lubunyaların[1] suçlu gibi anılması ve hedef gösterilmesi yeni bir olgu değil. akp’nin ilk yıllarında eşcinsellerin kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvenceye alınmaları ifadelerini duymuş olsak da, farklı kesimlerden oy alabilmek ve ama daha çok ab’ye yönelik hamleler olarak tasarlanmış bu türden yaklaşımların ömrü çoktan bitti. bunun, dünyanın farklı yerlerinde de sağ siyasetin benimsediği bir çizgi olduğunu da hatırlayalım.
ayrıca o yıllarda bile bu ifadeler “yetkili” ağızlardan duyulsa da, “eşcinselliğe özendirmek” gibi kavramlar gündemden kalkmış değildi.[2] daha doğru bir ifadeyle, sıradan vatandaşın lubunyalara karşı düşman tutumlarını giderecek hiçbir şey yapılmadığı gibi bu, onların aklına gelmeyecek fikirler öne sürülerek destekleniyordu. yani lubunyalar, o laflar edilirken dahi, sokaktaki ve aile içindeki şiddete karşı kamuyu yanlarında bulmadı.
ama aile yılı vesilesiyle ortaya çıkan türk ceza kanunu’nda ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklif taslağı bütün bunları aşan bir düşmanlık ve hatta imha talebi içeriyor.
öncelikle translar için çok önemli olan cinsiyet uyum sürecine başlama yaşı 18’den 21’e çıkartılacak.
hekimler, bu sürecin daha erken başlatılmasını, ancak geri dönüşü olmayan tıbbi ameliyatlar için 18 yaşın beklenmesini öneriyor.[3] bu sürecin 21 yaşında başlatılması kişiyi ömrünün en önemli yıllarını büyük zorluklar içinde geçirmesi anlamına geliyor. ayrıca, bu tasarıya göre kişinin kimliğindeki cinsiyetin değiştirilmesi için hastane raporu yeterli görülmüyor, kararı bir mahkeme verecek! oysa hukuki değil, sosyal ve tıbbi bir durum söz konusu.
ayrıca, daha önce anayasa mahkemesi’nin iptal ettiği, uyum sürecine başlama iznini alabilmek için “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunma” şartı geri getirilmek isteniyor. bunun yanı sıra yetkili hastaneler sınırlanıyor yani translara her anlamda zorluk çıkartılıyor. ayrıca tasarıya göre, izin almadan cinsiyet uyum sürecine ilişkin operasyon yapanlar üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adli para cezası; yaptıranlar ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. yani böyle bir operasyonu başka bir ülkede yaptıranlar da ceza alacak. bu, transların yeni kimlik almalarını neredeyse imkânsız hale getirirken başka ülkelerin vatandaşı olan transların durumunu da karmaşıklaştırıyor.
keşke iran mı olsaydık acaba
eşcinselliğin yasak olduğu iran’da cinsiyet uyum ameliyatlarına devlet destek veriyor.[4] bu orada lubunyaların durumunun iyi olduğu anlamına gelmiyor tabii ki. hem eşcinseller hem de ameliyat olmak istemeyen translar büyük baskıyla karşı karşıya.
ama türkiye’de bundan beter koşulların ayak seslerini duyuyoruz. çünkü, tasarının bir diğer maddesi, biyolojik cinsiyete ve genel ahlâka aykırı tutum ve davranışta bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişilerin, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını öngörüyor.
“biyolojik cinsiyet”e aykırı tutum ve davranışlar kadar esnek bir ifade olabilir mi? bu, erkeklerin saçlarını boyamasından kadınların pantolon giymesine kadar uzanabilecek bir skala ve zaman içinde kapsamı değişebilir. “genel ahlak” en az bu kadar muğlak, el ele tutuşmak bile o tanımlanmamış genel ahlaka aykırı sayılabilir!
bari düğünümüze karışmasaydın
ayrıca, aynı cinsiyetten kişilerin nişan, düğün gibi törenler yapması da yasaklanacak. bütün bunlarla birlikte, aynı cinsiyetten bireyler arasında evliliğin yasal olduğu ülkelerde evlenmiş ya da bu türden törenler düzenlemiş olanların cezalandırılma ihtimali yüksek.
bu lubunyaların sokakta dolaşabilmelerini, çalışabilmelerini, eğitim alabilmelerini, eşleşebilmelerini, sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelerini engelleyecek. sadece yasalar değil, neye, kime düşman olacaklarını şaşırmış, berbat hayatları karşısında duydukları öfkeyi boşaltacak ama bunu da kendilerini tehlikeye atmadan yapacak yer arayan erkekler ve kadınlar da onlar için tehdit oluşturacak.
lubunyalara adeta cüzzamlı muamelesi yapılması, başkalarını da bu topluluktan uzaklaştırabilir. ama unutmayalım, bu sadece onların değil, cinsiyet kimliği ya da cinsel yönelimi ne olursa olsun, mevcut cinsiyet rejimiyle, patriyarkayla derdi olan herkesi tehlikeye atacak, herkesin işini zorlaştıracak bir şey. kaldı ki, bunun sonu cinayetlerde maktulün eşcinsel olduğu iddiasıyla ceza indirimine kadar varır.
sustukça
lubunyaların güvenliği temel insan hakkı. sadece “sırada kim var” endişesiyle, bir gün bize de sıra gelebilir öngörüsüyle değil, lubunyalar olmadan cinsiyet eşitliği, özgürlük, demokrasi olmayacağı için, meclisteki partilerden sendikalara bütün güçlerin bu tasarıya karşı harekete geçmesi gerek.
[1] bu yazı için lubunya terimini lgbti+ ifadesine iki sebeple tercih ettim. birincisi bu, topluluğun iç dilinde kullanılan ifade. ikincisi, bu insanlar bir bütün olarak “o biçim” oldukları için, lubunya oldukları için baskı görüyor.
[2] eşcinsellik ya da translık “özendirilemez”, açılmaya çekinen eşcinseller ve translar yalnız olmadıklarını gördüklerinde açılma cesareti gösterir.
[3] http://www.sahika-yuksel.com/wp-content/uploads/2018/10/Cocuk-ve-Ergenlerde-Trans-Gecis-S%C3%BCreci-ve-Aile-2015YukselKaptan.pdf
[4] bu birçok eşcinselin zorla cinsiyet değiştirmesi sonucunu veriyor.
bu yazı için şu haberden yararlandım. https://kaosgl.org/haber/lgbti-lar-medeni-kanun-ve-ceza-kanunu-nda-yapilmasi-ongorulen-degisikliklerle-hedefte
Fotoğraf: stockfresh