uzun çalışma saatleri

Van’daki çağrı merkezlerinde çalışan kadınlar, işyerlerinde cinsiyet eşitsizliği ve ayrımcılığın acı verici gerçekleriyle yüzleşiyor. Uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve mobbing kadın çalışanların sıradan bir iş gününü özetliyor. Van’da kadınlar genellikle asgari ücretin altında ücretlerle çalıştırıldığından bu koşullara razı oluyorlar.
Toplamda dört kadın işçinin çalıştığı Nazimiye Belediyesi’nde kadınların tamamı işten çıkarıldı. Onlardan biri olan Nihal, belediye başkanının kendisiyle değil erkek kardeşiyle görüşüp “Ablanı işten çıkaracağım, bayanlarla çalışmak istemiyorum” dediğini söyledi.
Sendikayla tanışmasıyla birlikte plastik işçisi Esma’nın hayatında çok şey değişti. “Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Şimdi böyle bir dönemdeyiz. İşçilerin hiçbir hakkının olmadığı bir fabrikadaydık. Birlikte bütün bunları değiştirebileceğimize inandığım için bu eyleme başladım. Sendika artık ikinci evim gibi” diyor.
Barutçu Tekstil’de üç ayı aşkın süredir direnişlerini sürdüren kadınlar, direnişle birlikte özgüvenlerinin yerine geldiğini söylüyor: “Bizim elimizde güç varmış, farkında değildik. Kendimizde güç hissettik. Bu sendikalılığın bize verdiği bir şey. Özellikle bayanların birbirine bu kadar kilitlenmesi… Dayanışma… Yapabiliriz, bir şeyleri değiştirebiliriz.”
Güvencesiz ve uzun çalışma saatlerinin olduğu sinema ve televizyon sektöründe çalışan kadınların en önemli sorunlarından biri de cinsel taciz ve şiddet. Sinema TV Sendikası Genel Sekreteri Damla Kırkalı, setlerde şiddet ve cinsel tacize karşı, ifşa dâhil her türlü yola başvurarak mücadele ettiklerini belirtiyor.
Çalışmaya Lowell’da tekstil işçisi olarak başladı. 19 yüzyılın ikinci yarısında buralarda kadınlar saatler boyu düşük ücretle, sağlıksız koşullarda çalışıyordu. Mücadele için dernek kurdular, gazete çıkardılar. “On Saat Hareketi” diye bir hareket başlatıp çalışma saatlerini yasal olarak indirdiler. O da ömrünün sonuna kadar mücadele edenlerdendi.
“Bir fabrika işçisi olsam eminim çok şahit bulurum. Ama benimle beraber çalışan üç kişi var. Biri zaten patronun akrabası. Diğeri de beş yıl işsiz kaldıktan sonra iş bulmuş, işinden olmak istemiyor. Nasıl ispatlayacağım haklılığımı?” diye isyan ediyordu Elif. İsyan etmekte çok haklıydı.
 “Ben kalite kontrolcüydüm. Kadınlar çok ince iş yaparlar tekstilde. Yükünü kadınlar taşır tekstilin. Tozunu, pisliğini….
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!