışıl dövizlerle yürüyen kitle Cihangir’e ulaştı. Burada Tertip Komitesi tarafından hazırlanan basın açıklaması Türkçe, Kürtçe ve Arapça olarak okundu.

“Bizsiz bir rejim inşa edemezsiniz”
Açıklamadan öne çıkanlar:
“Bugün biz burada, kendi hayatlarını ve dünyayı değiştirme gücünü feminizmde bulan binlerce feminist olarak sokaklardayız. Yüzyıllardır olduğu gibi şu anda, dünyanın her yerinde mücadele eden, patriyarkaya karşı direnen kadınlardan aldığımız güçle bir aradayız.
Bir yandan feminist mücadele sayesinde dünya değişti. Diğer yandan kadınların eşitliği ve özgürlüğü için kat edilen onca yolun ardından, kadınlar hâlâ erkeklerden daha az eğitim alıyor, daha az iş bulabiliyor, çalıştığında daha az para kazanıyor, evde bedavaya çalışıyor, bir erkeğin isteklerine karşı geldiği için hâlâ şiddete uğruyor, öldürülebiliyor. Hem de her gün. İşte biz de her alanda, her yerde, bu yüzden mücadele ediyoruz.
Biz gücümüzü yüzlerce yıllık feminizm tarihinden, kadınların coğrafyaları ve kıtaları aşan ortak deneyiminden, bugün Arjantin’de her şeye rağmen sokağa çıkıp yüzbinleri bulan kadınlar ve LGBTİ+lardan, biz gücümüzü Orta Doğu’da seküler bir alternatifi mümkün kılan Kürt kadınlardan, Filistin’de, Gazze’de yasını direnişe dönüştüren ve ne olursa olsun yaşamı sürdürmeyi başaran kadınlardan, gücümüzü Suriye’de her şeye rağmen ‘bizsiz bir rejim inşa edemezsiniz’ deme cesaretini gösteren kadınlardan, gücümüzü ABD’de transfobinin iktidarına karşı yaşamını savunan translardan alıyoruz ve sesimizi onların sesine katıyoruz. Savaşla yeniden kurmakta oldukları dünyaya isyan ediyoruz.
Mücadelemizden, hayatlarımızı, dünyayı değiştirmemizden irkilenler bizlere saldırılarının dozunu her gün biraz daha artırıyor. Bu saldırıyla bir gün İstanbul Sözleşmesi feshediliyor, öteki gün “aile yılı” ilan ediliyor. Otoriter muhafazakâr rejimler, kendi ahlaklarını yasaya dönüştürmeye, hayatlarımızı daraltmaya çalışıyor. Bizleri yok etmeyi umuyorlar. Pınar Gültekin’in canavarca hisle öldürülmediğini söyleyenler, Narin’in başına ne geldiğini çözmekle uğraşmıyor, Dina’nın maruz kaldığı ırkçı şiddeti ortaya çıkarmaya tenezzül etmiyor. Tüm bu adaletsizliklere karşı itiraz edenleri, yaşamın böyle, yaşamın adaletsiz, yaşamın eşitsiz sürmemesi gerektiğini söyleyenleri susturmaya, sindirmeye, yok etmeye çalışıyor.”

“Eşit ve özgür bir dünya kurmadan bitmeyecek bu isyan!”
Bizlerse susmuyoruz. Özgürlüğün kadınların dayanışmasıyla, yan yana direnmesiyle mümkün olduğunu feminizmden öğrendik. İstanbul’da 40 sene önce feministler “İsyanı var bizde haksız yüzyılların. Özlemi var bizde geniş hayatların” diyerek sokaklara çıktı. Biz bu geniş hayatlara sahip çıkıyoruz, haksız yüzyılların hesabını soruyoruz. Patriyarkanın adını koyuyoruz, faillerini, destekçilerini işaret ediyoruz. Gisèle Pelicot’dan ilhamla, tüm dünyaya gözümüzü dikerek, kadınlara yüklenen utancı asıl sahibine, patriyarkaya iade ediyoruz. Özgür hayatları almadan bir yere gitmiyoruz. Ayrımcılığın, eşitsizliğin, şiddetin, sömürünün olmadığı bir dünyada ısrar ediyoruz.
Erkek şiddetini önlemeyip “kadınlar faillere kapıyı açıyor” diyenlere karşı, bizi bakım emeği ve yoksulluğa mahkûm etmeye, eşitlik politikaları yerine aileyi güçlendirme adı altında kadınları sindirmeye karşı, homofobi ve transfobiyi norm haline getirmeye çalışanlara, seçtiklerimize kayyum atayarak irademizi yok sayanlara karşı, eylemlerimize, fikirlerimize, birlikteliğimize müdahale eden, gözdağı veren, şiddet uygulayanlara karşı yaşasın feminist mücadelemiz!
Feminist mücadelemiz hayatlarımızı ve dünyayı değiştiriyor! Eşit ve özgür bir dünya kurmadan bitmeyecek bu isyan!”
Basın açıklamasının ardından dağılan kitleye tuzak kurularak polis ablukasına alındı. Abluka altındaki 112 kişi darp ve ters kelepçe ile gözaltına alındı. Gözaltına alınan kadınlar için İstanbul Barosu avukatları bilgi almak istedi fakat uzun bir uğraş sonucunda bir avukatla görüşme sağlandı. Gözaltına alınanlara 2911 Sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu’na Muhalefet’ten işlem yapıldı. Çağlayan Adliyesi’ne götürülen kadınlar ve lubunyalar ertesi gün serbest bırakıldı. 8 Mart Kadın Platformu’nun Kadıköy’de düzenlediği mitingde de gözaltına alınanlar aynı saatlerde serbest bırakıldı.

İzmir, Ankara, Gebze
8 Mart akşamı İzmir Feminist Gece Yürüyüşü bir engele takılmadan oldukça coşkulu ve eğlenceli geçti. Rengarenk ışıklar altında Alsancak sokaklarında “Kurtuluşumuz feminist bir dünya kurmaktan geçer” diyen kadınlar ve lubunyalar erkek devlet şiddetine karşı kesintisiz mücadele çağrısı yaptılar.
Aynı gün Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla toplanan kadınlar polis barikatlarının ardında 8 Mart kutlaması yapabildi. Akşamında ise Yüksel Caddesi’nde Feminist Gece Yürüyüşü için bir araya gelen feministler, zılgıtlarla yürüyüşe geçti. “Hayatlarımız ailenize sığmaz” diyerek yürüyen binler halaylar ve danslar eşliğinde Taksim’e selam gönderdi.
8 Mart’ta Gebze Kadın Platformu’nun çağrısıyla, Eski Çarşı Tarihi Çeşme’de toplandı kadınlar. “İsyandan direnişe, direnişten özgürlüğe” pankartı açan kadınlar Gebze Kent Meydanı’na doğru gece yürüyüşü yaptı her yıl olduğu gibi. 8 Mart’ın bu yıl Ramazan Ayı’na denk gelmesi nedeniyle daha erken bir saatte buluşulmuş oldu.
“Biz birbirimizin çaresiyiz”, “ILO 190 imzalansın”, “Yasta değil isyandayız”, “Gülhan için adalet”, “Ekolojik yaşamı örüyoruz”, “Hayvana, kadına, yeryüzüne gani gani özgürlük ve eşitlik” vb. dövizlerle yürüyen kortejin önünde Eğitim-Sen’li öğretmenler bendir çalarak ilerledi. “Yaşasın kadın dayanışması”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır, yaşattırır”, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları atılırken “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir” sloganıyla da direnişteki kadın işçilere selam gönderildi.

İşyerleri kadın işçiler için güvenli hale getirilmeli
Kent Meydanı’nda Gebze Kadın Platformu adına yapılan açıklamada 6284 Sayılı Yasa’nın etkin uygulanması istendi. Geçtiğimiz ay greve çıkan ve başarılı bir TİS’e imza atan Chinatool işçisi kadınların mücadelesine; devam eden As Kaynak ve TKIS Blinds direnişçisi kadınlara, Hepsijet’de direnen kadın işçilere selam gönderildi. TKIS Blinds direnişindeki kadın işçilerin gönderdiği 8 Mart mesajı da okundu. Mesajda, işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınması, ücret eşitsizliklerinin ortadan kalkması, işyerlerinin taciz ve mobbingden arındırılarak kadın işçiler için güvenli alanlar haline getirilmesi, sendikal hak ve özgürlüklerinin tanınması için yürüttükleri mücadelede 136 günü geride bıraktıkları yer aldı. “Yaşasın 8 Mart yaşasın kadın dayanışması” sloganıyla bitirdikleri mesajda TKIS Blinds işçileri direnişlerine destek çağrısı yaptı.
Geçtiğimiz yıl 8 Mart kutlamalarından bir hafta sonra katledilen Migros direnişçisi Gülhan Albayrak Esen’in kız kardeşleri de söz alarak Gülhan’ın mücadelesini anlattı. 11 Nisan’da Gebze Adliyesi’nde görülecek duruşmaya katılım çağrısı yapan Albayrak kardeşler kadın cinayetlerinin son bulması için caydırıcı yasal düzenlemeler yapılmasının zorunlu olduğuna dikkat çekti. Açıklamaların ardından akşam yürüyüşü halaylar ve sloganlarla sona erdi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu 7 Mart günü saat 11.00’de Gebze Kent Meydanı’nda üye kadın işçilerle bir araya gelerek açıklama yaptı. İstanbul, Bursa ve Gebze’den üye kadın işçilerin katıldığı açıklamada “Haklarımıza, emeğimize sahip çıkıyoruz” pankartı açıldı. DİSK Kadın Komisyonu’nun bu sene için yaptığı “kadın grevi” çağrısının yer almadığı açıklamada iktidarın “aile yılı” politikası eleştirildi. Kadın işçilerin işyerlerinde güvenle çalışmasına dair etkili yasal düzenlemelerin yapılması ve ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’nin imzalanması talep edildi.