CarrefourSA Esenyurt depo direnişinin ikinci gününde kadın işçiler Gülşah, Emel, Perizade ve Esra ile konuştuk. Esra “Bugün onlara olanın bize de olacağını biliyoruz,” Gülşah “İçeride can güvenliğimiz yok” Emel “Bir beyaz yakalı bir kadın çalışanı taciz edebilir mi?” Perizade ise “Biz illallah ettik buradan, sesimizi duymaları gerekiyor” diyor.
Mağaza Market- Sen çatısı altında örgütlenen ŞOK market işçisi kadınlar ücretlerin 7 bin 500 TL’ye çıkarılmasını, yemek ve yol parasının yükseltilmesini ve iş yerinde kadın ücretlerini daha da düşük kılan cinsiyetçiliğin ortadan kaldırılmasını talep ediyor.
Bir tas çorba, bir parça ekmek ve ev kirası ödeyebilmek için başka şehirlerin yolunu tutuyorlar. Bazen dört ay bazen de daha fazla süre ile evlerini terk edip, soğuk depolarda 10 saatten fazla çalışıyorlar. Sigorta yok, güvence yok. 42 yaşındaki Hatice Uslu da onlardan biri iki kızı ve eşi de aynı işi yapıyor.
Uzun yıllar tekstil üretiminde, makine başında çalışmış Zekiye. Sonrasında mutfak bölümüne geçmiş. “Hiç sendikam olmadı, oysa şu hayatta en çok istediğim şeylerden biriydi” diyor. Asgari ücretin bir an önce artırılmasını, kadın işi-erkek işi ayrımının kalkmasını, iş güvenliğinin sağlanmasını istiyor.
“İşin cinsiyeti olmaz, ustası olur” sloganıyla hayata geçirilen, bakanlıklarca da desteklenen Kadın Ustalar projesinde, kadın işçilerin hakları gasp edildi. Proje kapsamında Hepsiexpress için çalışan kadınlar, “Kadın istihdamını artırıyoruz diye diye emeğimizi sömürdüler. Cinsiyetimizi kullanarak zengin oldular” diyor.
Soma’da 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği büyük iş cinayetinin ardından sekiz yıl geçti. Adalet yerini bulmadı, bu yüzden hala kanayan bir yara Soma. Madenci eşi kadınlar sürecin yükünü hala sırtında taşıyor. Arkadaşımız Sare Somalı, çocukluğunda ve kazadan sonra kasabada kadınların görünen, görünmeyen emeğini anlatıyor bizlere….
Cilt bakım ve güzellik merkezleri birçok kadının uğramadan geçmediği yerler. Kusursuz güzelliğin dayatıldığı kapitalizm ve patriyarka koşullarında oldukça karlı olan bu merkezler, çalışanlar için emek sömürüsünün katmerlendiği işyerleri olarak karşımıza çıkıyor. Asgari ücretle, kadın işçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarına dikkat edilmeyen işyerlerinde durmaksızın çalışıyorlar.
Oppo’ya sendika girdikten sonra 600 işçi işten çıkarıldı. Çıkarılanlar Türk- Metal ile işverenin anlaştığını iddia ediyorlar. İşten atılanlar arasında pek çok kadın var. İş kazalarına açık bir biçimde kötü koşullarda çalışan kadınlar sendikanın “sizi başka işe sokacağız” demesi ve hukuksal destek sağlamayacağını söylemesi üzerine işe iade davası açmaktan da vazgeçmişler. Ama iş, güç hala yok. Kadın işçiler zor durumdalar, Türk- Metal ise onları oyalamakla meşgul….
Ev işçileri, kendileri için çalışma koşullarını iyileştiren ILO 189 No’lu sözleşme için mücadele etti. Ancak Sofia Mauricio Bacilio, Corona sürecinde durumu daha da kötüleştirdiğini söylüyor.
Elvan 28 yaşında bir stüdyo fotoğrafçısı. Mesleği çekirdekten yetişerek öğrenmiş, işini seviyor. İki çocuğu var, ev işleri de ondan soruluyor. O da mesai saatleri hiç bitmeyenlerden. Bir gün kendi fotoğraf stüdyosunu açmak isteyen genç kadın, fabrika işçisi veya memur gibi düzenli ve güvenceli çalışanlara bazen özeniyor.
Ağırlıklı olarak kadınların çalıştığı Market sektöründe istismarın her türlü örneğine rastlayabiliyoruz. Zorunlu uzatılmış iş saatleri, ödenmeyen mesailer, molaların kaldırılması, yemek paydoslarının aksatılması. Sadece bunlar değil; Az elemanla çok iş yapmak ve çeşitli baskılar… Bir de ‘Harca harca bitmez’ diye sloganları var! İşçi kadınlar, ‘Asıl harcadıkları biziz.’ diyor.
Diyarbakır’daki fabrikalarda çalışan çok sayıda kadın, günde 10-12 saat çalışıp, karşılığında bin-bin 500 lira ücret alıyor. 750-800 liraya çalışanlar bile var. Yaşları 15 ile 40 arasında değişiyor. Çoğunun sigortası yok. Kadınlar, “Ne yapalım, mecburuz. Artık şikâyet etmeyi bıraktık” diyor.
OTİS, otel ve turizm iş kolunda yeni kurulmuş bir sendika. Onları pandemi döneminde sık sık yaptıkları eylemlerden tanıyoruz. Klasik sendikal yapılardan farklı bir örgütlenme modelleri olduğunu söyleyen OTİS’ten kadın arkadaşlarımızla otel, bar, kafe, restoran çalışanı kadınların sorunlarını, sendikayı ve mücadele yöntemlerini konuştuk.