‘Hayalim aşçı olmaktı, kadın olduğum için beni bulaşıkçı yaptılar’

Turizm sektörünün farklı alanlarında çalışan kadın işçilerle konuştuk. Sürekli cinsiyet ayrımcılığına maruz kalan kadın işçiler, sektörde kadın işi-erkek işi ayrımının çok keskin olduğunu vurguluyor. İstedikleri işlerin kendilerine değil, erkeklere verildiğini söylüyorlar. Ücret eşitsizliği, mobbing ve cinsel tacizin yaygınlığına dikkat çekiyorlar.
Paylaş:

Turizm, kadın işgücünün görece yüksek olduğu sektörler arasında. Ancak sektörde çalışan kadınlar, yoğun biçimde cinsiyet ayrımcılığına maruz kalıyor. Konuştuğumuz turizm işçisi kadınların anlattıkları, bu ayrımcılığı bir kez daha gözler önüne seriyor.

Sektör içinde, farklı alanlarda çalışan kadınların deneyimleri, kadın işi-erkek işi ayrımının hâlâ çok belirgin olduğunu gösteriyor. Kadınlara daha çok, toplumsal cinsiyet rolleriyle belirlenmiş, hane içinde yaptıkları işlerin uzantısı olarak görülen vasıfsız işler layık görülüyor. Vasıflı işlerde çalışsalar bile karar alıcı, yönetici pozisyonuna gelemiyorlar. Erkeklerden daha düşük ücretlerle çalışıyorlar. Erkek meslektaşlarıyla aynı fırsatlara sahip olmadıklarını, kariyerlerinde ilerlemelerine izin verilmediğini, istedikleri işleri yapamadıklarını söylüyorlar.

Tüm bunların yanında, evlenmek ve çocuk yapmak istediklerinde yoğun şekilde mobbinge maruz kaldıklarını anlatan kadın işçiler, sektörde cinsel taciz ve şiddetin yaygınlığına da dikkat çekiyor.

Karar alma süreçlerinden sürekli dışlanıyorum ve fikirlerim göz ardı ediliyor. Beni bulunduğum bölgenin dışına çok fazla göndermek istemiyorlar; çünkü kadın olduğum için onların gözünde güçsüzüm…

Özge

‘Evli kadınlar tur rehberi olarak tercih edilmiyor’

Özge 32 yaşında; dokuz yıldır Kocaeli Gebze’de tur rehberliği yapıyor. Sektörde kendisini çok daha ileri bir noktaya taşımak istediğini ancak kadın olduğu için ayrımcılığa maruz kaldığını, önüne bin türlü engel çıkarıldığını anlatıyor:

“Sektörde liderlik rolü üstlenmeye çalıştığımda, erkek meslektaşlarım tarafından ciddiye alınmadığımı ve görmezden gelindiğimi hissediyorum. Karar alma süreçlerinden sürekli dışlanıyorum ve fikirlerim göz ardı ediliyor. Beni bulunduğum bölgenin dışına çok fazla göndermek istemiyorlar; çünkü kadın olduğum için onların gözünde güçsüz bir konumda yer alıyorum. Başıma bir şey gelmesi ihtimali onları tehlikeye atacağı için bunu göze almak istemiyorlar. Kariyerim anlamında kendime bir şeyler katmam konusunda yardımcı olmuyorlar ve maddi olarak kadın rehberlerin daha az para almasını normal görüyorlar.”

Evlilik hazırlığında olduğunu, bu nedenle çoğu firma tarafından tercih edilmediğini de ekliyor Özge. “Evlenmek ya da çocuk yapmak istediğimiz zaman mobbinge uğruyoruz” diyor; “Çünkü biz artık patronların işine yaramayacak bir duruma geliyoruz. Hem uzak bölgelere gidemiyoruz hem de hamile kaldığımızda hareketlerimiz kısıtlanıyor.”

Tur rehberi kadınlar, birçok işte erkek rehberlerin tercih edilmesinden şikâyetçi.

İki dil bilen Özge, mesleğini yurtdışında devam ettirmek istiyor:

 “Türkiye’de bizim mesleğimizin de değeri kalmadı. İnsanlar ekonomik durumlarından kaynaklı gezmeye bütçe ayıramıyor. Gezmeye bütçe ayırsa bile tur rehberi tercih etmiyor. Düzenlenen gezilerde daha çok çalışabiliyoruz; onu da genelde erkeklerden tercih ediyorlar, seyahat konusunda daha rahat olacaklarını düşündükleri için. Bu tür sebeplerden kaynaklı Türkiye’de bu mesleğe devam etmek istemiyorum, ilerleyen süreçlerde kendime yurtdışı imkânı yaratmayı düşünüyorum.”

‘Kendimi sürekli küçük düşürülmüş hissediyorum’

Fadime U., Kocaeli’ndeki bir otelde kat görevlisi. 50 yaşındaki Fadime, işyerinde mobbingin yanı sıra sık sık müşteri taciziyle karşı karşıya kaldığını söylüyor. İşsiz kalmaktan korktuğu için bu mobbing ve tacizleri üst birimlere taşıyamadığını belirtiyor:

“Kendimi sürekli küçük düşürülmüş hissediyorum. İşe başladığım zamanlarda çalışma arkadaşlarım tarafından oldukça ezildim, psikolojik olarak kendimi yetersiz hissediyordum. Eve her gittiğimde ‘Ben yapamayacağım’ diyordum. İşin tuhafı kadın çalışanlar da bana bu şekilde davranıyorlardı.

Kadın olmanın zorluklarını hayatın her alanında yaşıyoruz. Odalara girip oda temizliklerini yapıyorum. Ancak oda sahibi müşteriler tarafından hoş olmayan yaklaşımlar ve sözlerle karşı karşıya kalıyorum. Yer yer tersliyorum ama yer yer de sessiz olmak zorunda kalıyorum.”

Fadime, turizm sektöründe erkek çalışanların daha ön plana çıkarıldığını, bu nedenle kendisini değersiz hissettiğini dile getiriyor:

“İşyerinde kadın olmak bazen gerçekten çok zor olabiliyor. Her gün işe gelirken motivasyonumu korumak için çaba sarf etmek zorunda kalıyorum. Çünkü işyerinde sürekli olarak ayrımcılığa uğruyorum. Erkek meslektaşlarımın sürekli olarak öne çıkarılması ve daha fazla fırsata sahip olmaları, kendimi işyerinde değersiz hissetmeme neden oluyor.”

Son olarak, “Her kadının kendi hikâyesi ve deneyimleri var” diyor; “Bu yüzden birbirimize destek olmalı ve sesimizi duyurmalıyız. En önemlisi kadınların birbirlerine destek olması…”

“Mutfaktaki şeflerin, şef yardımcılarının çoğu erkek, biz iki kadın çalışıyoruz; birimiz bulaşıktayız, birimiz de temizlikteyiz. Kadın olduğumuz için bizi bu işlere vermek istediler ve farklı bir alana geçemiyoruz...”

Meryem

‘Bize ayakçılık yaptırıyorlar’

Kocaeli’ndeki bir tesiste mutfak personeli olarak çalışan 28 yaşındaki Meryem ise, çalıştığı kuruma aşçı olmak için başvuru yaptığını ancak cinsiyetinden kaynaklı bulaşık bölümüne verildiğini söylüyor. İki çocuk annesi Meryem, kadın ve anne olduğu için bazı fırsatlardan mahrum bırakıldığını vurguluyor:

“Mutfaktaki şeflerin, şef yardımcılarının çoğu erkek, biz iki kadın çalışıyoruz; birimiz bulaşıktayız, birimiz de temizlikteyiz. Kadın olduğumuz için bizi bu işlere vermek istediler ve farklı bir alana geçemiyoruz. Aslında benim hayalim aşçı olmaktı. Ama bulaşık yıkamak kadın işi olarak görülüyor ve bize ayakçılık yaptırmayı tercih ediyorlar.

Ayrıca iki çocuğum olduğu için çocuklarımın okullarıyla ve eğitimleriyle ilgilenmek durumundayım. Bu konuda da beklentim bana kolaylık sağlanmasıydı; ancak kimsenin umurunda olmuyor. Bize sadece bu alanda çalışan ve başka hiçbir hayatı olmayan biri olarak bakıyorlar. Kadın olduğum için işyerinde bazı şeylerden mahrum bırakılıyor olmam, adil bir ortamda çalışmak isteyen biri olarak beni üzüyor.”

Kadın işçiler olarak maruz kaldıkları ayrımcılığa ve mobbinge karşı dayanışma içinde olduklarını belirten Meryem, “Mobbingle mücadele etmek zor olsa da kadınlar olarak birbirimize destek olmaya çalışıyoruz. Çalıştığım kadın arkadaşlarımla her şeyin farkındayız; birbirimizi her zaman koruyoruz. Birlikte güçlü oluyoruz, bize yapılan baskılarla başa çıkmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Dünya genelinde turizm sektöründe çalışanların yarısından fazlası kadın. Kadınlar genellikle kat hizmetleri, mutfak, servis gibi ev işlerinin bir uzantısı olarak kabul edilebilecek birimlerde çalışıyor.

Kadınlar en düşük statülü işlerde çalışıyor

Turizm işçisi kadınların aktardığı bu deneyimler gibi, küresel örgütlerin verileri de sektörün cinsiyetçi yapısını gözler önüne seriyor.

Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Turizm Örgütü’ne (UNWTO) göre, dünya genelinde turizm sektöründe çalışanların yarısından fazlasını (yüzde 54) kadınlar oluşturuyor. Yaklaşık 61 milyon kadın bu sektörde çalışıyor.

Buna karşın sektörde kadınların en düşük ücretli ve en düşük statülü işlerde çalışma eğilimi sürüyor. Kadınların turizm sektöründeki konumlarında, toplumsal cinsiyete dayalı iş bölümü belirleyici oluyor. Kadınlar genellikle kat hizmetleri, mutfak, servis gibi ev işlerinin bir uzantısı olarak kabul edilebilecek birimlerde, alt düzeylerde çalışıyor.

Örgütün 2019’da ikinci baskısını yayımladığı Turizmde Kadın İstihdamı Raporu, kadınların turizm sektöründe karar verici pozisyonlara uzaklığını verilerle ortaya koyuyor. Örneğin konaklama sektöründe çalışanların yüzde 70’i kadın olmasına rağmen yönetici pozisyonlarında yüzde 40, genel yönetici pozisyonunda yüzde 20 oranında kadın yer alıyor. En üst düzey yönetici pozisyonlarında ise yüzde 8’den az oranda kadın bulunuyor.

Yine bu rapora göre, sektörde kadınlar erkeklere oranla yaklaşık yüzde 15 daha az kazanç elde ediyor. Düşük ücretlere ek olarak kadınlar, aile işletmelerinde büyük oranda ücretsiz aile işçiliği de (temizlik, yemek) yapıyor.

Turizm politikaları toplumsal cinsiyete duyarlı olmalı

Türkiye de dahil 159 üye devleti bulunan UNWTO, turizmde toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı bir eylem planı yayımladı. Plandaki maddelerden bazıları şöyle:

  • Turizm sektörünün her alanında toplumsal cinsiyet stratejileri geliştirin ve bunları kurumsallaştırın. Bunun için yeterli derecede insan kaynağı ve mali kaynak ayırın. Turizme dair tüm politika ve programların toplumsal cinsiyete duyarlı olmasını sağlayın.
  • Sektördeki istihdama dair cinsiyete göre ayrıştırılmış verileri düzenli olarak toplayın ve raporlaştırın. Kayıtlı ve kayıtdışı istihdam, cinsiyete dayalı ücret farkı, liderlik ve karar alma, eğitim ve öğretim, zaman kullanımı ve iş-yaşam dengesi gibi başlıkları da içerecek bu verileri, toplumsal cinsiyet stratejileri geliştirmek için kullanın.
  • Turizm sektöründe faaliyet gösteren taban kadın örgütlerini destekleyin. Sendikalarda kadın temsilini ve liderliğini teşvik edin.
  • Sektördeki kadınların becerilerini, kariyer gelişimini destekleyecek eğitim programları geliştirin. Ayrıca politika yapıcılara, yöneticilere ve işçilere toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri verin.
  • Sektörde cinsiyete dayalı ücret farkına karşı önlemler alın.
  • Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) annelik ve bakım sorumluluklarıyla ilgili belirlediği standartlara uyulduğundan emin olun.
  • Turizm işçisi kadınlara yönelik cinsel tacize karşı sistematik şekilde mücadele yürütün. Kadınların sosyal güvenlik hakkı ve karşılıksız emeğiyle ilgili politika geliştirin.

Fotoğraflar: Canva (temsilidir)

Paylaş:

Benzer İçerikler

Gösterilecek içerik bulunamadı!
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!