Cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği işsizliği artırıyor

Son açıklanan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de kadın işsizliği oranı, geçtiğimiz yıla göre artış gösterdi. Kadınların eğitim seviyeleri artsa da, istihdama katılımları aynı oranda artmıyor. Ayrıca işverenlerin kadınlara yönelik ayrımcı uygulamaları, cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği ve terfi engelleri de işsizlik oranlarını yukarı çekiyor.
Paylaş:

Türkiye’de kadın işsizlik oranı her geçen yıl artış gösteriyor. TÜİK verilerine göre 2025 yılı 1. Çeyreğinde 15-24 yaş arası genç kadınlarda dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 22,1, geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 46,9’a yükseldi. 

Uzmanlar, kadınların iş gücüne katılımındaki en büyük engellerden birinin toplumsal cinsiyet rolleri ve bakım yükümlülükleri olduğunu belirtiyor. 

Kadınların önemli bir kısmı, çocuk veya yaşlı bakımı nedeniyle çalışma hayatına katılamıyor ya da esnek çalışma koşullarına erişemiyor. 

TÜİK verilerine göre kadınlarda resmi istihdam oranı yüzde 31,9 ile Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam (KATİ) oranı sadece yüzde 19,7 olarak kaydedildi. 

Veriler tartışılırken öncelikle Genç kadın işsizliğinin ne olduğunun tespit edilmesi önemli bir yer tutuyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Uzmanı (DİSK-AR) Deniz Beyazbulut, TÜİK verilerine göre 15-24 yaş aralığındaki genç kadınların son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olanları kapsadığını hatırlattı. İş aramaktan umudunu yitirmiş olanların ise TÜİK verilerinde yer almadığına dikkat çekti. 

Deniz Beyazbulut

“Gençlerde daha yüksek” 

Genç kadın işsizliğinde önemli diğer bir sorun ise eğitim ve iş piyasası arasındaki kopukluk. Kadınların eğitim seviyeleri artsa da, istihdama katılımları aynı oranda artmıyor. Ayrıca işverenler tarafından kadınlara yönelik ayrımcılık, cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği ve terfi engelleri de işsizlik oranlarını yukarı çekiyor. 

DİSK-AR Uzmanı Beyazbulut, AKP yönetimi boyunca genç kadın işsizliğinde süreğen bir artış yaşandığına dikkat çekerek “İşgücü piyasalarına ilişkin detaylı göstergelere bakıldığında gençlerin durumu daha vahimdir. Geniş tanımlı genç işsizliği çok daha yüksektir. Geniş tanımlı genç işsizliği 11,4 puan yükseldi. AKP döneminde gençler daha fazla oranda iş bulma ümidini kaybettiler ve iş aramaktan vazgeçtiler” dedi. 

Genç kadın işsizliğinin artması hem toplumsal yaşamı hem de ülke ekonomisini derinden etkilemekte. İşsizliğin artması kadınları daha fazla karşılığı olmayan ev içi emeğe zorunlu kılarken, toplumsal ekonomik kırılmayı da beraberinde getiriyor. 

Beyazbulut, kadınların yaşadığı eşitsizliği “Yükseköğrenim mezunu genç kadınların büyük bir bölümü mezun oldukları bölümlerle uyumsuz işlerde ve düşük ücretlerle çalışıyor. Kadınların eğitim düzeyiyle işgücüne katılımları arasında bir pozitif ilişki olduğu bilinse de özellikle lise ve üniversite mezunu kadınlar çalışmak istedikleri halde işgücü piyasasındaki cinsiyetçi yapılara bağlı olarak iş bulma şansları daha düşük oluyor.” sözleriyle aktardı. 

Ucuz işgücü

Uzmanlar, kadın işsizliğinin önüne geçmek için daha fazla destek ve politika geliştirilmesi için yetkililere çağrıda bulunuyor. 

DİSK-AR Uzmanı Beyazbulut, kadın işsizliğiniz azaltılması için kapsamlı ve çok boyutlu politikalar geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. 

Bir yandan dayatılan adaletsiz ücretler tartışılırken bir yandan da kadınlar yaşanana ekonomik kriz karşısında hayatlarını sürdürmenin kaygısını yaşıyor. Birkaç yıl önce kadınların çalışmasının erkek egemen bakış açısının hakim olduğu kentlerde hoş karşılanmadığını hatırlatan işsiz Meryem Ö., derinleşen ekonomik kriz nedeniyle yaşadığı işsizliği Kadın İşçi’ye anlattı. 

Kadınların ucuz iş gücü olarak görüldüklerini belirten Meryem, “Ya ucuza çalışıyoruz ya da işsiz kalıp evlere kapatılıyoruz. Bugün işsizim, temel ihtiyaçlarımı karşılamak için bile ailemden talepte bulunmak zorunda kalıyorum. İş arayışım devam ediyor ancak çalışacak alan çok kısıtlı ve koşullar çok yetersiz. Çalıştığım yerlerde emeğimin karşılığını alamıyorum ancak tamamen işsiz kalmamak için de ucuza çalışmak zorunda kalıyoruz” dedi. 

Meryem, iş aramaya sürdürse de bir noktadan sonra umudunu yitirmeye de başladığı vurguladı.

Ana Fotoğraf: Pir Haber Ajansı

Paylaş:

Benzer İçerikler

Türkiye’nin her bölgesinde, her işkolunda kadın işçilerin sorunları benzer ancak tekstil sektöründe bunlar katmerleniyor. Hele ki Güneydoğu, ucuz ve örgütsüz kadın emeği diyarı adeta! Bu bölgede tekstilde kadın işçilerin durumunu ve sendikalaşmaya bakışını ortaya koyan yeni bir raporla, “Kadın işçilerin emeği görünür, duyulmayan sesi duyulur oldu!” Rapor, kadının fabrikada 18 saat çalışsa bile, evdeki ücretsiz, görünmeyen emeğiyle düşük ücret, uzun mesai ve güvencesizlik kıskacında tükenişini gösteriyor. Kadın işçiler iş-özel hayat ve yorgunluk döngüsünde tükenirken ne patrona ne eşlerine ne çocuklarına yaranabiliyor.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin raporuna göre Türkiye’de geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 29.7. Bu oran kadınlar arasında yüzde 39.2’ye yükseliyor!
Kadınlar bir şeyler yapmak istiyorlar ama yapamıyorlar çünkü ulaşım yok. Zaten bir yere gidemiyor. Eğer çevresinden yakınlarını kaybetmişse veya evinde yaşlı varsa ona bakmak direkt kadının görevi olmuş. Eğer evi sağlamsa kayın babası, kendi annesi babasına evinin bir odasını vermek zorunda kalmış. Kendi danışanlarımdan şunu duydum: “Annem babam dışarıdayken kendi odamda uyuyamam, onlara verdim odamı.”
Yalnız olmadığımızı gördük. Temiz hava, güneş ve denizden ziyade bu hissin verdiği ferahlıkla ağır ağır Çanakkale’nin yeşilini geride bırakıp, canavar gibi ağzını açmış bizi bekleyen İstanbul’a döndük. Ama “kolay lokma” değil, birlikteyken demir leblebilere dönüşenler olarak!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!