ağır çalışma koşulları

Taciz, hakaret, baskı, mobbing Özak Tekstil’de kadın işçilerin rutini. Öz İplik-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu işyerinde, sendika temsilcileri de bu baskıya ortak oldu. Kadın işçiler insanca koşullara kavuşmak için BİRTEKSEN’e üye olmak isteyince, tuvaletlerde sıkıştırılarak istifa etmeye zorlandılar, özel hayatlarıyla tehdit edildiler ve sonunda işten atıldılar. İşçilerin baskı ve tehditlere karşı yanıtı; iş bırakarak direnişe geçmek oldu.
Dört duvar arasından çıkarak, duvarları kaplayan kırmızı tuğlaların işçisi oldular. Bu üretim için kurulmuş fabrikalarda işi öğrendiler. Nasıl yapıyorlar, neler yaşıyorlar? Tuğla işçisi kadınlar anlattı.
O bir domates işçisi. Yevmiyeli çalışıyor ve hiç durmadan tarladan tarlaya koşturuyor. Domates bitiyor, karpuz başlıyor, o bitiyor, biber başlıyor. Köyünde kadınların gidebileceği bir çay bahçesi olmamasından yakınan Mesude, çocukluğunda evlatlık verilen kardeşi nedeniyle hala üzgün.
Kadın işçiler sermayenin bir melek olmadığının, hele hele hiç de öyle iddia edildiği gibi “kadın dostu” olmadığının farkındalar. Kadın emeği sömürüsüne hizmet eden ve kendilerinin değil, sermayenin lehine olan “kadın dostu” projeleri direnişleriyle teşhir ediyorlar. Gaspedilen her türlü tüm haklarını kazanmak için bu sömürü tezgâhına karşı ayaktalar.
Kocaeli’nde, 300’e yakın işçinin çalıştığı Alba Plastik’te, kadın işçiler yıllarca cinsel tacize, baskıya, ağır çalışma koşullarına maruz kaldı. Bu kadınlardan biri de Semra Demirtaş…Yaşadığından daha fazlasını dile getiren Semra, tepki göstermesinin ardından gerekçesiz işten atıldı. Hayal kırıklığı ve olayın yarattığı travmaya rağmen, kendisine yönelik saldırıya direnişle cevap verdi.
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!