“Bize ‘işine gelen çalışır’ denir ve kapı gösterilirdi!”

Dersim’de faaliyet yürüten Peri Tekstil firmasından 17 kişi uğradıkları mobbing ve hakarete itiraz ettikleri için işten atıldılar. Bu işçilerin 15’i kadın. İşlerine dönmek isteyen işçiler, üyesi oldukları BİRTEK-SEN ile mücadelelerini sürdürüyor.
Paylaş:

Peri Tekstil’de işten atılan 15 kadın işçi, tekstilde kadınların uğradığı cinsiyetçi ayrımcılıkları, Türkiye’de tekstilde yaşanan krizin kadın işçiler üzerindeki baskısını, Anadolu kentlerindeki istihdam olanaklarının kısıtlılığının kadınlara yansımasını ve mobbinge itiraz eden işçilerin işsizlikte “terbiye” edilmesi gibi pek çok yapısal sorunun bir yansıması adeta.

İşten atılan işçilerin birlikte hareket ettiği BİRTEK-SEN Peri Tekstil’den taleplerini “atılan işçiler geri alınsın! Baskı, mobbing ve hakaret son bulsun! Yıllık izin hakkı başta olmak üzere, gasp edilen bütün haklarımız verilsin!” şeklinde sıraladı.

Peri Tekstil’de işten çıkarılan 17 işçiden 15’i kadın, işçiler içten çıkarıldıktan sonra sendika ile birlikte hareket etmeye başladılar.  İşten atılan kadın işçilerden biri ile konuştuk: sürece ve içinde oldukları duruma dair şu bilgileri aktardı:

“Peri Tekstil’de işten atılmaların temeli, iki kişi arasında dışarda yaşanan sorundan kaynaklanıyor. Hepimizi bir odaya topladılar, çocuk gibi azarladılar. Haysiyet kırıcı bir durumdu.  Buna tepki göstermemiz ve en doğal hakkımız olan protesto hakkımızı kullanmamız üzerine, bizi işten attılar.”

Kadın işçi, işten atılmalarının ardından işe alınmamalarının nedenini sendikalı olmalarına bağlıyor: “İşimize geri dönmek istedik ama sendikalı (BİRTEK-SEN) olduğumuzu öğrenince tepki gösterdiler, ‘sendikalı işçi istemeyiz’ diyerek bizi geri almadılar.” 

“Kadın işçi olmak zor”

İşyerinde mevcut çalışma koşullarına dair sorumuza kadın işçinin yanıtı şu oldu: “Peri Tekstil’de herhangi bir sorunla karşılaştığımızda yöneticilerin üslupları kaba oluyordu. Genel sorunlarımızı bile dile getiremiyorduk, susturuluyorduk. Yaşadığımız sıkıntılara itiraz ettiğimizde her seferinde azarlandık. Bize hep ‘işine gelen çalışır” denir ve kapı gösterilirdi.”

Kadın işçi işverenin kendilerine yaklaşımını şu sözlerle özetliyor: “Sendikalı olduğumuz için bize terörist gözüyle bakılıyor. Beş yıllık emeğini hakkını istemek, neden terör faaliyeti olsun?”

Şu an içinde oldukları durumu ise “sigortasızlık, geçim derdi, çocukların okul masrafını sağlayamama, borçlarını ödeyememe” olarak özetliyor.

Ona göre, “kadın işçi olmak, erkek işçi olmaya göre daha zor. Çünkü işverenler kadınlara daha çok baskı kurabiliyor çünkü erkeklerin haksızlıklar karşısında daha çok sesinin çıkma potansiyeli var.” Kadın işçi ayrıca, Peri Tekstil’den kendi isteğiyle ayrılanların çoğunun mobbing nedeniyle çıktığını ve tazminatları ile yıllık izin haklarını almak için hâlâ uğraştıklarını, çoğunlukla da alamadıklarını not ediyor.

Kadın işçi, işten atılan diğer işçilerle birlikte mücadele etmeye kararlı olduklarını vurguluyor ve sendikal haklarını talep ettiklerini söylüyor. İşçilere göre, işveren talepleri karşılamaya yanaşmadığı için, işe geri dönseler bile haklarını alabileceklerine dair kuşku duyduklarını söylüyor.

Toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık

İşten çıkarılan işçilerin vekilliğini üstlenen Çağla Yolaşan da sürece dair sorularımızı yanıtladı. Yolaşan işçilerin işten çıkarıldıktan sonra (BİRTEK-SEN’le tanışarak birlikte hareket etmeye başladıklarını söylüyor.

“Türkiye’de tekstil üretimi bölge illerine devlet teşvikleriyle kurulan tekstil kentlere kaymış durumda. Kıdem fark etmeksizin asgari ücretle çalışan işçilerin çoğunluğu kadın işçiler. Peri Tekstil de böyle bir yer. Bu iş yerlerinde cinsiyetçi ayrımcılık ve mobbing önemli bir gündem. Kadınların uğradığı mobbing ise özel olarak cinsiyetçi söylemlerle şekilleniyor. Sadece Peri Tekstil’de değil kadın işçilerin yoğun olduğu pek çok tekstil fabrikasında kadınlar özel yaşamları ailelerine ifşa edilmekle tehdit ediliyor, kazançları ‘ek gelir’ olarak nitelendiriliyor. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet temelli bir ayrımcılığın tüm sektörlerde olduğu gibi burada da olduğunu söylemek mümkün.”

“Burada sendika istemiyorum” 

Yolaşan’a göre, işveren ile görüşmede işverenin “burada sendika istemiyorum” ifadesinin, apaçık bir sendika karşıtlığı olduğunu vurguluyor.  “Bu diğer yandan işçilerin insanca çalışma koşullarına ilişkin taleplerine de bir karşı çıkış olarak değerlendirilmeli.” diyor.

Avukat Yolaşan’a Peri Tekstil dahil genel olarak mobbingin ispatlanmasının güçlüğüne ve mağduriyetin giderilmesi olanaklarına dair tespitlerde bulunuyor: “Mobbing genel olarak işçileri yıldırmak, baskı altına almak, çalışma koşulları ile ücretlerin iyileştirilmesine yönelik talepleri engellemek amacıyla bilinçli olarak uygulanıyor. İspatı zor çünkü kişiler arası diyalogların kayıt altına alınması mevzuatta prensip olarak yasaklanmış durumda. Bu zorluk yalnızca aynı iş yerinde çalışan işçilerin birbirine mahkemelerde tanıklık yapması yoluyla aşılabiliyor.”

Çağla Yolaşan işçilerin işe iadesi ve sendikal mücadelenin sonucuna dair şu aşamada bir tahmin yürütmenin güç olduğunu belirtse de hem görüştüğümüz işten atılan kadın işçiler hem BİRTEK-SEN mücadeleyi sürdürmekte kararlı.

Kısa bir süre önce tekstil sektörüne dair kapsamlı bir rapor da hazırlayan BİRTEK-SEN, 1 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, işveren Peri Tekstil ile yapılacak görüşmelerden olumlu sonuç çıkmaması halinde süresiz direniş eylemini 5 Ağustos Salı günü başlatacağını belirtti.

Paylaş:

Benzer İçerikler

Tapeten Mensucat fabrikasında çalışan kadın işçiler, kötü çalışma koşulları, eş değerde işe eşit ücret alamama, hijyenik olmayan çalışma ortamı, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve sendikal haklar için grevde.  EMEP Milletvekili Sevda Karaca ve TEKSİF Örgütlenme Uzmanı Pembe Maden, “ Tapeten patronu kadın işçilere aileleri üzerinden gözdağı vermiş. Sendikalı kadın işçileri kadın sağlığını ciddi biçimde etkileyen, erkek işçilerin çalıştığı kimyasalla işlem yapılan bantlara sürmüş” dediler.
57 işçi, güvenlik görevlilerini aşarak içeri girdi ve fabrikanın 3. katını işgal etti. Kapıların önünü yığınakla kapattılar. İşten çıkartılan Omsa çalışanları 69 gündür eylemdeydi. Hak ettikleri kıdem ve ihbar tazminatlarını bu işgal sonrasında aldılar. İki kadın işçi, eylem sürecini ve işgali Kadın İşçi’ye anlattı
Ceylan Oğuztürk PTT Avrupa İşleme Merkezi’nde PTT – Sen’in örgütlenme çalışmalarını yürütüyor. Ona ve kadın işçilere yoğun baskı vardı. Kadınların giyimine kuşamına karışan amirler, birkaçına regl günlerini bile soruyorlar. Ceylan duruma müdahale ediyor ve amir üzerine yürüyor. Açılan davayı Ceylan kazanıyor. Şimdi işyerinde mobbing ve şiddete karşı emsal bir karar var artık.
Yaklaşık iki yıl önce maden şirketinin dereyi kurutup ağaçları devirmesiyle Koçmarin mezrasında hayat değişti. Tabiata kol kanat geren Azize, köyün deresi kuruduğundan bu yana, hayvanlarına su içirmek için çok uzun bir yolu katediyor. Maden çevresindeki köyün kadınları yoklukla baş başa bırakıldı.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!