Saraçhane’de Taksim ruhunu hissetmek, haksızlıkları anlatmak, Bursa’da omuz omuza olmanın gücünü yaşamak için buluşmuş, Malatya’da ise 1 Mayıs’a gelmek için işe gitmeme kararı almıştı kadın işçi ve emekçiler… 1 Mayıs alanlarından manzaralar…
Saraçhane’de Taksim ruhunu hissetmek, haksızlıkları anlatmak, Bursa’da omuz omuza olmanın gücünü yaşamak için buluşmuş, Malatya’da ise 1 Mayıs’a gelmek için işe gitmeme kararı almıştı kadın işçi ve emekçiler… 1 Mayıs alanlarından manzaralar…
“kadın gazeteciler, özellikle de kadınlık bilinciyle, feminist bilinçle donanmış olanlar medya açısından çok önemli bir işleve sahip. bugün erkek gazetecilerin de zaman zaman ele aldığı erkek şiddetinin “üçüncü sayfa” haberi olmaktan çıkıp siyasi bir mesele olarak ele alınması, onların çabasıyla mümkün oldu.”
Kadınlar bu yıl da meydanlarda emek sömürüsüne, iş yerlerinde yaşanan tacize ve mobinge, düşük ücretlere, erkek egemen toplumun dayattığı bütün baskılara karşı bir kez daha seslerini yükseltti. 1 Mayıs Van mitinginde belki de en dikkat çekici döviz, “Aşk yaşamın estetize edilmiş halidir” döviziydi.
Gazeteciler, çalışırken darp ediliyor, şiddete maruz kalıyor. Gözaltına alınıp, tutuklanıyor. Birçok gazeteci sadece haber yaptığı için yargılanıyor. Kadın gazetecilerin haber peşindeyken yaşadıkları sorunlar çok daha ağır; cinsel tacize maruz kalıyor, tecavüzle tehdit ediliyor. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde kadın gazeteciler ile Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumu, yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini konuştuk.
Batman’da kadınlar “Jin, Jiyan, Azadi” pankartı ile alana giriş yaptı. Güvencesiz, düşük ücretli çalışma kadınların neredeyse temel çalışma biçimiydi. Hem kafede çalışıp hem okuyan 16 yaşındaki İpek “Sigortam yok yaşım küçük olduğu için değil hiçbir kafede kimseye sigorta yapmadıkları için” derken “Senelerdir biz kadınların çektikleri yetti artık. Kürdüz, kadınız, işçiyiz. Haklarımızı öğreneceğiz” şeklinde durumu özetliyordu.
Hasta olduğu, mesai yazıldığı ya da o gün çalıştığı için katılamayanlar olsa da konuştuğumuz işçi kadınların çoğu 1 Mayıs’ta alanlarda olacaklar. Kadın işçiler ücret eşitliği, cinsel taciz ve mobbingden arınmış işyerleri, kısa çalışma saatleri için taleplerini dile getirirken halay da çekmek istiyorlar.
1 Mayıs arifesinde kadınlara hâlâ emekçi değilmiş muamelesi yapılırken, kadınlar hâlâ evde, sendikalarda, iş yerlerinde bir sürü ayrımcılığa uğrarken sizlere kadın işçi tarihinden ilham veren, eğlendiren ve gerçek olayları aktaran bir filmden bahsetmek istiyorum: Türkiye’de gösterilen adıyla “Kadının Fenni”. 1968’de Ford’un Avrupa’daki en büyük fabrikasında çalışan kadınların ücret eşitliği için çıktığı grevi başarıyla anlatır.
“Evlerde kadın emeğini karşılıksız sömüren erkek efendilere ve işyerinde cinsiyetçi sömürü ile kadın emeğini katmerli sömüren patronlara karşı feministler ve kadınlar 1 Mayıs alanında en yüksek tonda seslenecek: ‘Patronsuz, efendisiz bir dünya istiyoruz, kuracağız!’”
Kendine özgü muhalif duruşu var Bahise’nin. Çevresindeki insanlar hayatına dair bir kitap yazmasını çok istedi. “Yıllar boyunca herkes benim hikayemi kaleme almam önerisinde bulundu” diyor. Ne var ki yazmadı. Katılmadığı eylem neredeyse yok. 1 Mayıs 1977 katliamında yaralandı. Devasa meydanı dolduran insanların arasında yer alan Bahise anlattı.
Sevda Karaca geçtiğimiz dönem parlamentoya girdi. İşçi grev, direniş ve eylemlerinin hemen hemen hepsinde onu görmeye başladık. 1 Mayıs onunla emeğin ve kadın emeğinin sorunlarını konuşmak için en uygun gündü. Sevda “Kadınların hak ve hayatlarının kadın emeğinden bağımsız ve bağlamsız görülmemesi ve değerlendirilmemesi” gerektiğinin altını çizerek, kadın yoksulluğu ile mücadeleye vurgu yapıyor.
Çalışma Bakanı’nın 1 Mayıs ve Taksim açıklamasındaki tek doğru “hatırlamak” üzerine. Ancak kimin hatırladığı, hatırlattığı ve kimin hafızasından doğru baktığımız önemli olan... Biz de feministlere sorduk, onlar da anlattı: “Devlet ‘buyurun’ demedi, biz açtık o yolları!”
Emek ve Meslek Örgütlerinden Kadınlar 2011 yılında yan yana gelerek bir platform oluşturdular. Amaç; kadınların ücretli emek alanında karşılaştıkları talepleri ortaklaştırmaktı. Platformun önemli eylemlerinden biri de 1 Mayıs 77’de öldürülen kadınlar adına Kazancı Yokuşu’na karanfil bırakmak. Bu yıl da 29 Nisan günü yapılacak anmaya tüm kadınları çağırıyorlar.