1 Mayıs alanlarından kadın manzaraları: “1 Mayıs’a gideceğim, işe gelmiyorum”

Saraçhane’de Taksim ruhunu hissetmek, haksızlıkları anlatmak, Bursa’da omuz omuza olmanın gücünü yaşamak için buluşmuş, Malatya’da ise 1 Mayıs’a gelmek için işe gitmeme kararı almıştı kadın işçi ve emekçiler… 1 Mayıs alanlarından manzaralar…
Paylaş:

İSTANBUL

“Taksim ruhunu ben de hissetmek istiyorum” diyen kadın işçiler Taksim yasağını tanımadı

2024 1 Mayıs kutlamaları geldi geçti. Bu yıl DİSK öncülüğünde 1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’na çağrı yapıldı ve KESK, TMMOB, TTB, TDB ile birlikte miting örgütlenmeye çalışıldı. Beşlinin bileşeni olmayan kurumlar son saatlere kadar Taksim için hangi kollardan yürüyeceklerine dair tartışmaları sürdürdü, son gün yürüyüş kollarını değiştirerek DİSK’in toplanma çağrısı yaptığı Saraçhane Parkı’na dümen kırdı. Doğru bir karar olduğu bizce tartışılmaz. Toplumsal mücadelenin görece zayıf olduğu bir dönemde tüm güçlerin bir arada olması oldukça etkileyiciydi. Zira Taksim Meydanı tarihsel önemi ve anlamının yanında iktidar mücadelesinde de önemli bir yerde duruyor.

Sabahın erken saatlerinde binler Yenikapı yönünden Saraçhane’ye akmaya başladı. Resmî tatil olan 1 Mayıs’ta fazla mesaiye gitmek zorunda bırakılan binlere karışarak ilerledi elbette Saraçhane Parkı’na. AKP bir yandan kutlamaları engellerken, İstanbul’u trafiğe kapatarak halkı karşı karşıya getirmenin de bir aracına dönüştürdü bugünü. Anayasa Mahkemesi’nin Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs kutlamalarına açılması yönlü kararını tanımayan AKP’ye yönelik öfke -on yıllardır biriken- hem yürüyüş kollarında hem de Saraçhane’de kendini gösterdi. Okmeydanı ve Mecidiyeköy’den Taksim’e çıkmak isteyenler ve Taksim’e bir şekilde küçük gruplar halinde çıkabilenler ise işkenceyle gözaltına alındı.

Sabahın erken saatlerinde toplanmaya başlayan gruplar, 10.00’da Saraçhane’de buluşmaya başladı. İBB yönündeki yolun darlığı nedeniyle insanlar adım atmakta zorlandı. Yaşlılar ve kadınlar için riskler oluştu. Ancak Saraçhane’deki kalabalığı görmek hepimize iyi geldi.

Aileye ‘yalan söyleyerek’ Saraçhane’de buluşan kadınlar

Oluşturulan kortejler içerisinde hemen hemen işçilerin tüm talepleri dövizlere işlenmiş, sloganlaşmıştı. Çocuk işçilik, insanca yaşanacak ücret, maaşlar üzerindeki vergi yükü, işçi sağlığı ve iş güvenliği, OVP, Kürt ulusunun talepleri, tutuklanan gazeteciler, eğitim ve sağlık hakkı, esnek çalışma, kadro hakkı… Ancak kadın ve LGBTİ+’lar için talepler yine yeterince yer almadı alanda. Kamu sendikalarının, feministlerin, kadın ve LGBTİ+ örgütlerinin pankart ve dövizleri dışında emek ve meslek örgütleri genel olarak kadınları ve LGBTİ+’ları 1 Mayıs’ta da görmemişti. Zaten işçi sendikalarında kadın işçilerin katılımının temsili düzeyde tutulduğu açıktı. Sendikalarda kadın temsili ve örgütlenmesinin nerede durduğunu alanda bir kez daha görmüş olduk. Genel kitlesinin katılımının da temsili olduğunu es geçmeyelim.

Kadınların zılgıtlarıyla çekilen halayların yanı sıra Taksim’e yürüyüşün nasıl gerçekleşeceğine dair gergin bekleyiş içerisinde sendika kortejlerindeki kadınlarla görüşerek hangi taleplerle 1 Mayıs alanında olduklarına dair sohbet etmeye çalıştık.

Bazı kadınlar aileleri tarafından saldırı olacağı ihtimali nedeniyle engellenmeye çalışılmış. “Merak etme arkalarda duracağım” diyerek kandırıp gelenler olmuş içlerinde. Bir kadın “Biz zaten Bursa’ya gidiyoruz, orada gaz yemeyeceğiz” diyerek evden çıkıp Saraçhane’ye gelmiş. TÜMTİS üyesi olan kadın kargo işçisiydi ve “Taksim ruhunu ben de hissetmek istiyorum” diyerek ailesine neden yalan söylediğini açıkladı.

1977 katliamına tanık olanlar da o gün Saraçhane’deydi.

“Bedenimizden elinizi çekin” demek için 1 Mayıs’a

Video çekim ve ses kaydı konusunda çekinceleri olan kadınlarla sohbet etmeye devam ederken işyerlerinde artan cinsel taciz hemen hepsinin dile getirdiği bir meseleydi. Çalıştığı işyerinde -kendi anlattığı haliyle- çoğu zaman sesli söyleyemediği “Taciz insanlık suçudur, bedenimizden elinizi çekin” sloganlarını bağırarak atmak için en uygun zamanın 1 Mayıs olduğunu anlattı genç bir kadın işçi. Kadınlar için hiçbir zaman 8 saatlik çalışmanın uygulanmadığını da ifade ederek “Ama bir şekilde umudumu korumaya çalışıyorum, bir yerde düzelmek zorunda, değişmek zorunda. İnsanlar daha ne kadar dayanabilir ki bu kadar ağır çalışma koşullarına. Günün sonunda eline geçenle sadece yetinmeye çalışmak bir yerde patlayacak, patlamalı” diyor.

Kadroya alınmadan, 10 yıl çalıştığı işyerinden haksız yere çıkartılan Dev Gıda-İş üyesi bir kadın işçi ise “bize yapılan haksızlıkları anlatmaya geldim” diyerek başladı anlatmaya ve video çekimi yapmamıza izin verdi. Aralarda ise ağır çalıştırılmaktan kaynaklanan hastalıklarını anlatarak “Hiçbiri meslek hastalığı olarak kabul edilmiyor. Emekli olamadım, yaşımı gerekçe gösteriyorlar, işe almıyorlar. Bu kadar hastalıkla ben ne yapayım? Bir tek ben de değilim, kaç milyon işçi var benimle aynı durumda olan. Ama ne sesimizi duyan var ne derdimizi soran” diye döküyor içini.

1 Mayıs ‘faaliyeti’

Alandaki kitlenin gözü kulağı Bozdoğan Su Kemeri önüne kurulan polis barikatındaydı ve her ne kadar coşkulu bir hava olsa da gergin bekleyiş devam ettiği için de daha fazla kadınla sohbet etme şansımız olmadı. Zira Taksim’e giden yolu zorlayarak açmak meşruydu ve barikata yüklenenleri polis biber gazıyla püskürtüyordu. Gazdan etkilenmemek mümkün değildi. Barikatı zorlamaya başlayan kitle arttıkça Tertip Komitesi ilkesiz bir biçimde geri çekilmeye başladı. Kendi kitlesini kontrollü olarak ses aracının etrafında konumlandırdıktan sonra “1 Mayıs faaliyeti”ni sonlandırma kararını açıkladı. Barikatı zorlayan güçlerin duymadığı bu karar, ilerici güçleri polise karşısında yalnız kalmasına da neden oldu.

Ses aracına yakın olan ve kendi tabanı olan kitlenin önemli bir kesimi ise kararı ilk duyduğunda gerçeklik algısı değişti adeta. İkinci çağrıda daha net anlayan kitle daha gür bir şekilde kararı yuhaladı ve tepki gösterdi. Çok fazla tartışılması gereken şey olduğunu düşündüğümüz 2024 1 Mayıs’ı kürsü kurulmadan, birlik mücadele ve dayanışma vurgusu yapılmadan, işçilerin talepleri yükseltilmeden, kadın emeğine dair tek bir söz söylemeden, Enternasyonal marşı dahi çalınmadan bitirilmiş oldu.

BURSA

Bursa’da Eski Stadyum Caddesi’nde toplanan emek ve meslek örgütleri, siyasi partiler ise geçen senelere oranla iyi bir katılım sağladı 1 Mayıs mitingine. TÜRK-İŞ’in kendi üyelerinin Taksim’e yönelmesini de engellemek adına yaptığı çağrıyla Bursa’da buluşmuş olması katılımın yüksek olmasının nedenlerinden biri.

Hemen hemen her sendika, parti ve STK’nın kadın birimlerinin alanda olması sevindiriciydi. Continental direnişinden Münire, direnişin 13.gününde 1 Mayıs’a gelerek “Keşke fabrikaların önü de böyle kalabalık olsa, hatta organize sanayi içinde kadınlar yürüse” diyerek hayalini paylaştı bizimle. Ankara’dan 1 Mayıs için Bursa’ya gelen Ayşe ise “Nerede olursak olalım kadınlarla ve işçi kardeşlerimizle omuz omuza 1 Mayıs’larda buluşmak çok iyi hissettiriyor” diyerek yaşadığı duyguları anlattı.

MALATYA

1 Mayıs kutlamaları Kız Meslek Lisesi önünden başlayan yürüyüşlerin ardından Emeksiz’de yapıldı. Bütün sendikalar ve partilerin yer aldığı yürüyüş geçen yıla oranla daha kalabalıktı. Kadınların katılımı da gözle görülecek şekilde geçen yıla göre yüksekti. 2023’te deprem sonrası hala toparlanamamış olunmasının etkisiyle hem katılım düşüktü hem de yas havasında geçmişti. Müzik dinletisi yapılmamış, halaylar çekilmemişti. Konuşmalardan sonra kitle dağılmıştı.

Bu yıl ise alanda müthiş bir kalabalık vardı. Oldukça coşkuluydu. Kadın işçiler özellikle dikkatimizi çekti çünkü çoğu 1 Mayıs’ta işe gitmeme kararı alarak gelmişti alana. Malatya’da duyulmuş şey değil, “1 Mayıs’a gideceğim o yüzden işe gelmiyorum” diyen işçilerle karşılaşmak. Kadınlar alanda sayıca daha fazlaydı bile diyebiliriz.

Genel 1 Mayıs taleplerinden daha çok deprem sonrası yaşanan yoksunlukların dile getirildiği 1 Mayıs alanında enflasyon, ekonomik zorluklar, patronların hukuksuzluğu, basın özgürlüğünün engellenmesine yönelik talepler vardı ve atılan sloganların önemli bir kısmı da bu konuları içeriyordu. Depremde kaybettiğimiz canlar için yapılan saygı duruşunun ardından konuşmalarla ve davullu zurnalı halaylarla ayrıldık 1 Mayıs alanından.

Haberler: Bahar Gök, Nesrin Baran, Haluş S.

Fotoğraflar: İstanbul/Bahar Gök, İpek Deniz, Aralık Feminist Kolektif; Bursa/Nesrin Baran, Malatya/Malatya Gazeteciler Cemiyeti

Paylaş:

Benzer İçerikler

Kadınlar bu yıl da meydanlarda emek sömürüsüne, iş yerlerinde yaşanan tacize ve mobinge, düşük ücretlere, erkek egemen toplumun dayattığı bütün baskılara karşı bir kez daha seslerini yükseltti. 1 Mayıs Van mitinginde belki de en dikkat çekici döviz, “Aşk yaşamın estetize edilmiş halidir” döviziydi.
Batman’da kadınlar “Jin, Jiyan, Azadi” pankartı ile alana giriş yaptı. Güvencesiz, düşük ücretli çalışma kadınların neredeyse temel çalışma biçimiydi. Hem kafede çalışıp hem okuyan 16 yaşındaki İpek “Sigortam yok yaşım küçük olduğu için değil hiçbir kafede kimseye sigorta yapmadıkları için” derken “Senelerdir biz kadınların çektikleri yetti artık. Kürdüz, kadınız, işçiyiz. Haklarımızı öğreneceğiz” şeklinde durumu özetliyordu.
Hasta olduğu, mesai yazıldığı ya da o gün çalıştığı için katılamayanlar olsa da konuştuğumuz işçi kadınların çoğu 1 Mayıs’ta alanlarda olacaklar. Kadın işçiler ücret eşitliği, cinsel taciz ve mobbingden arınmış işyerleri, kısa çalışma saatleri için taleplerini dile getirirken halay da çekmek istiyorlar. 
Çalışma Bakanı’nın 1 Mayıs ve Taksim açıklamasındaki tek doğru “hatırlamak” üzerine. Ancak kimin hatırladığı, hatırlattığı ve kimin hafızasından doğru baktığımız önemli olan… Biz de feministlere sorduk, onlar da anlattı: “Devlet ‘buyurun’ demedi, biz açtık o yolları!”
İçeriklerimizi kaçırmamak için e-posta bültenimize ücretsiz abone olun!